BÖLÜM 26 KANLI KURŞUN

2.9K 147 18
                                    

Nasılsınız?

Karneler nasıl?

Yazıp yazıp sildiğim bir bölüm oldu. Umarım beğenirsiniz.

Yazardan:

"Umut Bera sağda." diyen Burak'la hızla sağa dönen genç adam oradan gelen şerefsizi de tek mermiyle indirdi.

Koşarak dağdan aşağıya inerken ölmek, vurulmak umrunda değildi.

Hızla soldan ateş edip tutturamayan gerizekalıya sıktı.

Adımları hızlanırken arkasından ona seslenen Burak abisini duymuyordu.

Önünde kalan mağaraya sert adımlarla girdi. Sağda bulunan bölmeye daldığında karşısına çıkan iki kişiyi yere serdi. Oradan çıkıp mağarada ilerledi. İleride bulunan bölmeye de hızla girdi. Çevik hareketlerle etrafı taradı.

Tüm mağarayı hızla talan etse de eli yine boştu. Sevdiğini ve kardeşi dediği adamı bulamıyordu. Her gönderilen görüntüyle kahroluyor ama elinden hiçbirşey gelmiyordu.

Talan ettiği mağaradan yine hayal kırıklığıyla çıktı. Sert adımları toprağa değdiğinde yıkmak ister gibiydi.

"Ali!" sert ve duygusuz sesiyle askerine seslenen adamdan yanındakiler bile korkuyordu.

"Emredin komutanım."

"Döşe." kaşları çatık askerinin yüzüne bakıp yanından geçti. Burak abisinin yanına giden genç adam günlerdir dağdaydı.

Başta Balıkesir'den başlamıştı. Geldikleri arabayı mobeselerden bulmuş sınır ötesine geçtiklerini öğrenmişti.

Kendi timiyle beraber emir bile gelmeden hazırlanıp çıkmıştı sınır ötesine. Kendisi tek gidecekti ama timi kendini yalnız bırakmamıştı.

'Senin sevdiğin kadın bizim kardeşimiz Umut oğlan. Şimdi sesini kes ve emri ver. Gidelim alalım kardeşimizi.' demişti Cemal abisi.

Burak abisi de kendi timiyle emir almadan hazırlanıp çıkmıştı. Kimsenin umrunda değildi meslekten olmak. Belki çok üzülürdüler ama hiçbirşey Zeynep'ten değerli değildi iki adam içinde.

İlk günler de sadece Eylül'ün işkence gördüğü videolar atılıyor ve altına da eski albay İbrahim'i takas istiyorlardı. Ama Salih albay elinden geleni yapmaya çalışsada şerefsizi karargahtan çıkarmak için bile izin verilmemişti. Öyle ki günler önce izinsiz çıkıp giden iki timi de iki gün karargahta göstermişti sahte imzalarla.

Sonraki günler de kendisinden haber alınamayan istihbarat askeri Cihan yüzbaşının da Eylül'le beraber işkence videoları gelmiş ve iki kişi karşılığında İbrahim'i istemişlerdi.

Videoları izleyen Umut ve Burak ikilisi çıldırmışlardı.

Öyle ki hergün gelen videolarda Eylül ne kadar darbe alıyorsa sınır bölgesinden itibaren günlük olarak o kadar orta derecede kamp patlatıyordu Umut Bera Karahan.

Karahan üsteğmen tehlikeliydi. Sevdiği kadına gelen her zararda yüzlerce şerefsiz öldürüyor ve kampı patlatıp yakıyordu.

Karahan'ın ince çizgisi Eylül'dü.

Ona gelecek en küçük zararda bile aklı çıkarken şuan gördüğü görüntüler onu delirtmişti. Bugün geldikleri yedinci kamptı.

Alican aldığı emri yerine getirip komutanının yanına gitti. Talimatı verip tekrar tim arkadaşlarının yanına geçti.

Umut Bera ve Burak birbirlerine bakarken iki gencin de gözü karaydı. Öyle ki günlerdir yemeden, içmeden, uyumadan kamp kamp Zeynep Eylül'ü arıyorlardı.

Kaybolmuş Kalpler (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin