"ARVEN YILMAZ, MÜDÜRİYETTE BEKLENİYORSUN, ARVEN YILMAZ, MÜDÜRİYETTE BEKLENİYORSUN, ARVEN YILMAZ..."
Kulaklarımı dolduran anons sesini henüz uyanamadığım için rüyada mı gerçekte mi duyuyorum algılamam biraz zaman almıştı. Oda arkadaşıma baktığımda kulak tıkaçları sayesinde hâlâ uykusuna devam ediyordu. Ben gözlerimi açana kadar anons çoktan bitmişti.
Üzerimi giyinip koridorda müdüriyete doğru giderken kulak tırmalayıcı anons sesi koridorlarda yeniden yankılanmaya başlamıştı.
"ARVEN YILMAZ MÜDÜRİYETTE BEKLENİYORSUN..."
"Patlama geldik be(!)"
Bu kadar ısrarla çağırılma sebebimin ne olduğunu tabiki de biliyordum. Dün yemekhanede sıra yüzünden çıkardığım kavgaydı. Yurdun kendini beğenmişlerinin sırada kaynak yapmalarına, her şeyden önce de haksızlığa uğramaya asla gelemiyordum. O anlık sinirle servis için yapılan çorbalardan birini alıp kızın başından aşağı nasıl çevirdiğimi ben de pek net hatırlayamıyordum. Anlık deli kuvveti dedikleri bu olsa gerek...
Yaptıklarımdan ötürü yine en az yarım saat nutuk yiyecek, bir daha yapmayacağıma dair bir çok kez özür dileyecek, en sonunda müdürenin ne diyecek lafı ne de söylenecek hali kalmadığı için bir daha olmaması kaidesiyle odama gönderilecektim.Müdüriyetin önüne geldiğimde üzerime çeki düzen verip boğazımı temizledim ve kapıyı çaldım.
"Gel."
İçeri girdiğimde hafif kır saçlı, şişman müdüremiz tek değildi. Yanında disiplin kurulu başkanı da vardı. Bu sefer biraz zorlayacak gibi duruyordu ama en fazla sicilime bir uyarı işlenirdi.
"Beni çağırmışsınız müdür hanım."
"Gel bakalım. Bu ilk görüşmemiz değil. Otur şöyle."
Önündeki tekli deri koltukların birine oturdum. Müdüre gözlerimin içine delici bir şekilde bakıyordu. Bu kadının bakışlarında bile bir diktatörlük vardı. Ben de gözlerimi bu bakışlardan kaçırarak biraz da suçluluk duygusuyla önüme döndüm.
"Anlat bakalım. Bu sefer ne gibi bir durum seni çorba kazanını kızın başından aşağı çevirmeye itti?"
"Hocam yaptığımın yanlış olduğunun farkındayım ama sıraya kaynak yaptı ve uyardığımda da beni kışkırttı."
"Sen de kaynar çorbadan aşağısı kesmez dedin."
Yüzüme isyankar ve biraz da mağdur bir tavır takınarak gözlerine baktım.
"Ama hocam tek suç benim mi şimdi?"
"Hayır değil, haklısın. Bu yüzden ikiniz hakkında da gerekli işlemler başlatılacak."
"Aslında biz arkadaşla aramızda halledebilirdik, şimdi işleme falan hiç gerek yoktu."
"O kısmı çoktan geçtik. Muhtemelen o arkadaşı da bir daha göremezsin."
"Nasıl yani?"
"Kızın bedeninde yanıklar meydana gelmiş. Kasten yaralama, yurt düzenini bozma ve arkadaşlarına kötü örnek olma suçundan ötürü disiplin kurulu başkanınca yurttan atılmana karar verildi."
Duyduklarım karşısında kısa çaplı bir şok geçirsem de bu beni daha da sinirlendirmişti. Hiddetle müdüre döndüm.
"Tek suçlu ben miyim, peki ya o!?"
"Aynı şekilde yurt düzenini bozma, kışkırtıcı ve tahrik edici kelimeler kullanmadan ötürü de ona da uyarı verdik."
"Bir yanda uyarı bir yanda yurttan atılma? Bu yaptığınız haksızlık, adaletsizlik!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EV ARKADAŞI (+18)
ChickLitÜniversite son sınıf öğrencisi olan Arven Yılmaz kaldığı yurttan atılır ve önceden tanışıklığı olan polis memuru Ali Güner ile anlaşma yaparak ev arkadaşı olurlar. Uyarı: Cinsellik ve +18 ifadeler içermektedir!