EV ARKADAŞI (+18)

-44-

Üzerimde beyaz bir elbiseyle uçsuz bucaksız bir çölün ortasındaydım. Karşımda duran kişinin yüzünü seçmeye çalışsam da tepedeki güneş gözlerimi alıyordu. Birkaç adım attıktan sonra Ali olduğunu fark ettim. Hızla Ali'ye doğru koşarken duyduğum sesle geldiği yöne doğru döndüm.

"Annee!"

Tam zıt yönde küçük bir kız çocuğu bana bağırıyordu. Tekrar seslendiğinde kim olduğunu içim hissediyordu.

"Annee!"

"Lara!"

Hızla küçük kıza doğru koşarken duyduğum seslerle olduğum yerde durdum. Seslerin nereden geldiğini anlamaya çalışsam da kulağa çok karışık geliyordu.

"Arven! Anne! Arven! Baba! Lara!"

Ali'nin olduğu yöne yeniden döndüğümde kimse yoktu. Daha sonra karşısında gördüğüm küçük kıza bakmıştım ama o da yerinde değildi. Bir o yöne bir bu yöne birkaç adım atarak bağırdım.

"ALİİİ!"

...

"ALİİ!"

...

"LARAA!"

Gözlerim etrafı hızla dolaşırken biraz ileride çağlayan bir şelale görmüştüm. Akan suyla birlikte suyun yanında kuru çöle inat yeşillikler ve gölgelik yapan kocaman ağaçlar vardı. Susuzluğuma yenik düşüp Ali ve küçük kızı unutmuş, şelaleye doğru koşuyordum. Yaklaştıkça bedenime vuran ferahlıkla rahatlıyordum. Suyun yanına geldiğimde havzaya eğilip içmeye çalıştım ama bir türlü yetişemiyordum. Şelale havzasının başından kalkınca karşımda kucağında küçük kız çocuğuyla Ali'yi gördüm. Ali'nin elinde bir testi, küçük kızda da bir bardak vardı. Yanlarına gittiğimde Ali testideki suyu bardağa koydu ve küçük kız bardağı bana uzattı. Buz gibi suyu yutarken içime bir ferahlık gelmişti. Ali'nin yanına yaklaşıp küçük kıza ve Ali'ye sarılmaya yeltendim.

Kolumdaki hissiyatla irkilerek uyandım. Hemşire biten serumu kolumdan çıkarmakla meşguldü.

"Korkmayın serumu çıkarıyorum."

Nst cihazı hâlâ karnımdaydı. Gönül anne başucumdaki tekli koltukta uyuyakalmıştı ama hemşirenin sesiyle o da gözlerini açmıştı.

"Doktorunuz birazdan gelir. Geçmiş olsun."

Hemşire odadan çıktığında güleryüzle Gönül anneye döndüm. Yatakta heyecanla doğruluyordum.

"Anne..!"

"Yavaş kızım..."

Yardım etmek için ayaklanmıştı. Sırtımı yastığa yasladığımda ellerinden tuttum ve yatağın yanıbaşına oturmasını sağladım.

"Rüyamda Ali'yi gördüm."

"Hayır olsun!"

"Çok güzel gördüm. Bana elleriyle su içirdi. Hatta kızımız da vardı. Koca bir çölün ortasında bir şelalenin yanıbaşındaydık."

"Hayırlara vesile olur inşallah kızım."

"Ben biliyorum, hissediyorum. Ali gelecek."

"İnşallah..."

Doktor odama girdiğinde Gönül anne yataktan kalkmıştı.

"Günaydın. Nasılsın bakalım?"

"İyiyim. Sancım yok."

Nst kağıtlarını incelerken konuştu.

"Küçük hanımın gelmeye niyeti yok desene."

Sessizlik...