-13-

90.3K 1.7K 359
                                    

"Çünkü duygularımız yine karşılıklı...
Sana çok aşığım Arven Yılmaz..."

Duyduklarım karşısında sinir katsayım giderek yükseliyordu. Ali'nin artık hiçbir lafına inanasım gelmiyordu. Kendime hakim olmaya çalışarak yüzümü duvara çevirdim.

"Çık git!"

Söylediğim karşısında afalladığı sesinin tonundan belliydi.

"Arven..."

Yüzümü duvardan çevirmeden yeniden konuştum.

"Çık!"

Kısa ve öz.

Yavaşça yatağın kenarından kalkıp dışarı çıktı. Çıktığında sinirden gerilen bedenim derin bir nefes vererek rahatladı. Gördüğüm manzara yetmezmiş gibi bir de karşıma geçmiş pişkin pişkin "Ben de sana aşığım." diyordu. Aşkı ne kadar yanlış anlamışsın Ali Güner! Bundan sonra adını bile ağzıma almayacaktım.

Şu an ne Ali'yi ne de onun takıldıklarını düşünecek halim vardı. Tek düşündüğüm şey buradan çıktığımda nereye gideceğimdi. Üzerimdeki garip yorgunluk gittikçe bastırırken kolumdaki serumdan akan ilaç bedenime tesirini gösteriyordu. Bir süre hiçbir şey düşünmeden gözlerimi kapatıp dinlenmeye karar verdim.
...

ALi'DEN

Korktuğum başıma gelmişti. İnanmayacaktı. Buket'le konuştursam belki inanır mıydı? Ya da kendim izah etseydim her şeyi... Buna müsade eder miydi, beni dinler miydi? Az önceki tepkisinden sonra her şey çok zor geliyordu. Ama artık öğrenmiştim. İkimiz de birbirimize aşıktık ve bu saatten sonra ellerimden kayıp gitmesine göz yumamazdım. Gerekirse elini kolunu bağlayacaktım ama yine de kendimi dinletecektim. Peki ya inanır mıydı? Aşıktı... Aşıktık... İnandırmak zorundaydım. Kaybedemezdim. Göz göre göre Arven'i kaybedemezdim.
Ben böyle düşünürken odaya giren hemşireyle irkildim.
...

Yanımdaki hareketlilikle korkuyla uyandım. Hemşire kolumdaki serumu çıkartıyordu.

"Korkmayın, serum bitti."

"Teşekkür ederim."

"Geçmiş olsun."

Kapıya yönelirken sesimle durdurdum.

"Pardon... Kapının önünde bir beyefendi bekliyor mu hâlâ?"

"Evet. Serum bitene kadar hiç ayrılmadı."

"Anladım, teşekkürler."

Koluma pamuğu bastırıp indirdim. Üzerime biraz çeki düzen verip kapıdan çıktığımda Ali'nin meraklı gözleri üzerimdeydi. Yüzüne bile bakmadan çıkışa yöneldim. Beni yakalamak için koşar adımlarla yürüp yanıma düşmüştü.

"Arven konuşmamız lazım bu şekilde bir yere varamazsın."

Duraksamadan acilden dışarı çıktım. Ali hâlâ yanımda dil döküyordu.

"Arven bak her şey planlıydı. Yemin ederim Buket'le aramda hiçbir şey yok... Beni bir dinler misin lütfen..?"

Ali'nin dediklerine aldırış etmeden yanımızda durup müşteri indiren taksiye yöneldim.

"Boş musunuz?"

"Evet abla."

Taksiye binerken Ali kolumdan çekiştiriyordu.

"Arven gel buraya ben götürürüm seni."

Kolumu çekip kapımı kapattığımda hızla ön koltuğa binmişti. Bana dönüp konuşmaya devam etti.

EV ARKADAŞI (+18) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin