EV ARKADAŞI (+18)

-5-

Cumartesi sabahı alarmsız uyanmanın huzuruyla gözlerimi açtım. Ali de haftasonu evde olacaktı.

Yatağımdan ayağa kalkıp odamın perdesini çektim ve havalanması için camı açtım. Bu sırada kadınlığımdan akan sıcak sıvıyla bir küfür savurdum.

"Siktir!"

Temiz bir iç çamaşırı alıp hızla banyoya girdim. İç çamaşırını giyip bir ped taktım ve banyoda işlerimi halledip çıktım. Odama geçip üzerime fitilli taytlarımdan birini ve bir tişört geçirdim.

Odadan çıktığımda Ali üzerini giyinmiş bir şekilde odasından çıktı.

"Hayırdır sabah sabah ne bu gürültü?"

"Ne gürültüsü?"

"Ne bileyim bir banyoya girişin vardı deprem oldu sandım. O nasıl kapı açıp kapatmak?"

"Ya ben mi uyandırdım özür dilerim..."

"Yok zaten uyanmıştım da sen iyisin dimi bir sorun yok?"

Regl olduğumu Ali'ye söylemeli miydim? Söylesem ne fark edecekti ki?

"İyiyim sorun yok."

"Tamam o zaman. Bugün kahvaltıyı dışarıda yapalım mı? Serpmeye gideriz..."

"Olur nasıl dersen."

"Tamam hazırlan o zaman çıkalım."

Odama geçip üzerimdeki tişörtü çıkardım ve siyah taytımın üzerine beyaz bir sweat giydim. Regl olduğum ilk günler rahatlığıma ve altıma siyah şeyler giymeye özen gösterirdim. Saçlarımı taradım ve hafif bir makyaj yaptım. Üzerime şişme montumu ve şalımı aldım. Başıma da ponponlu bir bere geçirdim. Çantamı alıp odadan çıktığımda Ali salonda elinde telefonla beni bekliyordu. Üzerine baktığımda beyaz bir sweat ve siyah bir pantolon giymişti. Heyecanla gülümsedim.

"Nasıl yani?"

Anlamsızca yüzüme baktı.

"Ne nasıl yani?"

Montumun önüni açıp üzerimi gösterdim. Üzerimi görünce onun da suratına şaşkın bir gülümseme yerleşmişti.

"Kader Arven Hanım."

...

Kahvaltı için at çiftliğine gelmiştik. Siparişi verip hazırlanana kadar biraz etrafı dolaşıyorduk. Masaya döndüğümüzde kahvaltılıklar hazırlanmıştı. Oturup yemeye başladık. Karnım çok acıkmıştı.

İştahla yerken ağzıma sucuklu yumurtayı almamla midem bulandı.
Kahretsin! Regl tiksinmesi...
Çiğneme hızımı düşürmüştüm. Eminim ki suratım da bembeyaz olmuştu. Ali'nin karşısında çıkarmaktan utandığım için zorla yutmaya çalışıyordum ama lokma ağzımda gittikçe büyüyordu.

"İyi misin, dudaklarının rengi gitti sanki birden?"

Ali'nin sorusuna sadece zoraki gülümsemeyle başımı olumlu anlamda sallayarak cevap verebilmiştim. Kahvaltısını yaparken beni incelemeye devam ediyordu.
Tiksintimi unutmak için dışarıya dönüp lokmamı boğazımdan zorla geçirdim. Titreyen ellerim suya gittiğinde Ali yemeyi bırakmış pür dikkat bana bakıyordu. Birkaç yudum sudan içince biraz olsun rahatlamıştım.

"Sende bir haller var sabah beri?"

Yüzüne baktığımda tek kaşını kaldırıp bana bakarak başını hafif yana çevirdi. Sanırım artık söylemeliydim.

"Sabah regl oldum. İlk günlerim biraz sancılı ve ağır geçiyor."

"Neden sabah söylemedin bana?"

"Bilmiyorum."

"Peki şu an neyin var iyi misin noldu birden?"

"Midem bulandı biraz ama iyiyim."

"İstersen eve geçebiliriz, kahvaltı hiç mühim değil ya da canın bunları yemek istemiyorsa başka bir şey söyleyelim?"

"İyiyim gerçekten teşekkür ederim. Tadımızım kaçmasına gerek yok."

"Tamam o zaman ama kötü hissedersen ve gitmek istersen söyle lütfen olur mu?"

"Olur."

Gülümseyerek cevap vermiştim. O da gülümseyerek karşılık vermişti.

Eve geldiğimizde ağrılarım başlamıştı ama ortamı bozmamak için Ali'ye çaktırmamıştım. Elimi yüzümü yıkayıp yatağıma cenin pozisyonunda yattım. Gözlerimi kapatmış dinleniyordum. Ali kapıyı tıklattı.

"Gelebilirsin."

İçeri geçip yatağımın yanına oturmuştu.

"İyi misin?"

Başımı olumsuz anlamında salladım.

"Ağrım başladı."

"İlaç ister misin?"

"Hayır eğer içersem kanamam kesilir."

"Ne yapacağız peki?"

"Hiçbir şey yarına kadar böyleyim."

"Karnına masaj yapmamı ister misin?"

"Gerçekten mi?"

"İyi gelecekse yaparım."

"Lütfen..."

Sweatimi hafif yukarı sıyırıp elini karnıma koydu ve yavaş yavaş masaj yapmaya başladı. Gözlerimi kapattım.
Eli karnımda gezindikçe gevşiyordum. Hem acıdan hem de rahatlamaktan hafif hafif inliyordum. Bir süre sonra bilincim kapanmıştı...

...

Ali'den...

Arven'in rahatsızlanması canımı sıkmıştı. Karnını ovalarken uyuduğunu inlemeleri kesilince anladım. Ovalamayı bırakıp yüzüne eğildim. Dikkatlice yüzünü incelemeye başladım.
Sarı saçları, uzun kirpikleri, dolgun dudakları...
Gerçek anlamda çok tatlı bir kızdı. Kalbi de çok temizdi. Elimi usulca yanağına götürüp okşadım. Huylanmış olacaktı ki sırtı dönük bir şekilde yan döndü. Yan yatmasıyla sıyrılan sweatinden görünen belinin inceliğiyle taytlı kalçasının uyumu daha da belirginleşmişti.

İçimde bastıramadığım bir şekilde yanına yatma isteği oluştu. Arkasından beline sıkıca sarılıp karnını ovalamaya devam etmek istiyordum.
Bunu yapsam acaba uyanır mıydı? Uyansa ne tepki verirdi? Kızar mıydı? Ama onu gecelikle gördüğümde de bir şey dememişti...

Yataktan kalkıp salona geldim ve koltukta kullandığımız battaniyeyi aldım. Arven'in yanına gelip yavaşça arkasından ona sokuldum. Belinden sarılıp kendime iyice bastım. Hareketlense de gözleri açılmamıştı. Kalçası erkekliğime tam oturmuştu. Ona bu denli yakın olma hissi erkekliğimi hareketlendirmişti fakat bu hareketlilik azgınlıktan değil heyecandandı. Battaniyeyi üzerimize hafifçe örttüm. Sweatinin altından elimi sokup karnını kasıklarına doğru ovalamaya başladım. Kollarımın arasında Arven'in olması ve ona bu kadar yakın olduğumu bilmek nabzımı biraz yükseltse de boynuna hafifçe gömülüp kokusunu içime çektim. Kokusu nabzımı sakinleştirmeye yetmişti. Tekrar boynuna gömüldüğümde ufak bir buse bıraktım. Başımı başının üzerine çıkarıp bedenimin girintilerine Arven'i iyice doldurdum. Daha sıkı sarılmak istiyordum ama uyanabilirdi. Bir süre onu izlerken ritmik nefes alışverişi beni de sakinleştirmiş, uykumu getirmişti. Saçlarına başımı eğip kokusunu içime çekerek uykuya daldım.

...