-43-

24.9K 825 127
                                    

Çalan telefonla gözlerimi açtım. Zaman mekan algımı saniyelik olarak kaybetsem de kafama dank eden şeyle karnımın ağırlığına rağmen hızla yataktan sıçradım. Arayan Ali'ydi.

"Alo!"

"Güzelim..."

Sesini duyunca heyecanlanmıştım.

"Ali.. Ali..."

"Güzelliğim... Sakin ol lütfen."

"Aşkım nerelerdesin, nasılsın, neler yaptın, iyi misin, halin vaktin nasıl?"

"Birtanem biz geldik. Yerleştik. Gayet iyiyim telaş yapma lütfen. Sen neler yaptın?"

"Ben..."

Derin bir nefes verip yatağın kenarına oturdum.

"Ben evimize geldim. Uyumuş kalmışım. Telefonla uyandım şimdi."

"Kıyamam özür dilerim ben mi uyandırdım?"

"Evet ama sorun değil. Sen ne zaman müsaitsen o zaman ara beni. Gerekirse hiç uyumam, asla bir önemi yok."

"Birtanem benim... Kızımız nasıl?"

Elim karnıma giderken gülümsedim.

"İyiyiz... Uykuya dalarken yalnız bırakmadı beni. Hareketlerini hissettim hep."

"Arven, kendini ihmal etme. Annemlerde kal. Yemek yapıyorum diye uğraşma, onlara git hep."

"Merak etme... Ben iyiyim. Ama sen kendine çok dikkat et lütfen olur mu..? Dönüş gününü şimdiden iple çekiyorum..."

"Sabret inci tanem... Döneceğim. Seni çok seviyorum sakın unutma."

"Ben de seni çok seviyorum aşkım..."

Telefonu kapatıp yatağa yeniden uzandım. Bu sırada karnımda hissettiğim hareketlerle karnımı okşamaya başladım.

...

Ali'nin gitmesinin üzerinden 14 gün geçmişti. Bu süreçte sadece 6 kere konuşma imkanımız olmuştu. Ben arasam da açamıyordu o yüzden aramalarımı görüp telaşlanmaması için o aramadıkça aramıyordum. Evde çok sıkıldığım için sahile yürüyüşe çıkmıştım. Hava soğuğa rağmen o gün nihayet pırıl pırıldı. Işıldayan güneş modumu biraz olsun yükseltiyordu.

Karnımın ağırlığı belimi ağrıtırken bir banka oturdum. Önümden kucağında küçük bir kız çocuğu olan bir adam geçiyordu. Küçük kız da meraklı gözlerle ve yüksek sesle sorular soruyordu.

"Baba baak!
...
Babaa!
...
Bu ne!
...
Baba bak denniş!"

Gördüğüm manzara karşısında tabi ki de aklıma ilk gelen Ali ve kızımız olmuştu. Tebessüm ederek karnımı okşadım. Çalan telefonumla irkilirken ekrandaki kalbi görmemle içimi büyük bir heyecan kapladı. Neşeyle telefonu açtım.

"Ali!"

"Arven! Güzelim! Nasılsın, nasılsınız?"

"Sesini duydum daha iyi oldum. Sen nasılsın?"

"İyiyim. Hatta bugün bomba gibiyim!"

"Hayırdır... Yani iyi ol tabi de..."

"Sana bir sürprizim var güzelim..."

Heyecanla elimi göğsüme koydum.

"Söyle çabuk, kalbime inecek!"

"Diğer ekip bugün yola çıkıyor, yarın sabah burada olur. Sandığımız gibi 1 ay kalmayacağız!"

Heyecanla ayağa kalkıp yüksek sesle konuştum.

"Nee! Gerçekten mi Ali, doğru mu söylüyorsun!?"

EV ARKADAŞI (+18) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin