-31-

35.9K 924 163
                                    

"Evet anne biletimi aldım.
...
Hıhı.
...
Sen tüm eşyalarımı topladın mı onun evinden?
...
Tamam anne iyiyim ben merak etme.
...
Görüşürüz."

Nikahtan çıkıp Antalya'ya bir otele geçmiştim. Bugün oteldeki 8. günümdü. Annemle konuşup tüm eşyalarımı ona toplattırmıştım. O beni defalarca arasa da hiçbirini açmamış, olan biteni ve her şeyin sebebini bir tek anneme anlatmıştım. Anlattığım şeylerin ilgili yerlere ulaştıracağını biliyordum. Geldiğimden beri sadece annemle konuşuyordum. Günlerdir iştahım pek yoktu ve çoğunlukla uyuyordum. Biraz bir şeyler atıştırıp geceleri sabaha kadar plajda oturuyor, gündüzleri de uyuyordum.

Üzerimde gelinliğimle buralara kadar gelmek, onun bu eve ilk sen giriyorsun diyip bunca ay yalan söylemesi ve beni kandırması bana çok koymuştu.

Diğer günlere nazaran bugün kendimi çok daha iyi hissettiğim için uçak biletimi öğleden sonraya almıştım. Her ne kadar ruhum o şehire dönmek istemese de buna mecburdum.

Havalimanından çıkış yaptığımda kendimi yeniden aynı şehirde ama bir başıma çok garip hissetmiştim. Öncelikle tuttuğum eve geçip eşyalarımın olduğu poşetleri bıraktım. Annem de onun evinden getirdiği eşyalarımı gitmeden buraya bırakmıştı. Eve girer girmez saate baktım.

15:20...

Mesai bitimine daha vardı. Bir kağıt ve kalem alıp istifa dilekçemi yazdım. Dilekçeyle birlikte gelinliğin bulunduğu poşeti de alıp evden çıktım. Emniyete giderken orada onunla karşılaşmamak için bildiğim tüm duaları ediyordum.

Binaya girip hızla Ahmet Müdür'ün odasına çıktım. Kapıyı tıklatıp içeri girdim. Beni görmesiyle yüzünde bir şaşkınlık ve gülümseme oluşmuştu.

"Arven Hanım! Hoşgeldiniz! Buyrun oturun şöyle."

"Yok müdürüm sağolun ben oturmayayım hiç. Ben bunu vermek için rahatsız etmiştim sizi."

Elimde bulunan dilekçe kağıdını masaya bırakıp müdürün önüne uzattım. Bakışları kağıtta gezdikten sonra bana döndü.

"Emin misin Arven?"

"Eminim müdürüm. Emekleriniz için teşekkür ederim. Hakkınızı helal edin."

"Helal olsun güzel kızım. Bahtın açık olsun."

Hızlı adımlarla emmiyetten çıkarken arkama bile bakmıyordum.

Bir otobüse binip anayol kenarında bulunan boş kırsal arazi yanında indim. Poşetteki gelinliği çıkarıp yere bıraktım. Daha sonra poşetten kolonyayı ve kibriti çıkardım. Kolonyayı gelinliğin her yerine döktüm. Daha sonra kibriti çakıp dolan gözlerimden yaşların düşmesine izin vermeden gelinliğin üzerine bıraktım. Bir süre yere oturup duygusuz gözlerle cayır cayır yanan gelinliğe baktım. Yeterince yandıktan sonra poşetteki bir şişe suyu alevlerin üzerine döküp ateşi söndürdüm. Bir süre yol kenarında yürürken arkamdan gelen araba sesiyle döndüm. Otobüsü görmemle durması için işaret ettim ve bitkin bedenimi boş bulduğum koltuğa bıraktım.

Eve geldiğimde odaları ve evi dolaştım. Yeni ve modern eşyalı bir evdi. Salona oturup bir süre sessizliği dinledim. Dışarıda baharın etkisiyle pırıl pırıl bir hava vardı. Balkona çıkacakken karnıma giren sancıyla lavaboya koştum. İç çamaşırını indirmemle gördüğüm kırmızı sıvı bana bir 'Siktir!' çektirmişti. Pedi takıp lavabodan çıktım ve regl takvimimi kontrol etmek için uygulamayı açtım. Regl dönemine daha 2 hafta gözüküyordu fakat stresten olabilirdi.

Annem yatağıma nevresimlerimi geçirmişti. Yorgun bedenimi yatağa bırakırken zihnimi de boşaltmaya çalışıyordum. Üzerime yorganı hafifçe çekip gözlerimi kapatmıştım. Sessizliğe kendimi teslim ederken bilincimin kapanmasına izin vermiştim.

EV ARKADAŞI (+18) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin