10. Bölüm : Beyaz Güller ve Kırmızı İp

3.4K 136 36
                                    

Duştan çıktığımda saat on buçuk olmuştu. Bornozumu giyerek çıktığımda karşımda Yaman'ı görmeyi beklemiyordum.

"Bir sapıklığın eksikti," dedim söylenerek.

"Nikâh memuru yarım saate burada olacak. Haber vermek için geldim."

"Tamam. Çıkarsan giyineceğim?" Ayağa kalktı ve bana yaklaştı. Başımı kaldırıp gözlerine baktığımda gözlerini kısmıştı.

"Sana bir şey soracağım."

"Sor?"

"Dün gece, gerçekten bir şey yaşadık mı? Eğer yalan söylediğine inanırsam," dedi ve bornozumun kuşağını tuttu. "Bornozunu açarım. Ve eğer beni doğru söylediğine inandırmak istiyorsan, beni öpersin. Bir şey yaşadıysak beni öpmekten çekinmezsin değil mi küçük kız? Bir şey yaşadıysak zaten seni öpmüşümdür. Bunu bana kanıtla." Kalbim deli gibi hızlanmıştı. Bir şey yaşadıysak onu öperek kanıtlamamı istiyordu. Ve eğer onu öpmezsek, yalan söylediğimi düşünecek ve şu an parmaklarını doladığı kuşağımı açacaktı ve karşısında tamamen çıplak kalacaktım. Ne yapacaktım şimdi ben? Kaçmaya çalışsam geri çekildiğim için kuşak kendiliğinden açılacaktı.

"Yaman," dediğimde sesim umduğumdan daha kısık çıkmıştı. "Bunu yapamazsın."

"Yaparım. Ve şunu o güzel aklına sok, küçük kız. Benim en nefret ettiğim şey, yalandır." Başımı iki yana salladım.

"Yapamazsın.. Yapma."

"Madem bir şey yaşadığımızı iddia ediyorsun, o hâlde öp beni küçük kız." Ellerim kuşağın üzerindeki ellerini tuttu.

"Yapma," dedim bir kez daha. "Eğer," dedim ve nefesimin daraldığını hissettim.

"Eğer?" dediğinde kesinlikle devam etmemi istiyordu. Kalbim öyle hızlanmıştı ki kalp krizi geçiriyordum sanki.

"Eğer böyle bir şey yaparsan, seni asla affetmem."

"Peki sen bana yalan söyledin diye ben seni affetmezsem küçük kız?"

Kalbim deli gibi atıyordu. Ve sanki nefes alamıyordum. Bir kaçış yolu yoktu çünkü beni kıskıvrak yakalamıştı. Başım dönmeye başladığında ayakta durmaya çalıştım. Bunun için de kollarına tutunmuştum.

"Mayıs," diyen sesini duydum. "Mayıs," dedin yeniden. "Sakin olur musun? Tamam, yapmıyorum bir şey. Arif!!" Sesi kulaklarımda çınlamıştı sanki. Ayaklarım yerden kesildikten kısa süre sonra bedenim yumuşak bir yere yatırılmıştı. "Arif!! Hemen doktoru çağır! Mayıs.." İsmini söylerken sesi daha yumuşak çıkmıştı. "Küçük kız, dokunmayacağım sana. Aç gözlerini." Gözlerimi ne zaman kapatmıştım ben? "Ah tanrım! Çok hızlı nefes alıyorsun. Yapma. Sakin ol. Arif doktor!!"

"Geliyor abi!" demişti başka bir ses. Bütün sesler beynimin içinde karışmaya başladığında bilincim de kapanıyordu..

...

Başım o kadar ağrıyordu ki, gözlerimi açamayacak gibi hissediyordum.

"Lütfü Bey, iyi olacak değil mi?" Duyduğum ses kesinlikle Yaman'a aitti.

"Evet Yaman Bey. İyi olacak. Dediğim gibi, bunun psikolojik bir atak olduğunu düşünüyorum. Bazı şahıslarda bu olabiliyor. Ama daha çok yaşadığı olaylara ve travmalara dayanarak gerçekleşiyor. Daha önce yaşadığı bir şeyi ona hatırlatmış olabilirsiniz. Çarpıntısı olduğu çok belli. İlaçlarını bir süre kullanmamış gibi gözüküyor."

"Benim bir bilgim yoktu bu konuyla ilgili ancak ilgileneceğim. Teşekkür ederim."

"Daha sonra isterseniz bir de muaynehânemde muayene ederim. Ancak şu anlık böyle bir şeye gerek yok."

Güzel ve ÇirkinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin