12. Bölüm : Kızım

1.4K 64 6
                                    

Camdan dışarıya baktım uzun uzun. Bir hafta geçmişti. Bugün günlerden, Sekiz Şubat Çarşamba. Şirkete gelmiştim çünkü evde fazlasıyla sıkılmıştım. Erken geldiğim için kimseyi görmemiştim. Zaten görünmek re istemiyordum. Kar yağıyordu. Kapı çaldığında sıkıntılı bir nefes verdim.

"Gel!" İçeri Lale girmişti.

"Günaydın Rüya Hanım."

"Günaydın Lale."

"Efendim, yarım saat sonra toplantı var. Size haber vermem söylendi."

"Tamam Lale. Teşekkür ederim." Lale çıktığında masama ilerleyerek çantamdan getirdiğim şiir kitabını çıkardım. Telefonumu ve kulaklığımı da aldım. Ardından odamdan çıkarak toplantı odasına girdiğimde Yaman'ı burada görmeyi beklemiyordum. Çıkacağım sırada konuştu.

"İnsan yemiyorum," demişti. Göz devirdim. Ondan kaçtığımı düşünmesini istemiyordum. Karşısındaki yerime oturarak kitabı araladım ve kaldığım yerden devam etmeye başladım. Yaklaşık beş dakika sonra kapı açılmıştı Egemen gelmişti ve Yaman'ın yanına oturmuştu. Kulaklığın tekini taktım. Kulaklıkta Perdenin Ardındakiler şarkıları dönmeye başladı.

Yaklaşık on dakika sonra ise içerisi tiz bir sesle dolmuştu.

"Aşkım!" Bakışlarım kitaptan kalktığında kimin geldiğini görmüştüm. Hafif şişmiş göbeğiyle Irmak girmişti içeri. Ardından bana baktı. Bakışlarımı göbeğinde çekerek kitaba baktım. O sırada bir şarkı çalmaya başlamıştı. Perdenin Ardındakiler - Her Gece.
"Nasılsın? Çok özledim seni," dediğinde Egemen'in bakışlarını üzerimde hissediyordum. Başımı kaldırarak yeniden Irmak'ın göbeğine baktım.

"Hayırlı bir evlat olur inşallah," dediğimde Irmak bana bakmıştı. Yüzünde zafer kazanmışçasına bir gülümseme oluşmuştu.

"Teşekkür ederiz."

Derin bir nefes alarak bakışlarımı çektim. Birkaç konuşma geçmişti ancak dinlememiştim.

"14 Şubat geldi aşkım. Ne yapacağız sevgililer gününde? Nereye gidelim?" Sesi heyecanlı geliyordu. Irmak heyecanlandığı zaman bağırırdı. Başım ağrıyordu zaten. Bir de onun sesi iyice ağrıtıyordu. Kitaptan başımı kaldırmadan konuştum.

"14 Mayıs'a annesiz, 18 Haziran'a babasız ve 23 Nisan'a çocuksuz girecek onlarca insan varken sizin 14 Şubat telaşınız batsın," dediğimde Yaman'ın bakışlarımı üzerimde hissetmiştim.

"Seni ne ilgilendiriyor bizim ne yapacağımız?!" demişti Irmak. Sıkıntılı bir nefes vererek kitabı kapattım.

"Aptal olduğunu biliyordum ama bu kadar beklemiyordum Irmak. Birincisi, kalabalık bir yerde özel hayat hakkında konuşulmaz. İkincisi, yanındaki insanlara biraz saygı göstermeyi bilseydin burada kitap okumaya çalışan biri varken o cırtlak sesinle bağırmazdın. Üçüncüsü, burada toplantı olacak ve sen yönetim kurulunda değilsin. Yaman Bey, lütfen nişanlınızı odanızda ağırlayın." Irmak Yaman'a baktı sinirle. Yaman bana bakarak konuştu.

"Irmak, odama git ve orada bekle." Irmak sinirle dişlerini sıktı ardından dudakları yukarı kıvrıldı.

"Aşkım, bugün bebeğimizin doktor randevusu var. Beraber gideceğiz değil mi?"

Nefes alamıyormuş gibi hissetmiştim.

"Üzülme, geçer," dediler.
"O artık iyi," dediler.
Üşüyormuş.
Saramadım onu.

Her gece baş ucumda.
Gülüşlerin aklımın ucundan geçer.
Yıllar geçer.
Ben sende kalırım.

Ağlayamazsın Mayıs. Hayır. Ağlayamazsın.

Güzel ve ÇirkinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin