Bir insanın günleri nasıl geçebilirdi? Aksiyonlu veya sıradan, değil mi? Benim günlerim trajikomik geçiyordu çünkü kardeşim(!) sürekli buluşmak istiyordu. Birkaç gündür Yaman bana yaklaştığında ben ondan uzaklaşıp kendimi frenliyordum. Çünkü bunu birimizin yapması gerekiyordu. O yapacak gibi değildi. Bu yüzden ben yapıyordum.
Yaman ondan kaçmalarıma bir anlam veremiyordu. Emindim. Ancak bence sebebini tahmin etmek güç değildi. Akşam yemeğimi bitirmiş ve masadan kalkmıştım.
"Afiyet olsun," diyerek merdivenlere adımladım hızlıca. Bana yaklaşması, ve benim de bu yakınlığına karşılık vermem sinirlerimi bozuyordu. Olmaması gereken şeyler oluyordu, ve olmaya da devem ediyordu. Ancak Yaman bunlara dur diyecek gibi durmadığı için ben demiştim. Odama girdiğimde kendimi duşa atmıştım. Haziran'ın başındaydık ve hava gerçekten çok fazla ısınmaya başlamıştı. Soğuk duş bedenimi rahatlatmıştı. Birden kabinin kapağı açıldığında gördüğüm kişi ile kaşlarım çatılmıştı. Utanmıyordum, çünkü zaten beni çıplak görmüştü. "Ne yapıyorsun sen?"
"Benden kaçmaktan vazgeç artık."
"Senden kaçtığım falan yok. Çık dışarı."
"Kaçtığın yok mu? Kaç gündür resmen doğru düzgün benimle ne konuştun ne yüzüme baktın Mayıs. Ben de insanım el insaf ya."
"Yaman, mahremiyet diye bir şey var. Ben niye kilitlemiyorum ki odamın kapısını? Çıkar mısın dışarı?"
"Çıkamam."
"Yaman! Dışarı çık!"
"Çıkmıyorum! Burada duracağım!"
"İyi, ben çıkarım." Çıkmak için yeltendiğim sırada kollarını beline dolayarak sırtımı çıplak göğsüne dayamıştı. Omzumun üzerine minik bir öpücük bıraktı. Dilinin damağına vurarak Tık sesi çıkardı.
"Sen de çıkmayacaksın."
"Ne yapacağız o zaman?"
"İkimiz de burada duracağız."
"Yaman, lütfen. Zorlama beni." Kolları bedenimden ayrıldı.
"Gitmemi mi istiyorsun?"
"Evet."
"Tamam," diyerek kabinin kapısını açtı. Bir adım attığında çıkmak üzereydi. Hızla kolunu tuttum.
"Tamam kal," Bana baktığında muzipçe yukarı kıvrıldı dudakları. "Sırıtma Yaman." Geri girerek kabinin kapısını kapattı. Bakışlarım altına döndüğünde güldüm. "Pantolonla duşa gireni ilk defa görüyorum." Aklıma gördüğüm bir video gelmişti. Escorta giden bir çocuk çorapları da çıkarayım mı abla? diyordu. Elleri kemerine gittiğinde kollarını tutarak izin vermedim. Üzerime doğru büyük bir adım attığında sırtım duvara çarpmıştı. Dudaklarımızı sertçe birleştirdiğinde bir kolu uzanıp suyu duvara doğru çevirmişti. Ardından suyun ayarını değiştirdiğinde su bir anda içimdeki dürtüler gibi ısınmaya başlamıştı. Tırnaklarımı omzuna batırdığımda ağzından hırıltılı bir inleme dökülmüştü ağzımın içine doğru. Nefes nefese Dudaklarımız ayrıldığında yutkunduğunu duydum.
"Nefes kesicisin. Yanındayken güzelliğin nefesimi kesiyor uzağındayken yokluğun. Nasılsın yaşayacağım ben kadın?" Cevap vermediğimde başını iki yana salladı. Dudakları boynumu bulduğunda bir eli çenemin altından boğazımı kavrayıp başımı yukarı kaldırtmıştı. Boynumda kendisine fazlasıyla yer açtığında küçük ısırıklar da bırakıyordu. Dudakları boynumdan yeniden dudaklarıma çıktığında kollarımı beline dolayarak döndürmüştüm. Şimdi onun sırtı duvara değiyordu. Tırnaklarımı göğsünden başlayarak kasıklarına kadar sürttüm bedenine. Göğüsü hızla inip kalkıyordu. Dizlerimin üzerine çökerek kemerini açtım. Ardından ıslak pantolonunu bedeninden çıkardım. Ellerim boxerının lastiğini tuttu ve onu da aşağıya çektim. Bacaklarından çıkarıp kabinin kapısını aralayarak dışarı attım kıyafetlerini. Kollarımdan tutarak beni ayağa kaldırdı.
"Ne için olursa olsun. Karşımda diz çökmeni istemiyorum." Güldüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güzel ve Çirkin
أدب المراهقين*MAFYA HİKÂYESİDİR* Annesi tarafından henüz çok küçükken terk edilen Mayıs Rüya Zorlu verildiği aile tarafından tabiri caizse kül kedisi gibi görülmektedir. Mayıs Rüya çektiği eziyetlerden bir adam sayesinde kurtulacaktır. Bu adam, Mayıs'a bir tek...