23. Bölüm : Karbeyaz ve Kankırmızı

1.3K 58 4
                                    

"Hocam, çocukları bu kadar zorlamayın bence." Duyduğum sesle başımı kapıya doğru çevirmiştim. Şaka mıydı bu? O sırada zil çalmış ve öğrencilerin çoğu sınıftan çıkıyordu. Benim ise dersim bitmişti.

Şaka gibiydi. Gerçekten şaka gibiydi.. Hızlı adımlarla yanından geçip gittiğimde peşimden geleceğini biliyordum. Dışarı çıktım. Sonra ise bahçeden çıkmıştım. Anlayamıyorum. Biraz önce mektubunu okuduğum adam nasıl karşımdaydı? Hani gelmeyecekti? Ben mi kafayı yiyordum yoksa onlar mı bana deli takliti yapıyordu? Sessizce yürüdüm sahile kadar. O banka oturdum. Bu bank benim her anıma şahitlik etmişti. Şimdi yine buradaydım. Kalbimin hızlandığını hissediyorum. Atak geçirmek istemediğim için gözlerimi kapatarak derin bir nefes aldım. Rüzgâr estiğinde saçlarım geriye doğru savrulmuştu. Burnuma kokusu geliyordu. Gözlerimi açtığımda tam karşımda duruyordu. Ayağa kalktığımda aramızdaki boy farkı yüzünden başımı kaldırmıştım. Yanağına sert bir tokat attığımda başı sağ tarafa dönmüştü. Ardından yeniden gözlerime baktı. Parmak uçlarıma dikelerek dudaklarımızı birleştirmiştim. Bedenimi hızla sarmaladı.

"Kadınım," dedi içten bir sesle.

"Gelmedin sandım aptal! Ne o mektup öyle?" Gülmeye başladı.

"Gelmeyecektim. Egemen'in de haberi yoktu. Ancak dayanamadım. Atladım uçağa geldim." Ellerim uzamış sakallarına kaydı.

"Sakalların uzamış."

"En son ne zaman kestiğimi hatırlamıyorum."

"Saçların da uzamış."

"En son ellerin değdi saçlarıma, kesemedim."

"Çok çirkin gözüküyorsun," dediğimde gülmüştü. Aksine. O kadar yakışıklı gözüküyordu ki onu alıp içime sokasım geliyordu.

"Sen de çok güzelsin." Kollarımı boynuna dolayarak sıkıca sarıldım. Dünyanın tüm derdinden kurtulmuş gibi hissediyordum.

"Seni çok özledim sevgilim," dedim mırıldanarak.

"Ben de seni bi' tanem. Ben de seni."

"Bir an, sahiden bitti sandım."

"Ben bitti demeden hiçbir şey bitmez küçük kız."

"Öyle mi yaşlı adam," dediğimde dudaklarıma yaklaşarak başını sallamıştı. Burnunu burnuma sürttüğünde dudaklarımı aralamıştım. Bakışları dudaklarıma kaydı.

"Öyle küçük kız," dedi dudaklarıma doğru konuşarak.  Nefesi sıcacıktı. "Beni benden alıyorsun kadın. Bunu nasıl yapıyorsun bilmiyorum ama, yapıyorsun."

"Yaman, biraz daha buradan gitmezsek buraya gelen iki teyze bizi suya atacak," dediğimde gülmeye başlamıştı. Dudaklarımın üzerine küçük bir öpücük bırakarak benden uzaklaştı. Elini uzattığında gülümsedim. Elini tuttum sıkıca. Ardından beraber yürümeye başladık.

"Lavanta nerede? Çok özledim kızımı. Çok üzüldü mü?"

"Çok ağladı. O ağlayınca ben de ağladım. Öyle bir kombo yaşadık yani."

"Kıyamam ben size," diyerek elimin üzerini öpmüştü.

"Okulda şu an. Birinci sınıfa başladı. Dörtte bitiyor okulu."

"Yani, okulunun bitmesine daha saatler var."

"Evet. Neden?"

"Belki sevgili karıcığım beni kaçırmak ister diye düşünmüştüm." Dudaklarım yukarı kıvrıldı.

"Hızlı yürü o zaman," dediğimde gülmeye başlamıştık. Okulun oraya park ettiğim arabaya binmiştik çok geçmeden. "O günden sonra evden taşındım."

Güzel ve ÇirkinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin