Ücreti ödeyip çıktım dükkandan. Biraz yürüyerek bir taksi bulmaya karar verdim. Yaman'ın aramaması şaşırtıcıydı. Hem de fazlasıyla. Aslında ben saat tam sekiz gibi aramasını beklemiştim. Olmamıştı bak bu. Dudaklarımda istemsizce bir gülümseme oluşurken yanıma siyah bir minibüs yanaştı ardından arka kapısı açıldı.
"Merhaba," dedi bir ses. Başımı çevirdiğimde bir adam vardı içeride. "Rüya Hanım değil mi? Efe ben."
"Kim olduğunuz hakkında bir fikrim yok," dedim çatık kaşlarla. Bakışları elimde tuttuğum bukete döndü.
"Ben müstakbel eşinizin yakın bir arkadaşıyım. Yaman'ın. Ben de ona gidiyordum. İsterseniz siz de bana eşlik edin."
"Yaman'ın arkadaşı mısınız?" Yaman arkadaş yapacak türden bir adam değildi. Yapsa bilr kolay kolay herkese güvenmezdi biliyorum. Ve bana mutlaka tanıtırdı. Bu adam kesinlikle yalan söylüyordu.
"Evet. Lütfen bana eşlik edin. Aynı yere gidiyoruz nasıl olsa."
"Hiç gerek yok. Teşekkür ederim. Ben kendim gidebilirim. İyi akşamlar." Arkamı döndüğüm sırada enseme yediğim sert darbeyle önce çiçekler düşmüştü elimden..
...
Gözlerimi zorlukla araladığımda başımdaki inanılmaz ağrıyı hissediyordum. Ayrıca ensem inanılmaz derecede acıyordu. Baltayla mı vurmuşlardı enseme? Öküzler.
Nerede olduğumu anlamaya çalıştığımda kaçırıldığımı idrak etmiştim. Canımın acımasını umursamadan kalktım yataktan. Kapıya koştuğum sırada kilitli olduğunu düşünmüştüm ve yanılmamıştım. Kilitliydi işte. Lanet olsun! Odadaki cama koştuğumda ikinci katta olduğumu fark ettim. Buradan aşağıya atlayacak kadar cesaretliydim. Bacağım kırılsa bile umurumda olmazdı ancak pencerede demir korkuluk vardı. Hızla kapıya giderek kapıyı yumruklamaya ve çığlık atmaya başladım. Sabah olması sinirlerimi bozuyordu. Tüm gece burada mı kalmıştım?! Ulan buradan bir kurtulayım hepinizi sıra dayağına çekeceğim! Efe yapmıştı değil mi? Onunla gelmeyi kabul etmemiştim ve kafama vurmuştu öküz oğlu öküz. Kapıya daha sert yumruklar atmaya başladım.
"Çıkarın beni buradan!! İmdat!!"
Çığlık atmaya devam ederken kapının kilidi dönmüştü ve içeriye iki adam girmişti.
"Biraz daha bağırmaya devam ederseniz sizi uyutmak zorunda kalacağız," dedi uzun boylu olan.
"Nah uyutursunuz! Siz kimsiniz lan beni kaçırıyorsunuz!" Yanındaki adama işaret ettiğinde adam üzerime doğru gelirken hızla yatağın üzerine çıkarak soldaki komodinin üzerindeki vazoyu adamın kafasına attım. Adam acıyla inledi.
"Manyak mısın lan sen?!" diye bağırdı ve kanayan alnını tuttu.
"Yaklaşmayacaksınız lan bana!" dedim sinirle. Alnı kanayan adam diğerine baktı.
"Patrona haber ver." Uzun boylu olan başını sallayarak çıktı odadan. Yataktan atlayarak indim ve arkasından koşarak çıktım odadan. Adam arkamdan küfrederek koşmaya başlamıştı ki hızla merdivenlerden aşağıya inerek kaçacak yer aradım. Koltuğun arkasına atladığım sırada adam küfrederek bir yandan alnını tutuyor bir yandan da bana yaklaşıyordu.
"Üzerime gelmekten vazgeç yemin ederim o kafanı kırarım bu sefer! Ben dediklerimi yaparım haberin olsun!" Adam yanıma geldiğinde kaçarak karşıdaki koltuğun arkasına geçtim. Merdivenlerden inen Efe şerefsizini ve az önceki uzun boylu adamı gördüm. Arkasından iki adam daha inmişti. Ağzımdan küçük bir küfür kaçtığında kıskıvrak yakalanmıştım. Uzun olan kollarımı sıkıca tuttuğunda alnı kanayan adam yüzüme sert bir tokat atmıştı. Başı dönüyor olmalı ki tokatı kaşıma doğru gelmişi. Canım yanarken kaşımın patladığını hissetmiştim. Efe bana tokat atan adama öyle sert bir yumruk attı ki o adamın bana attığı tokata şükretmiştim ve Efe'ye bulaşmama kararı almıştım. Efe bana döndü. Ardından kaşımdan süzülen kana baktı. Başını iki yana yatırarak kütletti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güzel ve Çirkin
Fiksi Remaja*MAFYA HİKÂYESİDİR* Annesi tarafından henüz çok küçükken terk edilen Mayıs Rüya Zorlu verildiği aile tarafından tabiri caizse kül kedisi gibi görülmektedir. Mayıs Rüya çektiği eziyetlerden bir adam sayesinde kurtulacaktır. Bu adam, Mayıs'a bir tek...