20. Bölüm : Sahiden

1.2K 56 0
                                    

Ve kayıt bitti.

Gözlerime bakamıyordu. Ağlamıştı. Ağlamıştım.

"Şimdi anlıyor musun neden olamayacağımızı? Gözlerime bile bakamıyorsun Yaman. Gözlerime bak." Bakışları gözlerime döndüğünde büyük bir yıkım gördüm gözlerinde. "Bak, ellerime bak. Nasıl titriyorlar, görüyorsun değil mi? Bana kalan miras bu. Bileklerime bak. İzlere. Kelepçe izlerine bak. Bana kalan miras bunlar. Ben bunlara baktıkça sana olan öfkem, kinim aklıma gelirken ben yeniden nasıl olabilirim ki seninle?"

"Gerçekten gelecek miydin o gece?"

"Evet. Aptal gibi gelecektim. Akşamki konuşmalarımı duymuştun değil mi? Yüzüne de söylüyorum. Ben seni ölsem affetmem Yaman. Şurası," diyerek elimi kalbime bastırdım. "Seni hiç affetmez." Ağlamaya başladı birden. Kendini tutamamıştı. Saklamadı gözyaşlarını. Dizime uzandı. Omuzları sarsılıyordu resmen.

"Öldür beni. Öldür beni çünkü ben böyle yaşayamıyorum. Olmuyor sensiz sevgilim. Yapamıyorum. Ölümüm senin elinden olsun bari. Olmazsa atacağım kendimi. Yemin ederim atacağım kendimi bir falezden. Üzüldüğünü gördükçe kahroluyorum. O geceyi anlattım sana. Defalarca kez de anlatırım Bana inanacaksan. Yemin ederim o yatağa senin ismini sayıklayarak girdim ben. Uyandığımda yanımda yatıyordu. Ne oldu bilmiyorum. Ama eminim. Yapmam ben. Sen olmasan bile yapmam. Beni istemesen de yapmam. Yapmam sevgilim."

"O çocuğun senden olmadığını mı düşünüyorsun?"

"Bu, başından beridir aklımda olan bir şey," demişti burnunu çekerek. "Saçlarımı okşasana. Eskisi gibi."

"Eskisi gibi," diyerek onu tekrar etmiştim. Parmaklarım saçlarını bulmuştu.

"En başından beridir bunu düşünüyorum Mayıs'ım. Ancak test yaptırmam için o bebeğin doğması gerek. Eğer doğumdan önce şüphelendiğimi anlarsa kaçmasından korktum. Kaçarsa bilemem. Sana kendimi ispatlayamam. Ama ben yapmam. Yemin ederim yapmam."

"Yapmadım diyemiyorsun. Yapmam diyorsun. Ayrıca, o bebek senin veya değil. Bir şey değişmiyor. Ellerimin titremesini durdurabilir misin? Peki ya bileklerim? Bileklerimdeki izleri silebilir misin?"

"Denerim."

"İstemiyorum Yaman. Denemeni falan istemiyorum."

"Tamam. Sen ne istersen o olsun. İki gün ver bana. İki gün her şeyi unutalım. Burada kalalım. İki gün istiyorum sadece Mayıs. Lütfen." Titrek bir nefes aldım. İki gün her şeyi unutmak.. Gerçekten fazlasıyla ihtiyacım olan bir şeydi.

"Tamam. İki gün yalnızca. İki gün sonra buradan gideceğiz. Ve beni rahat bırakacaksın."

"Hı hı."

"Yaman."

"Tamam. Sen nasıl istersen."

İkimiz de yarım saat boyunca orada öylece durmuştuk. O gözlerini kapatmıştı. Ben saçlarını okşamıştım. Okşadıkça burnuma gelen kokusu beni mest ediyordu. Dudakları birden yukarı doğru kıvrıldı.

"Ne oldu?" dedim fazla sesli olmayan bir şekilde.

"Atilla İlhan'ın bir sözü geldi aklıma. Ben aşk nedir bilmem. Eski kafalıyım. Bir seni bilirim. Bir de adın geçince sıkışan kalbimi," dediğinde iç çekmiştim.

"Yaşlı adam," dedim söylenircesine. Bu onu daha çok güldürmüştü.

"Kızımız da olsaydı şimdi burada. Üçümüz ne kadar huzurlu olurduk değil mi?" Dudaklarım istemsizce yukarı kıvrılmıştı.

"Ben o kadar emin değilim," demiştim gülümseyerek.

"Neden?"

"Lavanta burada olsaydı bütün evi karıştırır ve dağıtırdı. Ayrıca sen böyle dizlerime uzanmış olmazdın. Büyük ihtimâlle Lavanta sana makyaj yapıyor olurdu." Kendini tutamayıp gülmüştü.

Güzel ve ÇirkinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin