Yaman'ın buraya hızlı ve sinirli adımlarla geldiğini gördüm.
"Ne oluyor burada?" dedi dişlerinin arasından sakin kalmaya çalışarak.
"Bir şey olmuyor," dedim hızla. Aslan sıkıntılı bir nefes verdi.
"Evet Yaman. Bir şey olmuyor. İnsan gibi sohbet ediyoruz. Karın senin kadar fevri değil." Yaman elimi tuttu. Parmaklarımı çok sert sıkıyordu ancak farkında değildi anlaşılan. Parmaklarımı elinden zorla kurtardın.
"Canımı yakıyorsun Yaman!"
"Yürü hadi gidiyoruz," diyerek kolumu çekti sertçe.
"Sen kimseyi zorla götüremezsin," diyerek kolumu tuttu Aslan.
"Karımı nereye götüreceğime sen karışamazsın!"
"Gelmek istediğini sordun mu? Ben kalmak istediğine eminim."
İki kolumu da çekerek ellerinden kurtardım.
"Ne yapıyorsunuz siz ya?! Oyuncak mıyım ben?! Ne seninle kalmak istiyorum," dedim Aslan'a bakarak. Ardından Yaman'a döndüm. "Ne de seninle gelmek istiyorum. Yemin ederim atlarım şimdi havuza!"
"Tamam, tamam atlama havuza falan. Güzelim, gidelim mi buradan? Gelir misin benimle?" Başımı salladım. Elini uzattığında elini tuttum. Ardından beraber oradan uzaklaşmıştık.
"Nereye gidiyoruz?" dediğimde eve girmiştik.
"Yalnız kalabileceğimiz bir yere," diyerek beni asansöre ilerletti. İçeri girerek üçüncü katı tuşladı. Asansör kapandığı anda dudaklarını dudaklarıma yaslamıştı. Kollarım boynuna dolandığında sırtım asansördeki büyük aynaya yaslamıştı. Geri çekilerek bir kez daha sırtımı sertçe ayna ile birleştirdi. Ardından bir ses duyduğumda gözlerimi açarak baktım. Bir eli bir düğmeye basmıştı. Asansör durmuştu. Işıklar kapanmıştı. Ardından jeneratör devreye girmiş olacak ki çok geçmeden ışıklar geri yanmıştı. Bir eli elbisenin yırtmacından bacağıma kaydı. Eliyle sıkıca kavrayarak kaldırdı bacağımı. Dudakları boynuma kaydığında ağzımdan bir inilti kaçmıştı.
Başımı geriye attığımda cama vurmuştum. Hızla yerimde dönerek onun sırtını vurdum aynaya. Geniş omuzları hızla inip kalkıyordu. Ellerim yavaşça pantolunun üzerine inmişti. Ağzından hırıltılı bir inleme kaçtı.
"Bu saatten sonra alayı gelse durduramaz beni," diyerek dudaklarını yeniden dudaklarıma bastırdı. Ardından pantolonunun kemerini açtı hızla. Pantolonu ve boxerını bacaklarından sıyırdığında tamamen çıplak kalmıştı. Ellerim erkekliğini bulduğunda hırıltılı bir nefes alarak başını geriye yatırdı. "Ahh! Deli ediyorsun kadın beni!"
"Bağırma," dediğimde güldü.
"Birazdan kim bağıracak göreceğiz bebeğim." Dudaklarım yukarı kıvrıldı. Soğuk elleri sanki daha da soğumuştu. Elleri elbisemi tutarak yırtmacından geriye doğru açtı. Ardından kollarını belime sararak beni kucağına almıştı ve bir kerede içime girmişti. Bir elimle ağzımı kapattım hızla bağırmamak için.
"Elini çek. O güzel sesini duymak istiyorum." Dediğini yaparak elimi ağzımdan çektim. İnlemelerim asansörde yankılanırken daha da hızlanmıştı. Bu dakikalarca böyle devam ettiğinde beni sonunda kucağından indirmişti. Beni hızla oyuncak bir bebek misali çevirerek aynaya yaslanmamı sağlamıştı. Elbiseyi sıyırarak kalçama bir tokat attığında canım yanmamıştı, bu daha çok hoşuma gitmişti. Bir kez daha vurup ardından içime girdiğinde resmen çığlık atmak üzereydim. Nefeslerim aynayı buğulandırıyordu. Aynada parmak izlerim vardı resmen. Ellerimi kavrayarak belime birleştirdi. Hızını arttırdığında asansör bizim sesimizle yankılanıyordu.
"Muhteşemsin," dediğini duydum. İçimden çıkarak beni kendine çevirmişti. Sırtım bu sefer aynayla buluştuğunda bir ses gelmişti. Ardından uzaklaşıp baktığımda kaşlarım havalanmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güzel ve Çirkin
Teen Fiction*MAFYA HİKÂYESİDİR* Annesi tarafından henüz çok küçükken terk edilen Mayıs Rüya Zorlu verildiği aile tarafından tabiri caizse kül kedisi gibi görülmektedir. Mayıs Rüya çektiği eziyetlerden bir adam sayesinde kurtulacaktır. Bu adam, Mayıs'a bir tek...