12. Bölüm : Seni Sen Yapan Her Şey

3.2K 145 76
                                    

Gözlerimi araladığımda uyuya mı kalmıştım yoksa bayılmış mıydım anlamamıştım bile. Ayağa kalkıp camdan dışarıya baktığımda henüz akşam üzeri olduğunu anlamıştım. Güneş batmaya yaklaşmıştı. Beşinci gün de bitiyordu ve bu benim çok canımı sıkıyordu. Kapıyı yumrukladım. Ellerim acıyordu artık.

"Tuvalete gitmek istiyorum!!" diye bağırdım ancak boğazım bağırmaktan fazlasıyla yıpranmıştı.

"Sabah gittin ya!" dedi dışarıdan bir ses.

"Metabolizmam sizden hızlı çalışıyor diye özür dileyemeyeceğim!" dedim sinirle.

"Prostat mı oldun kızım? Tut!"

"Kadınların prostat olamayacağını bilmeyen bir cahille çalışan adamı kınıyorum.." O duymasa bile Efe'ye buradan küçük bir laf attım ve kapım açıldı. Daha önce görmediğim koruma kolumdan tutarak beni dışarı çıkarmıştı. Ardından tuvaletin kapısına kaşar bırakmıştı. Kapıyı kapatıp kilitledim. Aynadan kendime baktım. Berbat gözüküyordum. Aslında tuvaletim yoktu, o odadan çıkmak için bahane oluyordu bana tuvalet. Yüzümü yıkadım. Kağıt havluyla yüzümü kurulayıp çıktım banyodan. Koruma yine koluma yapıştı. "Korkma," dedim gülerek. "Kaçmayacağım."

"Biliyor musun güzelim? Sana hiç güvenmiyorum."

"Biliyor musun şerefsiz? Bence de güvenme." Dudakları yukarıya kıvrıldı.

"Herkes yemekte. Beni odana almaya ne dersin güzelim. Herkes yemek yerken  ben de seni yerim?" Sanırım kusacağım.

"Sen beni değil de senden önce altı kişiye daha inen yumruğunu yiyeceksin şimdi haberin olsun."

"Bayılıyorum kendini ağırdan satan kadınlara, bir odana gidelim de. Göstereceğim ben sana yumruğun en âlâsını." Dışarıdan duyduğum silah sesleri yüzümde bir tebessüm oluşurmuştu.

"Sen şimdi göreceksin yumruğun kralını," dedim ve adamın yüzüne sert bir yumruk geçirerek aşağıya koştum. Bir koltuğun arkasına saklandım. Dışarıda silah sesleri devam ederken kapıya sıkılan kurşunla çelik kapı kırılmıştı. İçeriye giren iki kişiye baktım. İkisini de tanımıyordum. Silah sesleri devam ediyordu.

"Rüya!" diye seslendi biri. Koltuğun arkasından saklandığım yerden çıktığımda ikisi önce bana ardından birbirlerine baktılar. İkisinin de yüzünde siyah bir kar maskesi vardı. Biri yanıma geldi. "Egemen ben Rüya, şimdi tanışma sırası değil. Seni arkadan kaçıracağım. Ana yola koş. Yaman gelmek üzere." Başımı salladığımda yanındaki adama baktı. "Üst kattakileri hâllet." Adam başını salladığında Egemen hızla koşmaya başlamıştı. Peşinden ilerledim. Bir odaya girdiğimizde camı hızla açtı. "Atla buradan. Bir şey olmaz. Tüm adamlar ön bahçede. Arkana bakmadan koş." Başımı salladım. Fazla yüksek olmayan camdan atladığım gibi koşmaya başladım. Ana yola çıkmam yaklaşık beş dakikamı almıştı. Etrafıma bakarak nereye gideceğimi şaşırmıştım. O sırada sağ taraftan arkası arkasına arabaları gördüm. Sayamadığım kadar çoktu ve hâlâ geliyorlardı. En öndeki araba durduğunda hepsi durmuştu ve arabalardan bir sürü adam inmişlerdi. Birkaçı eve doğru koşarken birazı burada kalmıştı. Hepsinin yüzünde siyah bir kar maskesi vardı. Görsem bile tanıyamazdım hiçbirini.
Tanıdığım tek kişi vardı ve o da maskeliydi. Bana doğru geliyordu. Yaman. Tam karşımda durduğunda dolu gözlerle baktım gözlerine. Yüzündeki siyah kar maskesinden yalnızca gözleri ve dudakları açıktaydı. Onu ne kadar özlediğimi bir kez daha anlamıştım. Parmak uçlarıma kalkarak dudaklarımızı birleştirdiğimde tüm korumalar başlarını eğmişti hızla. Kollarını belime öyle sıkı doladı ki nefes alamıyorum sandım..

Ellerimi maskenin üzerine koydum. Sakallarını hissetmek isterken maskeye dokunmak sinirlerimi bozuyordu. Ellerimi maskenin altına sokarak sakallarına dokundum. Duyduğum tek el silah sesiyle beraber Yaman'ın beni döndürmesi bir olmuştu ancak geç kalmıştı. Kurşun koluma saplandığında acı dolu bir inleme kaçtı dudaklarımdan. Tüm korumalar silahlarını aldıklarında Yaman beni arkasına almıştı hızla. Bana doğru döndü ve kanayan koluma baktı.

Güzel ve ÇirkinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin