Güzel ve Çirkin

18. Bölüm : Karım

Yaman:

Gelen konuma gitmiş ve kızımı almıştım.

"Baba, senden annemi arayabilir miyim?" demişti Lavanta.

"Tabii ki güzel kızım," diyerek gözlerimi yoldan ayırmadan Mayıs'ı arayarak hoparlöre aldım telefonu. Ardından Lavanta'ya uzattım. Üçüncü çalışın Ardından açılmıştı.

"Efendim?" demişti mutlu çıkan sesi.

"Anneciğim, babam aldı beni anneannemlerden. Seni de alalım mı?"

"Olur çiçeğim. Hem Helin teyzen görür seni. Sonra yine onun yanına geleceğiz. Bugün dersi erken bitecekmiş. Dışarı çıkarız, olur mu bir tanem?"

"Olley! Nereye gideceğiz?"

"Bilmem, sen nereye gitmek istersen oraya gideriz. Benim şimdi kapatmam gerek anneciğim."

"Tamam anne."

"Siz ne zaman gelirsiniz?"

"Baba, ne zaman geliriz?" diye sormuştu Lavanta.

"Yirmi dakika sonda orada oluruz," diyerek cevap verdim.

"Yirmi dakikaymış anne."

"Tamam meleğim. Görüşürüz aşkım."

"Görüşürüz anneciğim," diyerek telefonu kapattı Lavanta. Bana uzattığında cebime koyarak yola devam etmiştim. Yol boyunca Lavanta sorular sorup durmuştu. Ben de sıkılmadan onu cevaplamıştım.

Okulun bahçesine girdiğimizde arabayı park etmiştim. Arabadan inerek Lavanta'yı da indirdim. Ardından beraber beklemeye başlamıştık. Okulun arka tarafından yürüyerek gelen Mayıs'ı görmüştüm. Yanında bir kadın ve bir adam vardı. Adam bir şey söylemişti, Mayıs ve yanındaki Helin diye tahmin ettiğim kadın kahkaha atarken adam benim karımın gülüşüne bakmıştı. Boynumu kütlettim. Ben bu adamı döverim.

"Anne!" diyerek koşmaya başlamıştı Lavanta. Ben de hızlı adımlarla peşinden gittim. Lavanta, Mayıs'ın kucağına atlamıştı.

"Beni görmüyorsun cimcime. Özlemedin mi yoksa beni?" demişti diğer kadın. Lavanta annesinin kucağından inerek yanındaki kadına sarıldı.

"Helin teyze! Seni çok özledim."

"Ben de seni çok özledim küçük hanım."

"Evli olduğunu bilmiyordum Rüya," demişti mavi gözlü adam. Lan sana ne benim karımdan şerefsiz it!

"Evli değilim," demişti Rüya sessizce. Lavanta'nın duymasını istemiyordu.

"Evliyiz," diyerek düzelttim. "Tam yedi yıldır."

"Boşanıyoruz," dedi dişlerinin arasından.

"Çok genç duruyorsun, Rüya."

"Teşekkür ederim Ozan, ama gencim zaten ya daha. Otuza dayandık ama, o kadar yaşlı değilim."

Lavanta, Helin'den ayrıldığında genç kadın bana elini uzatmıştı.

"Helin," demişti gülümseyerek. Tebessüm ettim.

"Yaman."

"Gerçi, ben sizi tanıyorum. Biz, üniversitede Rüya'yla çok yakındık."

"Teyze, sen bu okulda mı okuyorsun?" demişti Lavanta. Helin güldü.

"Ben bu okulda okumuyorum cimcime. Ben burada çalışıyorum."

"Vay canına, gerçekten mi? Öğrenci olarak mı?" dediğinde hepimiz gülmüştük. Ardından ismini bile bilmediğim adam dizlerinin üzerine çökerek benim kızıma elini uzattı.