7 Ay Sonra:
"Tünaydın çocuklar," diyerek girmiştim sınıfa.
"Hocam duyduğumuza göre bugün yazı yazmayacakmışız," demişti Yağmur. Güldüm.
"Hadi ya? Kimden duydunuz bakalım bunu?"
"Unuttuk valla hocam. Ama yazmayacakmışız," demişti Pelin.
"İyi o zaman ben de sınavda sizin notunuzu yazmayı unuturum," dediğimde sınıftan bir uğultu yükselmişti.
"Başkan, kim yok?" dediğimde en arkada oturan Uraz ayağa kalkmıştı."Hocam Filiz yok. Ataberk yok. Mehmet yok. Orhan'da yok hocam."
"Kaçtı mı bunlar?" dedim olmayan kişilerin numaralarını yazarken.
"Yok hocam, sabahtan beridir yoklar. Bilmiyoruz biz de," demişti İlker.
"Arkadaşlarınıza bugün yazacaklarımızı verin çocuklar," demiştim. O sırada telefonum çalmaya başladığında herkes kendi arasında konuşmaya başlamıştı bile. Egemen arıyordu. Telefonumu alarak sınıftan çıkmıştım. Aramasını cevapladım.
"Efendim Egemen?""Nasılsın?"
"İyiyim. Derse girdim şimdi. Sen nasılsın?"
"İyilik, nasıl olayım. Bugün buluşabilir miyiz?"
"Altıda çıkacağım bugün. Sonrası uygunsa olur. Lavanta'yı babam alacak bugün."
"Tamam o hâlde. Altı gibi seni almaya gelirim. Olur mu?"
"Olur."
"O hâlde görüşürüz."
"Görüşürüz." Telefonu kapatarak sınıfa geri girmiştim.
"Herkes defterleri çıkarsın. Orta başlık atın. Divan edebiyatı."...
"Evet, bugünlük bitti. Haftaya istiyorum o testleri."
"Tamam hocam," demişti Tülin. Sınıftan çocuklarla birlikte çıkmıştık. "Görüşürüz hocam."
"Görüşürüz," diyerek öğretmenler odasına girmiştim. Zaten bir tek ben kalıyordum bu saate kadar. O da kursum olduğu içindi. Öğretmenler odasından çantamı alarak çıktığımda Ozan'da odasından çıkmıştı.
"Bitti mi kursun?" demişti gülümseyerek. Gülümsedim.
"Bitti."
"Akşam yemeği yer miyiz?"
"Üzgünüm. Egemen'le buluşacağım." Sıkıntıyla nefes verdi.
"Şunlardan bir türlü kurtulamadın farkında mısın?"
"Ozan, Egemen benim için çok değerli. Düzgün konuşursan sevinirim."
"Tamam, bir şey demedim. Yarın sabah kahvaltı edelim bari. Hem Lavanta'yı da çok özledim."
"Olmaz, erkenden dersim var."
"Tamam," demişti yalnızca. Beraber okuldan çıktığımızda Egemen kapıda bekliyordu.
"Görüşürüz," dediğimde uzanarak yanağıma bir öpücük bırakmıştı.
"Görüşürüz güzelim," demişti. Hızlı adımlarla Egemen'in arabasına bindim.
"Şu herife bir türlü ısınamadım," diyerek söylendi.
"Söylenme Egemen."
"Neyse. Nasıl geçti günün?"
"Her zamanki gibi."
"Anladım. Uzun zamandır hiç gülmüyorsun farkında mısın?"
"Farkındayım. İçimden gelmedikten sonra gülmemin ne anlamı var ki Egemen?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güzel ve Çirkin
Novela Juvenil*MAFYA HİKÂYESİDİR* Annesi tarafından henüz çok küçükken terk edilen Mayıs Rüya Zorlu verildiği aile tarafından tabiri caizse kül kedisi gibi görülmektedir. Mayıs Rüya çektiği eziyetlerden bir adam sayesinde kurtulacaktır. Bu adam, Mayıs'a bir tek...