0.8

16.9K 1.1K 739
                                    




Gece annemin sayesinde isteme merasimi gibi geçiyordu. Ceren'e bir çok ahiret sorusunu yöneltmişti bile. Artık onun hakkında bilmediğim her şeyi biliyordum. Mutfakta hep beraber yemek yedikten sonra onları annemin çağırdığını anlamıştım.

Yanlış anlaşılmasın diye birde abisini de çağırmıştı. Bu kadın bana kalp krizi geçirtecekti. Yemekten sonra Babam ve Cemil abi salona geçmişlerdi. Üçümüz mutfakta kalmıştık. Annem şu an babamlara türk kahvesi yapıyordu.

"Sizde içer misiniz?" dedi, kurbanlık koyun gibi yan yana oturan bize. Gözlerimi devirdim.

"Yok annecim sen zahmet etme. Ceren ikimize de yapar, hemde tuzlu." dedim, Ceren'e bakarak. Yüzümü düz bir şekilde baktı. Sanırım annem burada diye şeytani yüzünü saklıyordu. Gözlerimi kıstım.

Annem kahveyi fincanlara döktü ve bizi mutfakta yalnız bıraktı.

"O ne demekti?" dedi. Ne demek istediğimi gayette anlamıştı. "Gayet anlaşılır bir dille söyledim, Ceren. Annem sizi buraya bizi sokakta beraber gördüğü için çağırmış işte. Aramızda bir şeyler olduğunu düşünüyor." dedim.

Yüzüme hâlâ düz bir ifadeyle bakıyordu.

"Farkındayım." dedi, sadece. Farkında mıydı? "Bir akşam yemeğine geldik diye evlenecek değiliz, abartıyorsun. Annelerin her zaman böyle yakıştırmaları olur. Takmamayı öğren." dedi ve masadan kalktı.

Tezgahın önüne giderken arkasından baktım.

"Ne yapıyorsun?" diye sordum. Annemin bıraktığı cezveyi eline alarak içine su koydu. Omzunun üstünden bana kısaca baktıktan sonra tekrar önüne döndü.

"Tuzlu kahve istememiş miydin? Yapıyorum işte." dedi.

...

Annemin misafirlerinden ayrılması uzun sürsede sonunda gitmişlerdi. Ona kızmayı sonraya bırakarak odama çıktım. Resmen her şey zararıma oluyordu. Elimi neye atsam batırıyordum. Ceren'i ondan uzaklaştırmıştım ama bu sefer kendime fazla yaklaştırmıştım.

Gerçekten evlemek zorunda kalmadan bu işi az hasarla çözmem gerekiyordu. Odamın kapısını o geldikten sonra yaptığım her gece gibi kapımı yine kilitledim. Hemen pencereye doğru yönelerek pencereyi hafif aralık kalacak şekilde açtım.

Yatağıma oturdum ve nefeslendim. Heyecanlanmıştım. Komodinin üstündeki küçük lambayı yaktım. Pencereden odamın aydınlık görünmesi belki onu buraya çekerdi.

Hemen üzerime lacivert bir tişört altıma da siyah eşofman giydim. Rastgele bir kitabı yatağımın üstündeki raftan alarak örtünün altına girdim. Tüm bunları yaparken sanki birazdana gelecek ve ona yakalanacakmış gibi hissediyordum.

Kitabın rastgele bir sayfasını açtım ve okuyormuş gibi yapmaya başladım. Kulağım pencereden gelecek herhangi bir tıkırtıdaydı. Bir süre nefesimi dinleyerek kendimi sakinleştirdim. Çünkü sanki atak geçiriyormuş gibi nefesler alıyordum.

Tam o sırada camdan bir tıkırtı sesi geldi. Tıkırtılar yaklaşmaya başlayınca yüzümü kitaba indirdim. O kadar nefes egzersizi boşuna gitmişti. Şu an nefes seslerimi mahallenin sonundaki biri bile duyabilirdi.

Camın itilme sesiyle perde havalandı ve kitabı yatağa bıraktım. Sanki gelmesine şok olmuş gibi yataktan hızla kalkmaya çalıştım. Perdeyi pencereden uzaklaştırdı ve pencereyi kapattı. Ardından perdeyide çekerek bana döndü. Hemen tiyatroyu kurarak son derece şaşkın yüz ifademi yüzüme yerleştirdim.

Mahalle [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin