3.4

6.9K 485 152
                                    





Babamın karşısında kurbanlık koyun gibi otururken elimi ayağımı nereye koyacağımı bilemedim. Götümün ağrısıda ayrı bir mevzuydu. Bana dikkatle bakan babama bakıp gülümsedim.

"Anlattığım gibi değil mi?" dedim, sıkıntıyla. Çekinilecek bir insandı. Kapkara gözleri ve kaşları insanı yerin dibine sokup çıkartıyordu. Önündeki Tufan'ın yaptığı acı kahvesinden bir yudum aldı.

"Öyle de burası meyhane gibi bir yer kavga çıkar, başına bir iş gelir." dedi, kaşlarını çatarak. Beni tutup eve götürecek diye götümden nefes alıyordum.

"Ben burada çalışmayacağım ki, mutfakta çalışacağım. Mezelerde, bulaşıkta yardımcı olacağım." dedim. Bana sadece ebeveynlerin atabildiği o 'benden iyi mi bileceksin?' bakışını attı.

"Allah'tan Hasan'la, Ali var. Onlara güvendiğim için ses çıkarmıyorum." dedi. Kurda kuzu emanet ettiğini nereden bilebilirdi ki? Mutfaktan çıkan Ali yanımıza geldi. Masanın başında bekleyerek babama baktı.

"Kenan Abi birkaç saat kal istersen, ilk müşterimiz ol." dedi, babama. Babam ona sevecen bir bakış attığında gözlerimi devirdim. Onu dışarıya rol yaptığını bilecek kadar tanıyordum.

"Yok, oğlum. Benim oğlana bakınmaya geldim. Arada böyle bakınmaya gelirim." dedi. Ali'yle aralarında uzunca konuştuktan sonra babam gitti. Resmen götümden nefes almaktan tüm enerjim yerine gelmişti.

Ali, Hasan'ın yanına mutfağa geçtiğinde Tufan yanıma geldi.

"Allah seni kahretmesin. İşteki ilk görevin odunlukta patronunla mı sevişmekti?" dedi, kısık sesle.

"Ne var ya suç mu?" diye sitem ettim. Uzanarak kolumu çimdiklemeye çalışsada sandalyeyle geriye doğru kayarak ondan kaçtım. Yerine oturarak önündeki babamın kahvesinin yanındaki suyu bana uzattı. Dokunulmamış suyu kafama dikerek arkama yaslandım.

"Ne dedi Kenan amca?" diye sordu.

"Öyle bakınmaya gelmiş işte. Senin telaş ettiğin kadar bir durum yokmuş." diye kızdım. Kulübenin önündeki hali gözümün önünden gitmiyordu. Sanki içeri kırmızı bültenle aranan bir çete lideri gelmişte beni soruyordu.

"Ne yapayım? Adam yarım saattir içeride oturuyordu. Kahve bile yaptım, oturdum konuştuk. Ama sizin işiniz bir türlü bitmedi." dedi, imayla. Yüzümü buruşturarak ona baktım.

"Kocam o benim istediğimizi yaparız. Sen dua et babam içeri daldığında sen yeni kocanla bir şeyler yapmıyordun." dedim. Yüzümden başka tarafa çevirdiği bakışlarıyla kaşlarımı çattım. Kızarmaya başlayan kulaklarıyla gözlerim büyüdü.

Bu aşağılık yerde benden habersiz neler dönüyordu?

"Ne oldu lan?" dedim, masaya yaslanarak. Gözlerimi kısarak yüzüne baktım. Değişik hallere girmeye başladığında elimi alnıma vurdum. "Babama yakalandınız mı bari?" dedim.

"Hayır, içeri girerken kapı sesini duydum. Allahtan mutfaktaydık hemen toparlandık." dedi.

"Şu mutfakta aşna fişne işini bırakın artık çarpılacaksınız." dedim. Sanki bizim yapmadığımız işti ama dediğimi değil yaptığımı yapsındı. Bana gözlerini devirerek masadan kalktı. O mutfağa doğru giderken telefonuma mesaj geldi.

0533*****: Deniz.

0533*****: Ben Ceren.

0533*****: Konuşabilir miyiz? Lütfen.

Şu an ne alakaydı? Bana neden yazıyordu? Ne güzel hayatımızdan çıkıp gitmişti. Gittiği yerden bile beni rahatsız ediyordu. Oflayarak numarayı engelledim ve mesajları sildim. Ben ona iyi davrandığım her an için pişman olmuştum.

Mahalle [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin