4.5

3.1K 190 63
                                    



Düşünceli bir şekilde yıkadığım kahve bardaklarını dolaba yerleştirdim. Mahalleye muhteşem dönüşümün nasıl olacağını planlıyordum. Kafamın içinde bin tane tilki dönüyordu.

Öyle ki, Ali her an bu tilkilerden birini kuyruğundan yakalayıp benimle birlikte balkondan aşağı sallandırabilirdi. Ondan habersiz iş yapmamı sevmediğini biliyordum ama bu artık büyük bir meseleydi.

Önce olayın aslını öğrenip bu olayı babama yetiştirenin Ceren olup olmadığı öğrenmeliydim. Kapıdan kovsam bacadan giriyordu. Bu kız gerçekten de yüzsüzdü. Onu uzaklaştırmak istedikçe üstüme geliyordu.

Bu son olanlarla içimdeki tüm acıma duygusunu da yitirmiştim. Ali dışında kimse benim gözümün yaşına bakmazken ben herkese büyük bir salaklıkla merhamet ediyordum.

"Bebeğim?" dedi. Kulağımın dibinden gelen sesle yanıma dönerek ona baktım. Kaşları çatılmış yüzümden bir şey olduğunu anlamıştı. Elimde duran bardağı alarak rafa yerleştirdi ve dolabın kapağını kapattı.

"Dinliyorum." dedi, kalçasını tezgaha dayayarak. Birkaç adım geri giderek mutfağın ortasındaki adaya yaslandım. Düşündüğüm şeyleri ona tabiki de söylemeyecektim ama onun aklımdan geçenleri okuyabildiğini biliyordum.

"Sadece canım sıkkın, olanları düşünüyorum. Hiç aklımdan çıkmıyor. Nasıl böyle oldu, bir gece önce kollarındayken ertesi gün kendimi başka bir şehirde buldum." dedim, sakince. Birkaç gündür yeterince ağladığım için kendimi duygulu hissetmiyordum.

"Anneannenle konuştun mu?" dedi. Elbette konuşmuştum.

"Konuştum, dün gece burada kaldığımı söyledim. Kalabileceğimi söyledi." dedim. Anladığını belirtir bir şekilde kafasını aşağı yukarı salladı ve kalçasını yaslandığı tezgahtan ayırdı. Yanıma gelerek tam önümde durdu. Ellerini kollarıma yumuşakça okşadı.

Gülümsedim.

"Ben yokken mahallede neler oldu? Anlatsana." dedim. Elini yanağıma çıkartarak baş parmağıyla yanağımı okşadı.

"Mahallede kimsenin bu olaydan haberi yok. Tufan ve Hasan'dan başka bilen kimse yok." dedi. Saçlarıma dokunarak okşadı ve gülümsedi. Gözlerindeki dalgalanmayı görebiliyorum.

"Sen nasıl buraya geldin peki? Çok hızlı geldin." dedim, kaşlarımı çatarak. Bunu merak ediyordum.

"Ben zaten Antalya'daydım." dediğinde kafamı anlamazca salladım. En başından beri burada mıydı? O zaman neden yanıma gelmemişti? Yüzümdeki ifadeyi komik bulduğunu belli edercesine güldü.

"Başında Antalya'ya geldiğinden haberim yoktu. Ama bir şekilde bir şeylerin olduğunu hissetmiştim. Sana ulaşmaya çalıştım, gece odana bile geldim. " dedi. Korkuyla gözlerim büyüdü. Babama yakalanmış olabilirdi.

"Hayır, baban değil. Annen odadaydı. Öylece senin yatağında oturmuş bana bakıyordu." dediğinde daha çok şaşırdım. Umarım bu hikayenin sonunda anne terliği yememiş olurdu. Sanırım şaşkın ifadelerime dayanamayarak dudaklarını yanağıma bastırdı. Sıkıca öperken bedenim şiddetle sallanmıştı.

"Kafasıyla gel işareti yaptı, bende gittim. Ben geldiğim için kızacak sanırken bana olanları anlattı. Senin nereye gittiğini söyledi." dediğinde daha çok şaşırdım. Burada olduğumu ona annem söylemişti. Böylece benden bir gün sonra Ali buraya gelmişti.

"Bende hemen buraya geldim, sana yine ulaşmaya çalıştım. Ama telefonun kapalıydı ve evden hiç çıkmadın. Hiç uyumadan günlerdir senin evden çıkmanı bekliyorum. Sonunda bana mesaj atıp çıktığında sahile yürüdüğün yolda arkandaydım." dediğinde omzuna vurdum.

Mahalle [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin