1.0

16.2K 1K 358
                                    




"Ali." dedi, biri.

Biri ona sesleniyordu. Ses gittikçe yakınlaşmaya başladığında bunun bir kız sesi olduğunu anladım. Ali beni göğsüne yapıştırarak duvara yaslandı. Sırtını duvarda sürükleyerek inşaatın içindeki bir odaya girdi.

Bu ses tabiki de Ceren'e aitti. Onu bu sefer kesinlikle yolacaktım. Onunla konuşmama rağmen hâlâ neyin hırsıydı bu? Kalbim son derece hızlı atarken kafamı göğsüne yasladım. Kulağım altında atan kalbiyle gülümsedim. Kalbi korkudan mı hızlanmıştı heyecandan mı?

"Ses çıkarma. Birazdan gider." dedi, fısıldayarak. Ceren'e yakalansak nolurdu ki? Resmen öpüşmemizi bozmuştu, geri zekalı.

Bu kız kendini bir sevdirip bir nefret ettiriyordu. Sessizce ofladım. Acaba gerçekten de öpüşecek miydik? Belki beni itecekti? Şimdi bunu asla bilemeyecektim. Kollarımı boynuna dolayarak yüzümü boynuna yasladım.

Sonuçta şu an buna ses çıkarmıyordu. Tabiki de bunu birazcık kullanacaktım. Dudaklarımı boynuna sürttüm. Belimdeki elleri sıkılaştığında kafamı kaldırarak ona baktım. Beni kendine yasladığı için artık yüzlerimiz çok yakındı.

Ceren onu araya dursundu. Ben burada saman altından su yürütüyordum. Gözleri o kadar bayık bakıyordu ki simsiyah kirpiklerinin altından yeşil gözlerini zor görebiliyordum.

Belimdeki eli sıkılaştığında yer değiştirdik. Beni duvarla arasına aldığında bedeniyle duvar arasında ezilmiştim.

"Öpüşmek istiyorum." diye fısıldadım, dudaklarına doğru. Burası bir anda çok sıcak olmaya başlamıştı. Parmaklarımı ensesindeki saçlara geçirerek saçlarını çektim. Belimdeki eli boynumu bulduğunda kafam duvara yaslandı.

Boynumu sıkıyordu ama nefes alamayacağım kadar değildi. Ceren' in sesi artık gelmiyordu ama o bunu duymuyor gibiydi.

"Neden?" dedi, kısık ama sert sesiyle. Burnundan verdiği sert nefesleri yüzüme çarpıyordu. Gözlerimi dudaklarından ayıramıyordum.

"Çünkü istiyorum." dedim, daha emin bir sesle. Gülümser gibi oldu. Boynumdaki eli gevşedi ve yüzü bana doğru yaklaşmaya başladı. Sanırım bu sefer öpüşecektik. Parmak uçlarımda yükselerek mesafeyi hızla kapattım.

Dudaklarımı büyük bir sıcaklık karşılarken tüm ağırlığını üzerime bıraktı. Her zerresini vücudumdan hissederken alt dudağını emdim. Dudaklarıma doğru inledi ve boynumdaki elini kalçama indirdi.

Eli sadece kalçamın üzerindeki dururken oradan belime çıktı. Aslında o çok bir şey yapmıyordu. Ben onun dudaklarını keşfetmeye çalışırken sadece bana izin veriyordu. Bir anda benden uzaklaşarak dudaklarımızı ayırdı.

Hâlâ dip dibeydik. Islak dudakları ve dağılmış saçlarıyla onunla öpüşmeye devam etmek istiyordum.

"Gitmiştir, gidelim artık." dedi, düzensiz nefesiyle. Ellerimi omuzlarına koyarak onu kendime doğru çektim.

"Ben hâlâ sesini duyuyorum." diyerek dudaklarımızı tekrardan birleştirdim. Elimi sakince tişörtünün altına sokarak karın kaslarına dokundum. Ürperir gibi titrediğinde karnımın üzerinde hissettiğim sertlikle şaşkına döndüm.

Bu şaşkınlıkla bir an dudaklarımız ayrıldı. Kendine gelmiş gibi beden uzaklaştığında yaşlandığım duvarda öylece kaldım.

Benden tahrik olmuştu. Bu nasıl erkeklerden hoşlanmamaktı?

Boğazını temizledi ve dağılan saçlarını parmaklarıyla taradı. Şu an ne kadar çekici göründüğünün farkında mıydı? Islak ve kırmızı dudakları beynimde kırmızı ışıkların yanmasını sağlıyordu.

Mahalle [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin