3.3

7.2K 538 154
                                    

*Bu bölüm kalp sağlığına zararlı derecede smut içerir.*





"Asıl deniz esintisinin sesinden senin çığlıklarını burada kimse duyamaz." dedi. Üzerime gelmeye başladığında gülerek gerilemeye başladım. Ben gittikçe o geliyordu. En sonunda kalçam arkamdaki üst üste dizilmiş odunlara çarptığında arkama baktım.

Odunların üstüne halı gibi yumuşak bir örtü serilmişti.

Ona bakarak kaderime razı geldim. Yanıma doğru gelerek belimden kavradı ve odunların üstüne oturttu.

"Kimsenin duymayacağından emin misin? Ya birileri gelirse ve duymazsak?" dedim. O ise benim dediklerimle pek ilgilenmiyor dudaklarını boynumda gezdiriyordu. Dişlerini boynuma geçirdiğinde inledim.

"Aşkım." diye sızlandım. Dudaklarını dudaklarımın üstüne örterek bacaklarımın arasına girdi. Kalçalarımdaki elleri beni çoktan kendine yaslamıştı. Artık geceleri beraber uyuyamayacağız demek bir yandan da sevişemeyeceğiz demekti.

Bunun için sanırım her boş anımızda sevişmeliydik. Kanun olarak kabul edilmeliydi. Sert dudaklarına aynı şekilde karşılık verip üstündeki ceketi kollarından sıyırdım. Ceket bilmediğim bir tarafa giderken benim üstümdeki hırkada bilmediğim bir tarafa gitti.

Dışarıda esen rüzgarın sesini duyabiliyordum. İçeriye bu kadar ses geliyorsa dışarıya ne kadar ses çıkardı emin değildim. Ellerimi göğsünden aşağı kaydırıp pantolonunun düğmesini açtım. Ardından fermuarı aşağı indirdim.

Dudaklarımız hala birlikteyken elimi baksırının içine soktum. Soğuk parmaklarım sıcak erkekliğine değdiğinde dudağımı ısırdı. Baş parmağımı erkekliğinin başına dokundurarak ıslaklığını hissettim.

Çoktan ıslanmıştı.

Elimi çıkararak dudaklarımızı ayırdım ve avucuma tükürdüm. Ardından o benim hareketlerimi izlerken diğer elimle baksırını çekiştirip tükürdüğüm elimle erkekliğini kavradım. Tükürüğü her tarafına yayarak gözlerinin içine baktım.

O ise tekrar dudaklarıma dokunmak istiyor gibi dudaklarıma bakıyordu. Erkekliğini okşamaya başladığımda boynunda şekillenen damarı gördüm. Dudakları aralandı ve ağzından derinden gelen bir inleme sesi çıktı. Gözleri kapanır gibi olduğunda oturduğum kütüklerden inip önünde diz çöktüm.

Dilimi çıkararak başını yaladım. Aldığı titrek nefes beni de titretirken yalamaya devam ettim. Baştan sona erkekliğinin her yerinde dilimi gezdirdikten sonra dudaklarımı başına yasladım. Saçlarımda hissettiğim eliyle kafamı kendine bastırdı.

Ağzımın içine giren erkekliğiyle hazırlıksız yakalanmıştım. Dilimi haraket ettirerek ağzımın içinde haraket ettirmeye başladım. Saçımdaki eli haraketlerimi gerçekleştirmemde kolaylık sağlıyordu.

"Ah o küçük ağzın, çok sıcak." diyerek inledi. Bu durumda ona cevap verebilecek kişi ben değildim. Çünkü ağzım doluydu.

Hemde tamamen.

Saçlarımı kavrayarak çekiştirdi ve kendini ağzıma sertçe ittirmeye başladı. Ellerimi kasıklarının üstüne koyarak ona uydum. Küçük dilime dokunan erkekliğiyle gözlerimin kenarlarından yaşların aktığını hissediyordum.

Derinden gelen boğuk inleme sesleri beni mahvediyordu.

"Bebeğim." dedi, derince. Gözlerimdeki yaşlardan hiçbir şey göremiyorum. Her şey bulanıktı. Kulaklarımın uğultusu ve kalbimin gümbürtüsüyle sadece ağzımın içindeki haraketlerini düşünebiliyordum.

Mahalle [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin