Aramızdaki gergin bakışmadan sonra girdiğimiz transtan çıktık. O sıyrılmış tişörtünü düzeltirken ben de ıslak dudaklarımı elimin tersiyle sildim. Her zamanki gibi tüm heyecan bir balon gibi sönmüştü. Sessiz ve hızlı bir şekilde kalktığım sandalyeye geri oturdum. Ben kendime çeki düzen verirken o da tezgahta bir şeyler yapıyormuş gibi yapıyordu.Sonunda mutfak kapısından Ali'nin annesi girdi.
"Deniz oğlum, sen mi geldin?" dedi. Elindeki poşetleri mutfak masasının üstüne bırakarak karşımdaki sandalyeye oturdu.
"Evet ben geldim, Gül Teyze." dedim, gülümseyerek. Ali tezgahta her ne yapıyorsa ara vermiş kalçasını tezgaha dayayıp bize dönmüştü. Kollarını göğsünde bağlayarak ayaklarını çaprazladı.
"Sen pazara mı gittin, anne?" dedi. Gül Teyze başını olumlu anlamda sallayarak elinin tersiyle alnını sildi. Canım kaynanam, bana söyleseydin ben gelirdim seninle.
"Bana söyleseydin birlikte giderdik." dedi. Ben, kocam ve kaynanam biz çok güzel bir aileyiz. Aklımdaki düşüncelere sessizce gülerek boğazımı temizledim.
"Evet, mesela ben annemi asla pazara göndermem. O bana liste çıkarır ben gider alırım." dedim, en tatlı yüz ifademle. Kayınvalidem, kocama yan bakış atarak bana döndü ve uzun bir iç çekti.
"Ah ah oğlum, annene söyle biz oğlanları değişelim." dedi. Oğlanları değişmesekte ben damat gelsem olmaz mı? Bence gayet olurdu.
"Benim neyim varmış anne?" dedi, Ali. Arada bana kızgın bakışlar atmayıda unutmuyordu. Ben bir kere yakalamışım annesini olay çıkarmadan bırakmazdım. Canım kaynanamın gözünde biraz yükselmem gerekiyordu.
"Tamam oğlum, bir şey demedim. Ben zaten çok taşımadım. Pazarda Ceren kızımla karşılaştık o yardım etti bana buraya kadar." dediğinde kan tam olarak beynime sıçradı.
Ceren kızım?
"Seni sordu da ben senin evde olduğunu bilmediğim için çağırmadım. Evde olduğunu bilseydim çağırırdım." diyerek, ikinci darbeyi vurdu. Ceren'e her iyilikle yaklaştığımda bana kötülükle karşılık veriyordu.
Sinirlerim aşırı bozulmuştu. Ali'ye baktığımda onun da bana baktığını gördüm. 'Boşver.' anlamında gözlerini açıp kapattı. Gül Teyze, Ceren'i baya bir övmeye başladığında küçülmüş bir şekilde sandalyemde oturuyordum.
Ben geleyim damat olayım diyordum o oğluna gelin bakıyordu. Burada gelin olacak biri varsa o da ben oluyordum. Oğlunu yiyen bendim o başkalarıyla nikahlamaya çalışıyordu.
Bana bakan Ali'ye kaş göz yaparak annesine bir şey demesini işaret ettim. O ise bana yeşil yeşil kedi gibi bakmakla meşguldü.
"Bizene anne kızdan. En yakın arkadaşlarımdan birinin kardeşi, böyle konuşma. Olmayan bir şeyin lafını çıkarırsın arkadaşımla aram bozulur." dedi. Beni çok tatmin etmese de en azından şu anlık idare ederdi.
"Ne dedim oğlum sanki? İyi kız onu diyorum." dedi, Gül Teyze.
"İyiyse cennete gitsin, Gül Teyze. Her iyi kızı evimize gelin diye alsak ben şimdiye yedi karılı ağalara dönmüştüm." dedim. Ali bana yandan bir bakış atarken omuzlarımı silktim.
"Sen neyse de oğlum, Ali abin evlenme yaşına geldi. Sen daha çocuksun." dediğinde içime doğru ağlamaya başladım. Ali abin? Çocuksun?
Bu cümlelerde birçok hata vardı. Biz abi kısmını geçeli çok oldu, teyzecim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahalle [bxb]
RomanceEğer mahallenin abisine aşıksanız bu kötüydü ama mahallenin abisine aşık bir erkekseniz bu daha da kötüydü. bxb