1.4

15.9K 945 193
                                    





Odamın içinde gergince dolaşırken saatlerdir ne yapacağımı düşünüyordum. En azından bu akşam onunla konuşmak istemiyordum. Bu akşamlık salonda yatabilirdim. Evet, öyle yapardım.

Hava iyice kararmıştı. Penceremin önüne giderek kapalı olduğundan emin oldum. Uzaktan kapalı olduğunu görüp gelmezdi belki. Annemler yattığı için sessiz olmam gerekiyordu. Yatağımın üstünden örtümü yastığımı alarak odamın ışığını kapattım.

Merdivenden inerek salona geldiğimde elimdekileri üçlü koltuğun üzerine bıraktım. Ne kadar erken uyursam o kadar iyiydi. Ondan gelen bir ses duyduğumda heyecanla odama koşup o pencereyi açma ihtimalimden korkuyordum.

"Kafayı yiyeceğim." diye fısıldayarak koltuğa oturdum. Karanlık salonda sadece sokak ışığının pencereden giren yansımaları vardı. Kafamı geriye yaslayarak tavana baktım. Aca geldiğinde beni bulamazsa üzülür müydü? Biraz daha düşünürsem yukarıya çıkıp camı açacaktım.

Örtüyü ve yastığı düzelterek koltuğa uzandım. Pencereden sokak ışığını izleyerek uykuya daldım.

...

Uykumun içinde havalanırmış gibi hissederken irkildim. Örtüme daha sıkı sarıldım. Rahatsızlık hissiyle gözlerimi açarken hareket eden merdiven tırabzanlarını gördüm.

Hareket eden tırabzanlar?

Kafamı sağa doğru çevirdiğimde karanlık içinde onun yüzünü gördüm. Kucağındaydım. Ama eve nasıl girmişti? Hareket etmeye çalıştığımda sırtımdaki elini bastırarak beni göğsüne yasladı. Sessizce odama çıkmasını bekledim. Kapıyı ayağıyla arkamızdan kapatarak kilitledi.

Sessizce kucağında beklerken beni yatağa doğru götürmesini bekledim. Yatağımın önüne geldiğinde beni yatağıma bırakarak komodinimdeki ışığı açtı. Odanın içi biraz aydınlanırken uzaklaşmamam için kolumu tutarak kendine çekti.

"Sen içeri nasıl girdin?" dedim. Kolumdan tutarak beni havalandırdı ve kucağına çekti. Kucağına yan bir şekilde otururken sessizce yüzüne baktım. Kollarımı boynuna dolayarak göğsüne sığındım. Kolunu sırtıma sararak beni kendine çekti.

Birazdan da emzirecekti sanırım.

"Neyin var?" diye fısıldadı. Söylemek istemiyordum. Söylersem bu sefer o uzaklaşırdı benden. O uzaklaşırsa hiç yaklaşamazdım. Konuşmadan gözlerimi kapatarak bekledim. Böyle uyumak istiyordum.

"Sana bir soru sordum?" dedi, tekrar. Oflayarak doğruldum. Konuşmak istemiyordum işte.

"Bir şey yok." dedim, kestirip atarak. Kaşlarını çatarak çenemi tuttu. Yüzümü yüzüne yaklaştırarak gözlerime baktı. Ne görmeye çalışıyordu? Öylece yüzüne baktım.

"Geleceğimi söylememe rağmen pencereyi kapatıp salonda uyuman ne demek o zaman?" dediğinde kucağında kıpırdandım. Kalkacağımı düşünüp bana daha çok sarıldığında kıpırdamayı kestim.

"Bir sebebi yok." dedim, mırıldanarak. Kafamı omzuna yaslayarak yüzüne baktım. Baş parmağını yanağıma çıkararak okşadı. Parmağı yanağımda gezerken gözümü kapatıp derince nefes aldım.

"Bir şeyden mi korkuyorsun?" dediğinde gözlerimi açtım. Yaklaşarak dudaklarımı dudaklarına yasladım. Kıpırdamadan dudaklarının üstünde bekledim ve geri çekildim.

"Evet." dedim. Bakışları bir süre dudaklarımda oyalandı. Yanağımda dolaşan parmağı dudaklarımın üstünde dolaşarak çeneme indi.

"Söyle, dinliyorum." dedi, sessizce. Odadaki sessizlik çok gericiydi. Hâlâ nereden eve girdiğini anlamamıştım. Pencerem kapalı görünüyordu. Derin bir nefes aldım. Onunla uzaklaşmak istemiyordum. Yıllar sonra ona dokunabiliyordum, sarılabiliyordum, öpebiliyordum.

Mahalle [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin