2.7

8.5K 551 188
                                    










Önümdeki sıcak kahveyi yudumladım. Tufan'la sonunda mahalleden çıkarak şehir merkezinde kahve içmeye gelmiştik. Telefonuyla ilgilenen Tufan'a gözlerimi kısarak baktım. Kiminle konuşuyorsa çok düşünceli görünüyordu. Kesin Hasan abiyle konuşuyordu.

"Kim?" diye sordum. Gözlerimi kısarak suçlayıcı bakışlar attım. Bana sefalet köpek gibi bir bakış atarak telefonunu ters bir şekilde masaya koydu. Telefonunu ters bir şekilde masaya koydu?

"Kimse." dediğinde bir anda çıldırdım. İkimizde aynı anda masadaki telefona uzandığımızda daha hızlı olan ben olmuştum. Telefonu açmadan sadece elimde tutarak ona baktım. Tabiki de istemeden mesajlarını okuyacak değildim.

"Kim?" diye sordum, tekrar. Oflayarak dirseklerini masaya dayadı ve çenesini avuç içlerine yasladı. Masum hallerine kesinlikle kanmıyordum.

"Oku." diyerek kafasını masaya gömdü. Mesajları açtığımda tabiki de şaşırmadım. Eski mesajlara bakmadan bugün ki konuşmayı okudum.

"Adamı niye hâlâ abi diye kayıtlı tutuyorsun aptal?" dediğimde tepinerek ağlama taklidi yapmaya başladı. Gözlerimi devirerek mesajları okumaya başladım.

Hasan abi: Neredesiniz?

Tufan: Ali abi biliyor.

Hasan abi: Ben sana sordum.

Tufan: Of bana sorma.

Hasan abi: Neden?

Tufan: Çünkü kaplumbağa deden.

Hasan abi: O ne demek?

Tufan: ...

Hasan abi: ?

Tufan: Sen neredesin?

Hasan abi: Kahvedeyiz gülüm.

Tufan: Anladım.

Tufan: Görüşürüz o zaman.

Hasan abi: Allaha emanet ol.

Tufan: Saol, sende.

Mesajlar burada bittiğinde telefonu kapatıp masaya koydum. Kahvemden birkaç yudum alarak düşen kan şekerimi yükseltmeye çalıştım. Bu konuşmanın odunluk seviyesi şaka mıydı?

"Hayatımda okuduğum en kıroca diyalogdu." dediğimde utançla yüzünü masaya gömdü. Daha çok yeni oldukları için sanırım ikiside nasıl konuşması gerektiğini bilmiyordu. Bir de Hasan abinin mizacı biraz değişikti.

"Zamanla oturur." dediğimde ofladı. İstemiyor muydu?

"Bilmiyorum daha henüz alışamadım bu duruma. Çok yeni benim için. Hem bir ilişki hemde bir erkek." dediğinde başımı olumlu anlamda salladım.

"Duygularını anlamaya çalış ama bunu yaparkende karşıdakini de düşün. Bir süre ümit verme." dedim. Uzun bir süre kahve içerek dertleştik ardından da biraz etraftaki mağazaları gezdik. Telefonuma mesaj geldiğinde elimdeki birkaç poşeti Tufan'a verdim.

Kocam: Güzelim.

Kocam: Neredesiniz?

Deniz: Mağazaları geziyoruz.

Kocam: Tamam konum at.

Kocam: Hasan'la geliyoruz.

Deniz: Tamam.

Deniz: *Konum*

"Sanırım bizi almaya geliyorlar." dediğimde Tufan yüzünü astı. Biraz beraber zaman geçirmeleri gerekiyordu. Bu sayede bu işin olurunu anlayabilirdik. Bir süre bekledikten sonra önümüzde lacivert bir araba durdu. Ali'nin arabasıydı. Genelde mahallede olduğu için pek kullanmıyordu.

Mahalle [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin