Gece. Ay gökyüzünde parlıyor ve yıldızlar gökyüzünün tamamını kaplıyordu. Fakat yılduz nehrinin içinde 9 Renkli Yıldırım özellikle göz kamaştırıcıydı.
“Gökyüzünde anormal işaretler belirdi ve bu yeryüzüne bir tanrının vücudu ineceğinin göstergesi.”
Dokuz şehrin zirvesindeki imparatorluk şehrinde, altın kıyafetli yaşlı bir adam elini arkasına atmış gökyüzünü izliyordu. Arkasında 10 binlerce imparator şehri uzmanı vardı. İmparator şehri uzmanları bir emir bekliyorlarmış gibi diz çökmüştü.
*Buzz*
Aniden, yıldızlar yoğunlaşarak 9 renkli bir yıldırım şekli oluşturdu. Gökten ve yıldız nehri arasından düşmeye başladı.
O anda karanlık gece beyaz bir güne dönüşmüştü. Yıldırımın çarpmasından önce bile zemin sarsılmaya ve şiddetli sesler çıkarmaya başlamıştı.
Ama bu 9 Renkli Yıldırımdı. Zeminle temas ettiği an, hiçbir zarar vermedi aksine bir anda kayboldu.
Aynı zamanda dünya bir kez daha geceye dönmüştü. Önemli şeyler alınmışçasına ve eski günler yenilenircesine ışıldayan gece biraz karanlıklaşmıştı.
Fakat yaşlı adamın gözleri anormal bir biçimde parlıyordu ve heyecandan vücudu titriyordu. Yıldırımın indiğiyeri göstererek, ”İmparatorluk şehrinde bu gece doğan tüm çocukları getirin.” dedi.
“Evet, efendim.”
Şimşek benzeri cevap ufka yayıldı ve 10 binlerce İmparator şehri uzmanı Gök Mavisi Şehrine doğru yöneldi. Tanrının vücudunu arayacaklarına dair İmparatorluk Divanına yemin etmişlerdi.
Zaman geçti. 5 yıl göz açıp kaparcasına geçmesine rağmen insanlar o anı hala hatırlıyorlardı. Hiç kimse imparatorluk divanının eylemlerinin ne anlama geldiğini bilmiyordu.
Gök Mavisi sınırları içerisindeki 9 şehirdeki sayısız okul vardı, biri de Gök Mavisi Ejder Okuluydu.
Bugün bir kez daha Gök Mavisi Ejder Okulunun yıllık öğrenci alım günüydü. Okulun dışında onlarca insan vardı.
Fakat daima en meşgul insanlar dış saha öğrencileriydi. Okul başvurusundaki tüm sorumluluklar onların üstüne yüklenmişti.
Dış saha öğrencileri, en zor ve teşekkürsüz işi yapanlardı. Sadece okuldaki en düşük pozisyon onların değildi, okul dışındaki insanlar tarafından bile aşağılanırlardı.
Sebebi basitti. Eğer dış saha öğrencileriyse, onların yetenekleri berbat olmalıydı ve tüm yaşamları boyunca büyük başarılara sahip olmaları imkansızdı. Doğal olarak onlar küçümsenirlerdi.
“Hey, bu tutum da ne? Kim olduğumu biliyor musun?” Göz kamaştırıcı kıyafetler giyen genç bayan genç adama bağırdı.
“Çok üzgünüm. Zaten çok geç oldu, okul birazdan kapanacak. Yarın lütfen tekrar gelin.” Genç adam önerisini nazik şekilde söyledi fakat iki gözünde de kahramanca bir ifade vardı.
Adı Chu Feng’di. 15 yaşındaydı. Gök Mavisi Ejder Okulunun binlerce dış saha öğrencisinden biriydi. Dış saha öğrencisi olmasına rağmen Chu Feng diğerlerinden farklıydı. O başkalarını asla aşağılamaz ve kendini de aşağılatmazdı.
“Yarın gel mi? Sence ben aptal mıyım? Burada dağlar var. Nerede uyuyacağımızı düşünüyorsun?“
“Benim için yer ayarlamış olmanız lazım ya da bir cevap için üstlerinle görüşeceğim.” Bayan onu dinlememişti yada umurunda bile değildi. Chu Feng’in yakasına bile yapışmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MGA
FantasyGenç Chu Feng zayıf fiziğinden dolayı Chu ailesinde bir kara leke olarak görülüyordur. Bir gün bundan bıkarak babasının adını korumak ve annesini kurtarmak için güçlü olmaya karar verir.