"Ne bahsi?" Surou gülümseyerek sordu.
"Chen Wanxi kesinlikle Ding Chou'yu yenemeyecekdi,bu yüzden onun kaybetmesi bir anlık meseleydi."
"Doğal olarak Chufeng Ding Chou ile kapışacak.Senle Ding Chou'nun kazanacağı üstüne bahse giriyorum ve bahsi kazanırsam senin evlenceğin kişiyi ben seçeceğim."
"Baba, Dönüp dolaşıp konu benim evliliğime mi geldi. Sana önceden söyledim. Kendi evliliğime kendim karar vereceğim." Bunları duyunca Su Rou hemen karşı cıktı.
"Eğer kendine güvenmiyorsan sorun değil." Su Hen garipçe gülümsedi.
"Kimmiş kendine güvenmeyen. Niye güvenmeyecek mişim? Eğer ben kazanırsam, Su Mei ile Shangguan Ya arasındaki evliliği bozacaksın. Ya bu nasıl?" Surou ciddice konuştu.
"Bu..." Bir anda Su Hen'in suratı değişik bir hal aldı.
"Ne,Cesaret edemiyor musun?" Surou gözlerini kendi babasına dikti.
"Seni ukala. Niye cesaret edemiyim? Eğer Chu Feng kazanırsa gidip evliliği bozacağım. Tabikide sadece küçük Mei kabul ederse." Diyerek Su Hen yavaşça yemin etti.
"Benim Lord babam, sen gönlünü ferah tut. Küçük mei evliliğin bozulmasına dünden razı." Su Rou çok mutluydu ve bu mutluluk kalbinden geliyordu.
İlk başta çok uzakta olmayan Su Mei'ye baktı, daha sonra Chu Feng'e dönüp sessizce konuştu, "Chu Feng. Küçük Mei'nin mutluluğu senin ellerinde."
O an kimse baba-kız arası tartışmayı duymamıştı, herkes Chen Wanxi ve Ding Chou arasındaki savaşa odaklanmıştı. İkisi arasındaki savaş doruk noktasına varmıştı.
Wanxi durmadan saldırıyor ve elindeki güçlü dövüş yeteneklerini kullanıyordu. Yinede en çok şaşırtıcı şey ise Ding Chou'nun Chen Wanxi'nin kullandığı tüm yetenekleri kullanabilmesi idi. Ayrıca Chen Wanxi ne kullanırsa kullansın hemen o da kullanıyordu. Her seferinde biraz daha bastırıyordu Chen Wanxi'yi.
Gözlerinde herkes Ding Chou'nun büyük gücünü görüyordu. Uzun bir süre zarfı geçmesine rağmen Ding Chou, Chen Wanxi ile ciddi dövüşmüyordu. Sadece onunla oynuyordu.
Ding Chou'nun karşısında,Chen Wanxi'nin önceki rakiplerinde olan atmosferi yoktu. Onun soğuk ve gururlu suratından terler damlıyor ve büyük göğüsleri sallanıyordu. Ding Chou tarafından bitirilmek üzereydi.
"Wanxi, dayanman lazım."
Chen Hui iki yumruğunuda sıkıca sıkmıştı. Chen Wanxi için soğuk terler döküyordu. Altın-Mor şehri kazanmalıydı yoksa istemedikleri bir durumla karşı karşıya kalacaklardı.
Sadece vergi ödeyemedi diye ceza almayacak, ayrıca şehir halkı tarafından alay konusuda olacaklardı. Böyle olursa gelecekte başlarını kaldıracak gururları olmazdı.
"Leydi Wanxi, kazanmanız gerek!"
"Başarabilirsiniz!"
Chen Hui'nin sessiz tezahüratlarına karşın, muhafızlar var güçleri ile şehirlerinin onuru için Chen Wanxi'yi destekliyorlardı. Tek kabul edilebilir şey zaferdi.
Yine de gerçek acımasızdı. Chen Wanxi enerjisini yitirdiği zaman Ding Chou'nun karşı saldırısı başladı. Atakları herkesin beklentilerinin ötesindeydi.
Hiçbir dövüş yeteneği içermemesine rağmen, saldırıları hayranlık uyandırıcı idi. Onun önünde Chen Wanxi'nin saldırılarının değeri yoktu. Sadece Ding Chou'ya bakabiliyordu.
Bir anda herkes Ding Chou'nun gücünün farkına vardı. Chen Wanxi kendi jenarasyonunun diğer üyelerine karşı mükemmel bir güce sahip olsada, Ding Chou karşısında sıfırdı.
"Küçük genç, sen kaybettin!"
Sonunda Ding Chou ,Chen Wanxi'nin önüne vardı ve eliyle Chen Wanxi'nin omzuna bastırdı. Çok zayıf görünmesine rağmen, çok fazla güç yükledi ve Chen Wanxi'yi dizlerinin üzerine çökertti ve Chen Wanxi'nin kalkacak gücü kalmamıştı.
"Bu şerefsiz!!"
Kendi kızının sahneden dizleri üzerine çökertildiğini görünce, aniden öfkeyle ayağa kalktı ve yüzünden alevler saçıyordu sanki. Ama direndi. Bu duruma direndi.
Yenilgi. Chen Wanxi yenilmişti ve bu tam anlamıyla bir yenilgi idi. Bu son herkesin beklentilerinin ötesindeydi. Ding Chou kendi seviyesinde dokunulmazdı.
Bir anda her taraftan tezahüratlar yükseldi. Sonuç ne olursa olsun, Chen Wanxi ve Ding Chou onlara bir görsel şölen yaşatmıştı.
Rüzgar bulut şehrinden gelen herkes mutlu ve heyecanlı idi. Kazanan olarak gurur doluydu ve o 2. sınıf şehirler arasında patron durumundaydı.
Rüzgar Bulut Şehri kafilesine karşın, altın-mor şehri sakinleri mutsuzdu. Normalde Wanxi'nin gücü ile kazanacaklarını düşünüyorlardı, yinede onun Ding Chouya kaybetmesini beklemiyorlardı.
Bu müsabakayı kaybetmek yenilmek demekti. Ama bu sefer farklıydı. Bunu kaybedemezlerdi, yoksa büyük bir yüz karası ile karşılaşacaklardı. Ama başka çıkar yol yoktu.
Chen Wanxi sahneden inmeye başlamıştı ve gözleri yaşlıydı. Yenilgisi nedeniyle çok üzgün hissediyordu.
Ding Chou ise Wanxi'nin arkasından gülümsüyordu. Gururlu bir biçimde sahneden inmeye başladı.
"Yeni mükemmellik derlemesi henüz bitmedi. Bu acele nereye?" Aynı anda arkasından bir ses yükseldi.
Arkasını dönüp bakınca gördüğü manzara karşısında şok oldu. En önemli şey onun sahneye geldiğini fark etmemişti.
Bir anda plazanın içi ve dışındaki herkes dikkatlerini duruma yöneltti. Neredeyse kimse sahnedeki genç adamı fark etmemişti. Doğal olarak o kişi Chu Feng idi.
"Chu Feng? Niye sahnede? Eceline mi susamış?"
Altın-Mor Şehri'nden kişiler öfkeli idi. Chen Wanxi bile kaybetmişken Chu Feng'in kazanma şansı yoktu. Bu onlar için daha fazla utanç demekti.
"Bana meydan mı okuyorsun?" Chu feng'e karşı Ding Chou gülümsedi.
"Meydan okuma? Buna gerek var mı? Ben sadece bu yarışmada şampiyon olmak ile ilgileniyorum. Sana gelirsek.. Sen yolumda duran bir taştan başka bir şey değilsin.''
Chen Wanxi ve Ding Chou arasındaki savaşa rağmen,Ding Chou'nun hala Chu Feng'in gözünde değeri yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MGA
FantasyGenç Chu Feng zayıf fiziğinden dolayı Chu ailesinde bir kara leke olarak görülüyordur. Bir gün bundan bıkarak babasının adını korumak ve annesini kurtarmak için güçlü olmaya karar verir.