Kendinde değilken Chu Feng gözlerini açtı. Bilinci yerine geldiğinde aşırı mutlu oldu.
Yeni bir şey öğrenmişti. Öğrendiği şey görkemli gökyüzü tekniğini işlemeydi. Fakat Chu Feng kalpten gülümseyemiyordu çünkü gördüğü sahne onu şok etmişti
"Ne... Burası neresi?"
O anda Chu Feng'in bulunduğu yer artık bir oda değildi. Oda garip bir salona dönüşmüştü. Gerçekten de garip bir ana salon.
Uzun olmasına rağmen tavanı yoktu. Sanki başka bir dünyanın içini görebilecekmiş gibi. Etrafındaki duvarlar ne ahşap ne taş ne de çelikti. Duvarlar kristal gibi parlak ayna gibi pürüzsüzdü. Çok güzeldiler.
Fakat Chu Fengi bu anda en çok şaşırtan şey gökyüzüne karşı kapatılmış duvarın üstündeki kapıydı.
Kapı olağanüstü derecede büyüktü, hatta antik şehrin kapısından kat kat büyüktü. Ayrıca görünüşü de çok garipti. Sanki duvardan çıkan şeytanın ağzı gibiydi.
Büyük kapının üstü kalın zincirlerle kaplanmıştı. Her bir zincir bir metre kalınlığında ve sanki içeri bir canavarı kilitliyorlarmış gibi kapıyı yoğun bir şekilde sarmışlardı.
Ruh gücünün dağılmasından dolayı Chu Feng'in beti benzi attı. Kapı sıkıca mühürlü olmasına rağmen Chu Feng hala kapının arkasındaki dehşet verici enerjiyi hissedebiliyordu.
Bu enerji aşırı soğuk, buz gibi ve karanlıktı. Sanki bu dünyadan olmayan bir şey gibiydi. Bu enerji o kadar korkutucuydu ki Chu Feng'in saçları diken diken oldu ve omurgasından aşağı bir titreme aldı.
"Tanrım, öldüm mü acaba? Burası cehennem olamaz değil mi?" diye düşündü Chu Feng çünkü önündeki hiç bir şeyin gerçek olmadığını hissetti. Sanki bir rüya gibiydi ve dehşet vericiydi.
Aniden Chu Feng'in arkasında bir ses çınladı:
"Hey! Bu sensin! Sonunda geldin! Ha ha, harika, bu gerçekten harika"
Ses o kadar aniydi ki Chu Feng şaşkınlıkla zıpladı.
"Bu ne?" Chu Feng ürperdi ve hemen ayağa kalktı. O zaman fark etti ki arkasında bir yumurta vardı.
Siyah renkli bir yumurtaydı. Yumurta kocamandı bu yüzden bir tavuğun yumurtası olamazdı. Chu Feng'den bile uzun bir yumurtaydı. Dünyada böyle bir yumurta olamazdı.
Devasa yumurta aniden bir konuştu:
"Sen nesin Aptal Chu Feng! Gerçekten aptalsın. Ne biçim bir aptalsın sen! Uzun bir zamandan sonra baktın, bilmiyor musun sıkıldığımı?" Ses çok hoş ve tatlıydı. Ses sanki Yingyingin sesi gibiydi aynı zamanda altın ve gümüş zillere de benziyordu. Chu Fengin kesinlikle söyleyebileceği şey ise şu ana kadar duyduğu en güzel ses olduğuydu.
"Dişi yumurta? Bu bir dişi yumurtası!" Chu Feng şaşırdı çünkü ses kesinlikle bir kız sesiydi o zaman o kesinlikle bir dişinin yumurtasıydı.
Yumurtanın içinden küfür edercesine bir ses:
"Hayır, asıl sen dişi yumurtasısın! Sen tavuk yumurtasısın! Çürük yumurta! Salak"
Yumurta sanki kırılacakmış gibi sallanmaya başladı.
Tam bu anda Chu Feng'in görüşü bulandı ve etrafı çekildi. Her şey normale döndüğünde Chu Feng şaşkınlıkla fark etti ki mezardaki odanın yüzeyinde yerde uzanmaktaydı.
"Bu... Bir rüya mıydı?" Chu Feng çok şaşırmıştı. Ancak görkemli gökyüzü tekniğini işlemenin hala aklında olduğunu kavradığı zaman rahatladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MGA
FantasíaGenç Chu Feng zayıf fiziğinden dolayı Chu ailesinde bir kara leke olarak görülüyordur. Bir gün bundan bıkarak babasının adını korumak ve annesini kurtarmak için güçlü olmaya karar verir.