"Chu Feng? O mu? Geri gelmeye cüret mi etmiş?"Son günlerde Chu Feng'in bilinmeyen adı tüm Azure Ejder okuluna yayılmıştı. Yakın okullar bile onun adını işitmişti.
Sonuçta Gong Luyun'un gücü üst seviye sayılırdı. Birçok 1. sınıf okulun çekirdek öğrencisi bile onu kızdırmaya cesaret edemezdi. Yani bir öğrencinin Gong Luyun'a meydan okuduğu duyulunca bu büyük yankı buldu.
Bu sebeple bazı kimseler Chu Feng'in nasıl göründüğünü bilmek istediler. Bazı diğer kimseler ise Chu Feng'i resmetti. Hatta bunları para karşılığı sattılar. şu anda Azure Ejder okulunda herkes Chu Feng'i tanıyor ve nasıl göründüğünü biliyordu.
Ama aniden, herkes Chu Feng'in Azure Ejder okulunda tekrar görünmesine şaşırmıştı. Yine de Chu Feng'in sonraki hareketleri onları şaşkına çevirmişti.
Chu Feng kara kılıcını ileri savurdu. Daha sonra şiddetle sapladı. Kılıç birliği üyesinin dantianından her yana kanlar akıyordu.
"Ahh"
Üye acı ile bağırdı, havası sönmüş balon gibi yere düştü ve hareket etmedi. O an üç kelime ile özetlenebilirdi. O tamamen bitmişti.
Dantianındaki ruhsal enerji sızmaya başladığında, ne denerse denesin onu kontrol edemedi, yetişimini kaybedip sakat kaldığını biliyordu. Yıllarca uğraştığı yetişimi artık yoktu.
"Sen.. Sen..."
Bu sahne ile karşılaşınca, diğer kılıç birliği üyeleri de şok oldular. Yüzleri kül gibiydi.
"Hepiniz sizin icabınıza nasıl bakacağımı bilmek istemez misiniz? İşte size öğrenmeniz için izin."
Chu Feng'in ifadesi buz kesildi ve durmadan kara kılıcını sallayarak sayısız kılıç birliği üyesine sapladı. Ruhsal enerji her yana yayıldı. Yıllarca uğraştıkları çabalar bugün bitmişti.
"Gökler. Chu Feng çok sayıda kılıç birliği üyesini sakat bıraktı. Sinirleri çok şiddetli."
Çevre kalabalık gördükleri karşısında şaşkınlıktan deliye dönmüştü. Chu Feng'in kendisini tehlikeye soktuğunu düşünüyorlardı, çünkü okul kuralları açıkça aynı okuldan kimseleri öldürmeyi ve sakat bırakmayı yasaklıyordu. Chu Feng bu eylemleri yüzünden cezalandırılacaktı.
Bir an Chu Ceng ve Chu Zhen dahi panikledi. Chu Feng'in sinirlendiğini biliyorlardı, intikam isteyeceğini de düşünüyorlardı, ama bu kadar ileri gidip onların yetişimini sakat bırakmasını beklemiyorlardı.
"Chu Cheng, Chu Zhen, şu anda Azure Ejder okulunda Chu ailesinden kimler var?" Chu Feng kalabalığı görmezden gelip direk olarak Cheng-Zhen kardeşlere baktı.
"Aşağılanmaktan kaçınmak için, Chu Xue ve diğerleri Chu ailesine döndü. Aslında Chu Wei, Chu Yue ile ayrılacaktı, ama Chu Yue ne olursa olsun gitmek istemedi. Kalıp senin dönmeni bekleyeceğini söyledi."
"Yani şu an sizden başka yalnızca Chu Yue ile Chu Wei var."
"Yine de Chu Wei bu sabah ağır yaralandı. Ayağı ve eli kırıldı. Elderlerden yardım istedik ama önemsemeyip tedavi yardımını reddettiler."
"Bu konuda bir şey yapamadığımızdan, dağın aşağısına gidip biraz ilaç aldık. Yine de girişte bizi engellemelerini beklemiyorduk." Chu Cheng her şeyi detaylı bir biçimde açıkladı.
"Peki ya Elder Su Rou ile Elder Ouyang? Niye onlardan yardım istemediniz?" Chu Feng şoka uğramıştı. İç sahada hala diğer Elderlerin Chu ailesini önemsemediklerini biliyordu. Yine de Su Rou oturup seyretmemiş olmalıydı.
"Denedim, ama şansımıza ikisi de Azure Ejder okulunda değildi." Chu Cheng çaresizce kafasını salladı.
"Bunlar niçin oldu?" Chu Feng durumun sandığı kadar basit olmadığını hissetti. Su Rou ayrılsa bile astlarına Chu ailesine bakmaları için emir vermiş olmalıydı. Bir şeyler yanlıştı açıkça.
"Beni Chu Wei'ye götürün!" Chu Feng bir süre düşündükten sonra konuştu.
Chu Feng ve iki kardeş hızlıca ilerleyip Chu Wei'nin konağına vardılar. Eski mükemmel mekan mahvolmuştu. Ana kapı parçalanmıştı ve içerisi daha beter bir durumdaydı.
Masalar ve sandalyeler yok edilmişti ve neredeyse hasar almamış tek bir şey kalmamıştı. Aynı yıkılmış bir tapınağı andırıyordu ama bu insanlar tarafından yapılmıştı.
Chu Feng fark etmeden yumrukları sıkılaştı. Kalbinden öfke fışkırıyordu. Kılıç birliğinin böyle haksız bir eyleme girişmesini beklemiyordu. Bunlar olurken Elderlerin öylece bakmasını beklemiyordu.
"Bütün konaklar bu şekilde. Yine de bizimkiler senin eski konak ile karşılaştırılınca iyi durumda sayılırlar. Senin oturduğun mekan birileri tarafından yakıldı." Chu Cheng bir taraftan bunları söyledi.
"Son günlerde yalnızca kılıç birliği üyeleri mi saldırdı?" Chu Feng merdivenleri çıkarken sordu. Chu ailesine saldıran herkesi hatırlaması gerekirdi.
"Mm. Herkes bize bir acayip bakıyordu., ama direk saldıranlar sadece kılıç birliği üyeleri idi.Kılıç birliğinin kurucusu Azure Ejder liderler sıralamasında 9. sırada bulunan bir uzman."
"Gong Luyun ile araları iyi. Açıkça bunlar Gong Luyun tarafından ayarlanmışa benziyor." Chu Cheng söyledi.
"Bunları nasıl biliyorsunuz?" Chu Feng'in şüpheleri vardı. Chu Cheng'in durumu ile bu bilgilerin tamamını öğrenmesi zordu.
"Bize Su Mei söyledi." O an Chu Yue'nin sesi yukarıdan geliyordu.
Kafasını kaldırınca Chu Yue yukarıda duruyordu. Hala güzel ve sevimli idi ama yüzünün rengi solmuştu ve başında çürükler vardı.
"Sana dahi mi saldırdılar?" Chu Feng sordu.
Chu Yue bir şey söylemedi. Sadece Chu Feng'i yukarı çekti. Mekan çok dağınıktı ve camlar dahi parçalanmıştı. Hiçte birinin yaşadığı bir yere benzemiyordu.
Odanın köşesinde kırık, montelenmiş bir yatak vardı. Chu Wei orada yatıyordu ve vücudu bandajlı bir haldeydi. Gözleri kapalıydı ve acı içinde inliyordu.
Chu Feng'in kalbi sıkıştı ve bir şey diyemedi. Önünde duran Chu Yue, Chu Cheng ve Chu Zhen'e baktı. Chu Yue pek kötü durumda sayılmazdı. Diğer taraftan Chu Cheng ile Chu Zhen'in vücudunda yaralanmamış kısım yoktu.
Chu Feng onların son günlerde neler yaşadıklarını hayal etti ve tüm buna onun için katlanmışlardı.
"Chu Yue, Chu Wei'yi Chu ailesine geri götür. Ayrıca bunu al. Chu ailesini altın-mor şehrine götür. Chen Hui'nin korumasıyla kendimi daha iyi hissederim." Chu Feng altın mor rozetini Chu Yue'ye verdi.
"Chu Feng, peki ya sen? Ayrılmayacak mısın?" Chu Yue sorguya çekercesine sordu.
Chu Feng bakışını kaçırmadan gülümseyerek söyledi, " Azure Ejder okulundaki herkese Chu ailemin çocuk oyuncağı olmadığını göstereceğim.
"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MGA
FantasyGenç Chu Feng zayıf fiziğinden dolayı Chu ailesinde bir kara leke olarak görülüyordur. Bir gün bundan bıkarak babasının adını korumak ve annesini kurtarmak için güçlü olmaya karar verir.