Yoğun baskı dev dalgalar gibiydi. Bir dalga sonra bir tane daha durmadan Chu Feng'in vücuduna akın ediyordu.
Bu korkunç güç Chu Feng'in organlarını paramparça edecekti ve kemik delen ağrı Chu Feng'in bağırmak istemesine sebep oldu.
Fakat tuhaf olan şey hiç ses çıkmıyordu. Sanki sesi yok olmuş gibiydi. Bu gücün karşısında tüm dayanma gücünü kaybetti.
״Bu sensin!!!״
Tam o anda dilenci sanki bir şeylerden kormuş gibi korkuyla çığlık attı. Sadece Chu Feng'in bileğindeki kavrayışını gevşetmedi aynı zamanda duvarın köşesine yaslanana kadar dümdüz arkaya doğru gitmeye devam etti. Yalnızca vücudunu arkaya doğru yasladı ve köşeye çöktü.Arada sırada Chu Feng'e göz atıyordu. Fakat o baktıkça daha da endişeleniyordu. Sonunda başını ve vücudunu sardı ve titredi.
Chu Feng bu değişimle karşılaştığında gerçekten ne yapacağını bilmiyordu. Ortalıkta dolanıp baktıktan sonra yarım bir gölge bile göremedi. Bu demek oluyordu ki dilenci onunla konuşuyordu. Ama bu Chu Feng'in bir şeylerin yanlış olduğunu hissetmesine sebep oldu böylece sinirini tuttu gitti ve sordu ״Sen beni tanıyor musun?״
״Gelme. Yalvarırım beni affet. Benden yapmamı istediğin şeyleri zaten yaptım. Lütfen beni affet. Henüz ölmek istemiyorum!״
Fakat Chu Feng yaklaşmadan önce dilenci bağırmaya başladı. Aniden büyük olan elini kaldırdı ve şiddetli bir rüzgâr esti. Tuhaf rüzgâr dağıldığında Chu Feng şaşkınlık içinde farkına vardı ki dilenci basit bir iz bile bırakmadan kaçmıştı.O anda Chu Feng'in yüz ifadesi karmakarışıktı. Gerçekten şoktaydı çünkü sadece bu olayda bile herhangi biri dilencinin ilerlemede uzman olduğunun farkına varabilirdi. Gerçek bir uzmandı, o kadar güçlüydü ki hangi seviyede olduğu belirlenemez ve tahmin edilemezdi.
Fakat Chu Feng'in en çok şaşırdığı şey dilenci onu tanıyor ve ondan korkuyor görünmesiydi. Kesin nedenlerini bilmemesine rağmen Chu Feng bu adamın kendi kimliğini bildiğini hissetti.
Kimliğine gelince babası Chu Yuan'dan daha önce hiç bahsedilmemişti ve Chu Feng de hiç sormamıştı. Her zaman ailesi onu terk ettiğine göre onları aramak için bir sebebi olmadığı düşünürdü. Ne de olsa onlar gibi aileler aramaya değmezdi.
Fakat dilenciyle karşılaştığında onun bu düşüncesi tamamen değişti. Bu kadar etkileyici ilerlemeye sahip olan dilenci nasıl olur da delirmişti? Dilenciyle nasıl bir bağlantısı vardı? Annesi ve babası kimdi? Ya da belki de yıllar önce bir şeyler olmuştu.
Gel git gibi her türlü soru Chu Feng'in beynine akın etti, onu kendi kimliği hakkında daha da meraklı hale getirdi. Her şeyin düşündüğü kadar basit olmadığını anladı ve kendi kimliği tahmin ettiği kadar basit olmayabilirdi.
״Oi, bir süredir seni arıyordum. Neden buraya geldin?״ Fakat tam o anda tatlı bir ses çınladı. Su Mei sokağın girişinde duruyordu ve ona bakıyordu. Sanki önemli şeyler olmuş gibi hızlıca ona doğru geldi.
״Sorun ne?״ Bunu gören Chu Feng hızlı bir şekilde duygularını düzenledi ve gülümserken sordu.
״Mezarın yeri anons edildi. Şu anda her türlü güç oraya akın ediyorlar. Bizimde hızlı bir şekilde gitmemiz gerekiyor yoksa artıkları bile alamayacağız.״ Su Mei sabırsızdı ve Chu Feng'i sürükledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MGA
FantasíaGenç Chu Feng zayıf fiziğinden dolayı Chu ailesinde bir kara leke olarak görülüyordur. Bir gün bundan bıkarak babasının adını korumak ve annesini kurtarmak için güçlü olmaya karar verir.