"Küçük Mei, sen..." Büyük göğüslü güzellik korkmuştu ve ne yapacağını bilemiyordu.
"Sana kıçını kaldırmanı söylüyorum." Su Mei sinirle bağırdı.
Ses büyük göğüslü hatunu korkuttu ve yüzü kireç kesildi. Aniden yerinden kalktı ve konuşmaya dahi cesaret edemedi.
"Hmph."
Su Mei homurdandı ve oturmadan önce Chu Feng'e bir bakış attı. Daha sonra kıza Situ Yu'nun yanını işaret ederek: "Git oraya otur." Dedi.
"Mm"
Büyük göğüslü hatun yavaşlamaya dahi cesaret edemeden Situ Yu'nun yanına yürüdü. Başını dahi kaldırmadan oraya oturdu.
Bu sahne karşısında herkesin ağzı ve gözleri genişledi. Daha sonra neler olduğuna baktılar. Açıkça Su Mei'nin kıskançlık krizi tuttu diyebilirlerdi.
Kimi kıskanıyordu? Chu Feng'i kıskanıyordu! Birçok insanın erişemediği bir numaralı iç saha güzeli idi Su Mei. Ve şimdi Chu Feng için kıskançlık duyuyordu. Bu kesinlikle şok edici bir durumdu.
Ama düşününce bu o kadarda ani değildi. Sonuçta o ikisi pek çok kez yakın şekilde yürümüşlerdi ve haklarında dedikodular dolanıyordu.
Ama yine de, herkes için bu kabul edilemez bir durumdu. Diğer taraftan, Bai Tong ve diğerleri rahatlamıştı çünkü daha önce Su Meinin daha sert tepkilerini görmüşlerdi.
Yine de, Bai Tong ve diğerleri ile kıyaslayınca, Situ Yu'nun yüzü pek acayipti. Gizlemeye çalışsa da biraz huzursuzdu. Kıskanıyordu elbette.
"Biraz fazla sertsin ve buna gerek yoktu biliyorsun değil mi?"
"Ne istersem yaparım ve bu konuda ne yapabilirsin?" Su Mei Chu Feng'i görmezden geldi.
Ufak karmaşadan sonra, toplantı resmen başladı. İlk olarak sınava girecek kişiler açıklandı. Chu Feng, Su Mei ve Situ Yu dahil 12 kişi idi.
Situ Yu hazırlıklarını yapmıştı. Kardeşi bu sene sınava katılmayacaktı, yani Situ Liang hala iç sahada kalacaktı. Kanatlar Birliğinin ustası olacaktı.
Diğer taraftan, Situ Yu çekirdek öğrenci olduktan sonra, Kanatlar Birliği dağılmayacaktı.
Situ Yu eski Kanatlar Birliği üyeleri ile çekirdek öğrenciler arasında yeni bir oluşum yapmak istemişti. Ama reddedilmişti.
Yani gözleri önünde ciddi bir sorun vardı. Kanatlar Birliğini çekirdek öğrenciler diyarında tekrar kurmak istiyordu. Ama yeni bir ustaya ihtiyaç olacaktı ve bu tartışma konusuydu.
"Situ Yu, tartışmanın lüzumu var mı? Eski üyeler isteksiz olduğundan, senin usta olman gayet doğal. "Bazı üyeler onun usta olarak devam etmesini istiyordu.
"Çok doğru. Kanatlar Birliği içinde senden başka kimin buna yeteneği var?"
"Burada herkesin içinde bir ejder yatıyor ve isteksiz olmaya gerek yok. Herkes. Rahatça fikrini söylesin."
Situ Yu düzmece bir oyun yarattı ve içten içe mutluydu. Herkesin onu yine usta olarak seçmesinden mutlu olmuştu.
Situ Yu'yu görünce, Chu Feng tek bir kelime söyledi." İki yüzlü." Onu dinlemiyor ve sadece Su Meinin tepkisine odaklanıyordu.
Bir süre Chu Feng ile konuşmadı. Elleri çenesini destekliyordu. Nasıl göründüğünü kimse bilmiyordu, ama o kesinlikle Situ Yu ile diğerlerinin konuşmasına dikkat etmiyordu.
"Hey, sen kızgın mısın?" Chu Feng sordu.
"Kim kızgın? Kim için kızgın? Kim beni kızdırabilir?" Su Mei Chu Feng'e bir bakış attı.
"Kızgın değilsen ne yapıyorsun?" Chu Feng şüpheyle sordu.
"Ciddi bir biçimde Situ Yu'nun sözlerini dinliyorum." Su Mei mırıldandı.
"Güzel. Az önce ne söyledi Situ Yu?" Chu Feng bir nebze güldü.
"Şey dedi..." Su Mei kendini kaybetmişti. Dinlemeden nasıl bilebilirdi ne dediğini?
Chu Feng'e dönüp onun gülümsediğini görünce oyuna geldiğini anladı. Sinirle dudaklarını ısırdı ve gidip birde Chu Feng'i ısırdı.
"Tamam, kızma. Sana bir hikâye anlatmama ne dersin?"
"Ne hikâyesi. İstersen anlatabilirsin." Su Mei saygıyla dinlemeye başladı.
"Üç tavşan bir tane mantar toplamış."
"İki büyük olan küçük olana gidip vahşi sebzeler bulmalarını söylemiş."
"Küçük olan demiş ki; 'hayır gitmiyorum, gidersem mantarımı yersizini"'
"Hayır, yemeyeceğiz, endişelenme ve git, küçük tavşanda gitmiş."
"Ama uzunca bire süre sonra, küçük tavşan dönmemiş. Biraz tartışmadan sonra, beklemeye gerek olmadığına karar kılmışlar ve mantarı yemeye niyetlenmişler."
"Ama tam o anda küçük tavşan atlamış ve sinirle, bakın, yiyeceğinizi biliyordum demiş"
"Hahaha, yani küçük tavşan hiç ayrılmamış mı?"
"Ne düşünüyorsun?"
"o çok sevimli ve eğlenceli"
Chu Feng'in hikâyesinden sonra Su Mei gülmeye başladı. Ama bu doğru bir zaman değildi ve herkesin dikkati onların üzerine yöneldi.
"İşte, başka bir tane geliyor." Su Mei'nin güldüğünü görünce, Chu Feng daha da heveslendi. Kollarını açtı ve yeteneğini yeniden göstermeye hazırlandı.
İkisinin tavırları Situ Yu'yu sallamaz bir biçimdeydi. Gülüştüklerini görünce, biraz panikledi.
*Bang* Aynı anda, Situ Liang masaya vurdu, ayağa kalktı, Chu Feng'i işaret ederek,
"Abim konuşuyor yani sessiz ol!"
Bu sözleri duyunca, Chu Feng'in ifadesi değişmedi. Yavaşça kalktı ve sakince Situ Liang'ın yanına yürüdü.
Aniden Situ Liang'ın suratına sağlam bir tane geçirdi.
Gücü ile Situ Liang yere çakıldı. Ağzı kanla dolmuştu.
Bu sahne karşısında herkes korkuya kapıldı. Chu Feng direkt olarak birine vurmuştu ve bu kişi hem gelecek ustaydı hem de Situ Yu'nun kardeşiydi. Sinirleri çelik gibi olmalıydı.
Chu Feng kalabalığın bakışlarını önemsemedi. Situ Liang'ı işaret ederek sertçe söyledi;
"Ben konuşurken çeneni açma!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MGA
FantasíaGenç Chu Feng zayıf fiziğinden dolayı Chu ailesinde bir kara leke olarak görülüyordur. Bir gün bundan bıkarak babasının adını korumak ve annesini kurtarmak için güçlü olmaya karar verir.