"E... evet..." diye kekeledi Amina. Şamil karısının gözlerine baktı. Bu gözler aklını alıyordu kesinlikle.
"Hemen borcumu tahsil edebilirim..." dedi Şamil karısına gülerek. Amina'nın kollarının arasında kendini kastığını hissetti. Saçlarını öptü. "korkma" diye fısıldadı kulağına "Ben cani değilim... Şakaydı sadece..." Amina'nın gergin oluşu canını sıkmıştı. Karısı kollarının arasında bir süre yattılar. "Uykun mu geldi?" diye sordu Şamil.
"Hayır..." dedi Amina "Ama uyuyabilirim."
"Suskunsun..."
"Düşünüyorum..." diye cevap verdi Amina.
"Neyi? Birbirimize uygun olmadığımızı mı?" diye sordu Şamil. "Biz birbirimize uygunuz neden mi? Eğer senin dediğin gibi olsaydı, Allah sana ve bana nikah için izin vermezdi. Demek ki Allah yakıştırmış." Amina sadece dinliyordu "Zümra ile evlenirken... Dedem onu onaylamadı. Bir yıl direndik. Sonunda kabul etti. Allah yakıştırdıysa yapacak bir şey yok demişti." Şamil'in karısından bahsetmesi o kadar da hoşuna gitmiyordu galiba. Ama yine merak üşütün gelmişti.
"Nasıl izin verdi? Yani 'hayır' dedikten sonra 'evet' demeyen birine benziyor."
"Haklısın aynen öyle biri. Benimle neden evlenmemem konusunda uzun bir sohbet yaptı. Ben onun gerekçelerini kabul etmedim. Baktı olmuyor... Özel hayatımızı sordu. Aldığı cevapla benden nefret etti eminim ama... 'Hemen evlen' dedi ve çiftliğe gitti." diye özetledi olanları.
"Özel hayat derken..." Amina anlamamıştı.
"İlişkimizin boyutunu... Yani... Zümra benim eşimdi... Arkasından konuşmak..." derken karısı sözünü kesti.
"Anladım sanırım..." dedi Amina "İşte o sebeplerden sen ve ben olmaz."
"Nedenmiş o? Sakın bana 'Zina yapan zina yapanla' ayetini söyleme..."
"Hayır... Söylemeyeceğim... İlk ayet dediğin ayet... Sonra ise gelen cezalar var." Diye açıkladı Amina "Var ama şuan o cezaları uygulamak sorun. Yanlış hatırlamıyorsam Nur Suresinde "Bekâr erkekle bekâr kadının zina etmesi halinde, ceza her birine yüz değnek vurulmasıdır. Allah Teâlâ şöyle buyurur: "Zina eden kadın ve erkekten her birine yüz değnek vurun " diyor yüce yaradan." Amina sözünü bitirince Şamil hemen cevap vermedi. Düşündü bir süre... Bu kadın dilini çözecek gibi duruyordu.
"Ben... Bu cezayı çektim..." Amina duyduğuna şaşırdı. Hemen yatağa oturdu. Kocasına baktı.
"Gerçekten..." diye sordu hayretle. Gözlerini kocaman açmıştı.
"Evet... Dedeme rica ettim. O da seve seve vurdurttu yüz değneği... İnanabiliyor musun karşıma geçip keyifle izledi."
"Nasıl yani?" duyduklarını anlamakta zorlanıyordu.
"İşte izledi..." dedi sadece.
"Onu demiyorum nasıl... Nasıl karar verdin?" Şamil karısına kollarının arasına tekrar çekti kadını. Derin derin içine çekti hanımeli kokan kadını.
"Sende huzur var savaşçı kız..." dedi gülümseyerek "Sen eşimsin diye anlatacağım bunu ve bitecek. Bilmek hakkın diye anlatacağım." Amina başı ile onayladı.
"Ben Dedem ve babaannemle büyüdüm. Beni dindar bir genç olarak yetiştirdiler. Babam ve annem ayrı dünyaların insanıydı. Dedem beni uzak tuttu ama... Gün geldi ve ben yuvadan uçmuştum. Diğer tarafta annem ve babamdı... Aslında pek o duyguyu hissetmezdik birbirimize... Ben baba olarak dedemi, anne olarak da babaannemi bildim. Ama bir isyan zamanı oluyor herkesin. Benim de oldu. Üniversite ile onlardan uzaklaştım. İlk içkiyi babam bana merasimle içirdi diyebilirim. İnan bana her içki içtiğimde kendimden nefret ettim. Ama içtim... Haram; beyaz sayfadaki kara lekedir, derdi dedem." Amina ilgi ile kocasını dinliyordu. "İşte ben o beyaz sayfaya kara bir nokta koyunca sayfa karardı... Yüksek lisansımı İngiltere de yaptım. Sen tahmin et artık... Döndükten beş yıl sonra da babam sarhoşken... Yanında bir... Kadınla kaza yaparak öldü... Daha sonra da arkadaşlarımın vesilesi ile Zümra ile tanıştım. Ondan görür görmez hoşlanmıştım. İlişkimiz bir süre sonra aşka dönüştü. Zümra; melek gibi bir kadındı. Zerrin Hanım ve Zülal'le kıyas bile olamayacak biriydi. Galiba ben onun o güzel kalbine aşık olmuştum. Zümra haliyle dinden bihaber bir kadındı ve o ışıltılı dünyadandı. Bir güzellik kraliçesi olmuştu..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyahın Karası
Tiểu Thuyết Chung06.02.2023 sabaha karşı yurdumun güneydoğusu sallandı. büyük acı çöreklendi yüreğimize. Bu acının tarifi asla yok. Yıkılan binlerce binanın molozlarının altında kaldı binlerce canımız. Saatler birbiri ile yarışırken, her gelen kurtulma haberi ile y...