Bölüm 20

284 28 3
                                    

"Amina, lütfen sen onlara uyma. Bırak ne yaparlarsa yapsınlar. Çocuk onların çocuğu..." Amina hızlı bir şekilde temizlik için hazırlanıyordu.

"Abla, doktor bile depresyon demiş. Zavallı bebeğe yazık değil mi? Anla beni ne olur." Sevim Hanım, Amina'ya yalvarıyordu. Temizlik yapmak onun işi değildi.

"Şamil Bey bunu duyunca delirecek."

"Abla, delirsin... O bebeğin şuanda bana ihtiyacı var. Hem sadece temizlik yapacağım. Sorun değil ki. Ben savaştan geldim abla. Temizlik yapmak ne ki?" Amina kararlıydı. "Abla sen bana kıyafet verir misin?"

Amina, yarım saat içinde hazırlandı. Temizlik yapmasını istiyorlarsa yapacaktı. Ne olurdu ki? Odasından çıktı. Merdivenlerden yukarı çıktı. Merdivenin başında Zerrin Hanım, Zülal ve Fikrîye Hanım konuşuyordu.

"Hayatım, sen temizlik yapmasını istedin, Şamil bizi suçlar. Bizi torunumdan ayırmaya kalkar." Dedi Fikriye Hanıma, Zerrin Hanım.

"Evet ya Fikriye Teyze. Bize kalmasın."

"Ben istedim temizlik yapmasını. Tamam, sizin odanızı değil benim gösterdiğim yeri temizletirim o zaman. Şamil, beni mi kovacak." Fikrîye Hanım kahkaha attı. "Buna gücü yetecek bir kız daha doğmadı."

"Ben bilmem, sonuçta senin oğlun. Aranızda ne yaparsınız bilemeyeceğim." Derken Amina yanlarına geldi. Üçü birden kıza baktı. "Hazırsın ha..."

"Evet, sanırım sizin kalacağınız odayı temizleyeceğim." Dedi Amina.

"Evet, sana göstereceğim gel benimle" diyerek Amina'yı üzerine palto alarak dışarı çıkardı.

"İzin verir misiniz, üzerime bir şey alayım." Dedi Amina. Dışarıda fena halde kar yağıyordu. Odaları temizleyeceğini düşünerek ince giyinmişti.

"Palto ile temizlik mi yapılırmış canım. Hadi gel benimle." Amina mecbur onunla gitti. Villanın arkasına gittiler. Zerrin Hanım ve Zülal de onlarla gidiyordu. Arkaya döndüklerinde arka bahçede bulanan balkonun pislik içinde olduğunu gördüler. Biri oraya özellikle çöpü dökmüştü. Hatta... Hatta çöpün içinde sanki tepinmişti. Bebeğin bezleri özellikle açılmış ve zemine sürülmüştü. Hatta balkondaki oturma gurubunun bile üzerine bezler açılarak atılmış ve necaset koltukları kirletmişti. Çok şükür hava soğuk diye koltukların minderleri kaldırılmıştı. Amina'nın içi üşüdü. Kar durmadan yağıyordu.

"İşte" diyerek eliyle gösterdi. "Burayı temizleyeceksin." Diyerek Amina Sare'ye baktı. "Yoksa zor mu gelir." Amina başını olumsuz anlamda salladı.

"Fikrîye Hanım, ben Suriye'den geldim biliyorsun değil mi? Orada her gün bomba yağardı kafamıza... Yere dökülmüş, üzerine basılarak ortalığa özellikle dağıtılmış çöpten mi korkacağım."

"Sana kolaylık olsun canım gelinim. Hortum ve fırça kullanabilirsin." Amina gülümsedi.

"İzninizle..." diyerek balkona çıktı.

"Hadi sana kolay gelsin." Diyerek Fikriye Hanım ve yanındakiler gitti.

"Hadi Amina işe başla" dedi kendi kendine. Tek sorunu soğuktu. Fırça ve su olmasa daha iyi olacaktı ama. Kabul etmişti bir kere.

Önce çöp için kova ve çöp poşeti bulmalıydı. Eve girip ihtiyacı olan malzemeleri aldı. Eline eldiven giyerek öncelikle çöpleri poşetlere doldurdu. Toplarken midesi bulanıyordu ama soğuk... Soğuk içine işliyordu. Tüm çöpleri topladıktan sonra çeşmeye hortum takıp bol su ile yıkadı.

Amina yaklaşık bir saat titreyerek balkonu temizledi. Donuyordu. İçi titriyordu. Buradan sağlam çıkarsa bir daha ona bir şey olmazdı. İşi bittiğinde içeriye doğru baktı titreyerek. Fikrîye Hanım balkonun kapısını açtı şöyle bir baktı.

Siyahın KarasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin