Bir yanda son bulan hayatlar varken diğer yanda yeni canlar dünyaya gelmek için yola çıkıyordu. Hayatın akıl erdiremeyeceğimiz gerçeğiydi bu... Amina ayakta durmak zorunda olduğunun farkındaydı. Ülkesinde sönmeyen yangın harlanarak büyüyordu ve onun elinden hiçbir şey gelmiyordu. Kocası bebeği duyduğunda onu hemen doktora götürmüştü. İkisi de bebek için endişeleniyordu.
Bebeklerinin henüz çok küçük olduğunu doktorda doğrulamıştı. 'Bebeğinizin sağlığı için kendinize dikkat edin' demişti doktor. Hamile bir kadının tansiyon yüksekliğinin bebeği kaybetmeye kadar varacak sorunlara sebep olacağını anlatmıştı. Doktordan geldikten hemen sonra dinlenmek için uzanmıştı. Epeyce uyumuştu. Biraz önce uyanmıştı. Babası geldi aklına, onun sesinibir an önce duymalıydı. Telefonunu almak için etrafa bakındı, yoktu. Şamil almış olmalıydı. Üzerindeki pikeyi yana iterek yataktan kalktı. Ayağına terlik geçirdi. Otelde kalmayı sevmiyordu. Odanın kapısını açtığında kocasını bilgisayarın başnda gördü. Şamil açılan kapıya baktı aniden.
"Uyanmışsın..." diyerek ayağa kalktı. Karısına sarıldı.
"Evet... Epey dinlendim. Telefonum nerede? Babamı aramalıyım."
"Baban müsait olunca arayacak yavrum. Dedim ya aradı diye"
"Evet dedin ama... Ben babamın sesini duymadan rahat edemem ki... aklımda sürekli o var." Dedi endişeyle Amina.
"Yapma bunu yavrum. Bebeğimizi de düşün." Dedi Şamil kollarındaki kadına.
"İnan elimden geleni yapıyorum ama... Olmuyor..." Şamil karısının büzülen dudaklarından öptü usulca. Sonra elini dudaklarına götürdü.
"Arayalım o zaman. İnşallah cevap verir de ona torununu müjdeleriz."
"Olmaz... Ben utanırım." Dedi Amina.
"Mutlu olacaktır. Dedeme ve Halama da söyledim. Ne kadar sevindiklerini tahmin edemezsin." Gülümsedi Şamil "Dedem ne dese beğenirsin?" Amina merakla kocasına baktı. "Hangi arada yaptın bebeği?"
"Ne?" Amina elini ağzına götürdü. "Mahvoldum ben... Emin Dedenin yüzüne nasıl bakarım?"
"Kolay... Sen benim nikahlı karım değilmiydin? İzin mi alacaktım dedim. Sen üzülme... Utanma... Biz evliyiz. Hem de o evlendirdi..."
"Yine de çok ayıp..."
" Değil... Hem dedem çok iyi biliyordur bebeğin hangi arada yapıldığını..."
"Yaaa... Çok ayıp..."
"Ayıp değil... Soruyu soran cevabını alır." Dedi gülümseyerek. Karısının burnunu öptü usulca. "Utanınca çok güzel oluyorsun."
"ya ne demezsin... Sen beni utandırma yine de"
"Seni utandırmaktan zevk alıyorum desem" Amina ters ters kocasına baktı.
"Başka zevk alacak bir şeyler bul..." derken sustu. Şamil kahkaha atmaya başlamıştı. "Ya sussana..."
"Sen dedin yavrum..." derken gülmesine engel olamıyordu. "ya ben öyle demek istemedim."
"tabi canım... Ben mesajı aldım. Zaten aklımdan çıkmayan şeyler var."
"Yaaaa... Şamil..." dedi utanarak, Şamil karısına bir kez daha sarıldı.
"Aç mısın?" diye sordu boğuk bir sesle.
"Değilim..."
"Ben açım..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyahın Karası
Ficción General06.02.2023 sabaha karşı yurdumun güneydoğusu sallandı. büyük acı çöreklendi yüreğimize. Bu acının tarifi asla yok. Yıkılan binlerce binanın molozlarının altında kaldı binlerce canımız. Saatler birbiri ile yarışırken, her gelen kurtulma haberi ile y...