"Ben ve Amina on beş gün önce evlendik."
Şamil'in kullandığı cümle masada soğuk bir duş etkisi yaptı. Fikriye Hanım elindeki çatalı tabağına sert bir şekilde fırlattı.
"Sen ne dediğinin farkında mısın? Zümra'dan sonra... Bir Suriye'li sıkma başla mı evlendin sen?" diye feryat etti. Bu durumu kabul edemezdi. Bu karşısındaki Suriyeli kız asla oğluna layık değildi. Torununun yanı bile yakıştıramazken o kız oğlunun karısı mı olmuştu.
"Baba bunu nasıl yaparsın? Sare ile Sarp ilgileniyordu." Dedi Leyla. Tüm planları alt üst olmuştu. Şamil bu kızla nasıl evlenirdi. Bu kız babasının servetinin yarısının sahibiydi.
"Hala lütfen kullandığın cümleye dikkat et. Amina Sare benim karım adını her hangi bir erkekle bir araya getirme." diyerek halasını uyardı Şamil. Karısının adının başka bir erkekle anılmasını istemiyordu.
"Ne demek ya! Baba bunu nasıl yaparsın. Sen Şamil tabi bu kızın hisselerine konmak için hemen onunla evlendin." Dedi Leyla.
"Eee kesin artık. Size mi soracaklar evlenirken. Leyla ben torunlarımdan biri ile evlendireceğim dedim sana, Sarp'la demedim. Sarp Allah'a bile inanmazken nasıl dindar bir kızla evlenecekti. Saçma bir düşünce." diyerek elini salladı.
"Tabi senin tek torunun Şamil. Gerisi önemli değil senin için." Diyerek kalktı.
"Otur yerine..." Leyla babasının komutuyla yerine oturdu. Buna mecburdu. "Şimdi beni dinleyin. Amina Sare şirketimizin yarısının sahibi olan Hasan Basir Beyin kızı bunu hepiniz biliyorsunuz. Suriye bir savaşta... Kızı bana emanet edilmişti. Hasan Basir kızı ile Şamil'in evlenmesine izin vererek özellikle beni onurlandırdı. Biz de on beş gün önce bu nikahı kıydık."
"Benim bundan neden haberim olmuyor?" ddiye sordu Fikriye.
"Onu sen kendine sor. Cevabı bulursan bize de anlat" dedi Emin dede gelinine.
"Oğlum, sen bunu nasıl yaparsın? Bu kız sana uygun değil. Şuna bak ya... Zümradan sonra bunu nasıl alırsın kadın diye. Yanında nasıl taşırsın." Fikriye Hanım yapabileceği en ağır hakaretleri ediyordu. Karşısındaki kızın incinmesi umurunda değildi.
"Anne lütfen cümlelerine dikkat et. Zümra'yı bu işe karıştırma. Ben yaptığım evlilikten memnunum. Bu konu hakkında konuşma artık." Amina artık dayanamaz hale gelmişti. Şamil'in elinden elini kurtarıp oradan kaçmak istiyordu, Şamil bunu anlamış gitmesine izin vermiyordu. Amina'nın bilmediği şeyler vardı ve artık öğrenmesi gerekiyordu. "Karıma bir daha hakaret ettiğinizi duymayayım. O benim için çok saygı değer bir kadın. Herkes bunu bilsin. Amina senden duydukların için özür diliyorum. Lütfen biraz daha burada kal..."
"Burada kal kızım... Başını eğme... Sen Hasan Basir gibi değerli bir adamın kızısın... Hasan Basir'le aramızda yaapılan seneede istinaden onun payına düşen sermayenin yüzde ellilik kısmın kızının üzerine geçirdim." Dedi Emin Dede. Amina duyduğu ile Emin dedeye baktı.
"Ne yaptınız?" bu beklediği bir şey değildi. Hisseler için torunuyla evlenmesini isteyen adam nasıl olurda o hisseleri bu kıza verirdi.
"Doğru duydun kızım... Senin olanı sana verdim. Aklımı kaçırdım sanmayın. Hisseleri hastaneden aldığım akli melekelerimin yeerinde olduğunu isbat eden bir raporla yaptım. Yani bozmanız mümkün değil."
"Sen öyle san baba... Sarp bunun için gereken davayı açacaktır." Leyla öfkesine hakim olamıyordu.
"Evet dede bu bizden miras kaçırmanın değişik bir yolu."
"Ben Amina Sare'ye kendi malını verdim. Size miraz olanı değil."
"Ben... Ben istemem... Babam da istememişti ki..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyahın Karası
Ficción General06.02.2023 sabaha karşı yurdumun güneydoğusu sallandı. büyük acı çöreklendi yüreğimize. Bu acının tarifi asla yok. Yıkılan binlerce binanın molozlarının altında kaldı binlerce canımız. Saatler birbiri ile yarışırken, her gelen kurtulma haberi ile y...