Hasan Basir küçük yaralı kızını yanına alarak çağırdığı taksi ile oradan ayrıldı. Şamil gitmeden önce Amina ile yalnız konuşmak istese de karısı bunu kabul etmedi.
'Sadece gitmek istiyorum' dedi. Şamil karısından telefonunu istedi.
'Telefonunu bana vermeni istiyorum' dedi Kendi telefonunu karısına uzatırken. 'Benim telefonumu sen kullan. Ben senin telefonundan bu resimlerin nasıl geldiğini ve çekilme durumunu aydınlatacağım. Sen bana inanmıyorsun ama ben o kadınla asla böyle bir olay yaşamadım. Bunu çözeceğim. Ama... Sen ne ye istersen ona inan. Gitmek mi isteğin git. Zaten buralı olmayı, benim olmayı kabul edememiştin. Git... Sana kapıdan çıkarsan geri dönemezsin demiyorum ama... Eğer dönersen... Sen benim kadınımsın kapı sana açık... Helalimsin... Benimsin... Ben sana geri dön demeyeceğim.' Dedi karısını uğurlarken. 'Baba' dedi Hasan Basir'e, ilk defa baba diye hitap etmişti. Kızınızın ciğerleri aldığı yaradan dolayı oldukça kötü durumda. Son geçirdiği hastalık onu neredeyse öldürüyordu. Ona dikkat edin. Hatta çok istiyor ama onu savaş bölgesine götürmeyin, henüz iyileşmedi.'
'Tamam, kızım artık benimle, sen düşünme...' dedi Hasan Basir.
Amina helallik istemişti kocasından, yüzüne bile bakmadan 'helal olsun' dedi Şamil. Genç kadın bekledi kocasından aynı şeyi. Bir tepki gelmeyince 'ben eğer geçtiyse sana hakkımı helal ettim.' Dedi usulca. Kocası tepki bile vermedi Amina'ya.
Ve gitmişti. Hayatına zorla giren bu Suriyeli kız yine zorla hayatından süzülüp gitmişti. Onları uğurlamak için sadece Emin Bey çıkmıştı dışarıya diğerlerinin haberi bile yoktu. Amina Zümra bebeğe sarılarak veda etmiş, onunla vedalaşmak çok zor gelmişti. Şamil onlar giderken sadece pencereden baktı. Amina arabaya bindiğinde saatler önce belki en mutlu olduğu anları yaşadığı odanın penceresine baktı, gözlerinden akan yaşlarla. Şamil oradaydı, gözleri karısının gözleri ile buluştuğunda donuk gözlerle baktı, Amina elini kaldırıp kocasına son kez selam verdi. Araç hareket edip çiftlikten ayrıldı. Geride kalmıştı Şamil, atılan iftira ile. Taksi gidene kadar baktı ardından. Sonra arabasının anahtarını ve ceketini aldı aşağıya indi. Dedesi henüz içeriye girmemiş kapının önünde düşünüyordu. Kapı açıldığında torununu gördü.
"Amina'yı o kadın aramış fotoğrafları göndermeden önce." Dediğinde Şamil dedesine dönüp baktı. Kafasını salladı. Ama konuşmadı ve arabasına binip hızla çiftlikten uzaklaştı.
***
Amina gözlerini kapatıp başını cama dayamıştı. Sessizce ağlıyordu. Şamil bu zamana kadar Zülal'in iddea ettiği ilişkinin aralarında olmadığı konusunda ısrarcıydı. Amina da hep kocasına inanmayı tercih etmişti. Ama bu resimler...
O kadın, Amina ve Şamil için dede ve hala ile özenerek yaptığı yatak odasındaydı. Şamil de yanındaydı Başını... Şamil'in omuzuna koymuş ve resim çekmişti. Ve diğerleri aklına geldikçe midesi alt üst oluyordu. Görüntüler film kesiti gibiydi. Amina resimlerin çekildiği tarihe bile bakmıştı. Amina hastane de iken çekilmişti. Belki hile vardır diye düşünmüştü. Amina evdeyken çekilmemişti resimler.
Hasan Bey, damadına karşı öfke yüklüydü. Kızı onun gözbebeği iken elin oğlu neler yapabiliyordu böyle. O aldatılmayı hak edecek hele hele kocasının metresi ile aynı evde yaşayacak bir kız değildi. 'Herkesin evladı kendine benim evladım bana değerli' diye geçirdi içinden. Yumruğunu camın kenarına vurdu. Emin Bey'le o kadar konuşmuştu, o hisseleri istemiyordu. Şamil denilen adam sırf o hisseler yüzünden kızıyla evlenmişti demek ki. Kafasını salladı kızı kim bilir ne acılar yaşamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyahın Karası
Ficción General06.02.2023 sabaha karşı yurdumun güneydoğusu sallandı. büyük acı çöreklendi yüreğimize. Bu acının tarifi asla yok. Yıkılan binlerce binanın molozlarının altında kaldı binlerce canımız. Saatler birbiri ile yarışırken, her gelen kurtulma haberi ile y...