Bölüm 67

148 21 0
                                    


Ertesi gün Saliha Hanım ve Şeyma gözyaşları ile ayrıldılar. Güzel günler yaşamışlardı. Aslı hayatın belki de en harika günlerini yaşamış ve aşkı tanımıştı.

'Aşk' diye düşündü Aslı. 'Ne kadar çok acı cektiriyordu. Aslı zaman zaman nefes bile alamadığını düşünüyordu. Alımsız yaşayamayacağını düşünüyor sonra kendine 'bak bir ay oldu hala yaşıyorsun' diye kızıyordu. Amina tüm uğraşına rağmen ağzından laf alamamıştı. Ikili arasında ne olduğunu Aliden de öğrenememişti. Zaten üçüncü günün akşamı o da Bursa'dan ayrılıp Ankara'daki evine gitti.

Aslı için kardeşi çok önemliydi. Kendi hayatının önündeydi küçük kardeşi. Gamze'nin Ali'yi sevdiğini ilk başlarda bilseydi daha doğrusu buna inansaydı; bu ilişkinin başlamasına da izin vermezdi. Gözlerini ne zaman kapatsa kendini hep Ali ile sohbet ederken yakamıyordu. Onun 'Orman gözlüm demesini unutamıyordu. Gidecekti bu ülkeden. Ali'nin nerede izi varsa... oradan gitmek istiyordu. Sonra uzanıp yastığının altından Ali'nin odasında unuttuğu tişörtünü çıkardı, bir kez daha içine çekti sevdiğinin kokusunu. Günlerdir yarenlik yapıyordu o tişört ona. Koynuna alıp, sıkı sıkı sarıldı. Gözlerinden akan yaşın hala bitmemiş olmasına şaşırıyordu aslında.

'Bir daha ağlamayacaksın' demişti Ali ona. Ağlamıyordu ki... O sevdasını suluyordu. Bu yaşlar sayesinde hergün taptazeydi sevdası.

Gamze, Ali'den sonra ayrılmıştı. Ara sıra ablasını arıyor Ali'den haber veriyordu. 'Bana anlatma' Demişti Aslı. 'Neden?' Dememişti ama anlatmaya devam etmişti. Hemen hemen hergün konuşuyordu Ali ile. Onu hiç sormamıştı. Gamze'nin mutlu olmasına seviniyordu. Özellikle annesinin tehdidinin bitmesine seviniyordu. Ali gittikten iki gün sonra annesi ile görüşmek zorunda kalmıştı. Şefkat yoktu gözlerinde.

"Bu" derken elini sallamıştı "anlamsız ilişkiyi bitirmekle en doğrusunu yaptın" dediğinde Aslı birden başını kaldırıp annesine bakmıştı. "Bilmediğimimi sandın. Elbette biliyordum. Kardeşin ona aşıkken yine her zaman ki gibi onun sevdiğini elinden almaya kalktın. Sen zaten her zaman kötüydün." Dedi öğrenerek kızına bakarken. "Hayatında ilk doğru bu oldu."

"Beni neden görmek istedin?" Diye sordu ruhsuzca.

"Bir daha Gamze'nin karşısına çıkma. O abinde sende bunun bedelini ağır ödersiniz."

"Ne yaparsın? Daha bana ne yaparsın ki?"

"Bilmek isteyeceğini hiç sanmıyorum. Senin o sevgi dediğin şey yüzünden Gamze kendine zarar verirse... bedeli olduğunu bil istedim." Dediğinde Aslı oturduğu yerden kalktı. "Otur... sana otur , dedim."

"Artık yeter" dedi elini göğsüne götürdüğünde "Beni acılarımla bırak. Ali'nin hayatından çıktım. Gamze madem seviyor geri çekileyim dedim. Daha ne istiyorsun benden yeter artık. " dediğinde sesini yan masadakiler duyuyordu. "Belki duymak istersin. Senin tehditlerin artık umurumda değil. Ne istiyorsan yapabilirsin. Ben sadece benim evlilik hayali kurduğum bir adamla aynı duygularla kardeşimin de hayal kurduğunu öğrenmekti. Eniştesi olacak adama beslediği duygular normal değildi. O sebeple ben hayatımdan vazgeçtim. Beni daha ne ile tehdit ediyorsun. Yeter artık." Dedikten sonra koşarak oradan ayrıldı. Ertesi günde Bursadan ayrılmıştı.

Aşk acısı insanı öldürmüyordu belki ama süründürüyordu. Yazılan aşk hikalerini okudu tek tek. Hepsinin adı aslında Ali ile Aslı'ydı. Leyla yoktu kitapta ya da Mecnun.

Abisi okul işini halletmişti, iki gün sonra Ingiltere'ye gidecekti. Artık öğrenim hayatına orada devam edecekti.

Şamil ve Amina da Berke ile barıştılar diye biliyordu. Hatta Berke'den rica etmiş ve abisini atlatmıştı. Özür dilemişti Berke ve Aslı'yı çok sevdiğini söylemişti. Şamil buna pek inanmamış ve bu durumdan hoşlanmamış olsa da itiraz edememişti. Aslı da onlar üzüntüsünü görmesin diye yanlarından ayrılmış ve abisi tarafından oturduğu evin güvenliğine talimat verilmesini istemiş ve annesinin evine girişini yasaklamıştı.

Siyahın KarasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin