Ali hastane koridorunda Aslı'dan gelecek haberi bekliyordu sabırsızlıkla. Genç kız aniden yere yığılmıştı. Ali onun yere düşmesine engel olmaya çalışsa da muaffak olamamış kızın kafası taş zemine kötü vurmuştu. Kucağına aldığı gibi hastaneye yetiştirmişti. Acilde müdahale ederken onu dışarı çıkarmışlardı.
Yere çömelmiş, başını ellerinin arasına almış endişeli bekleyişine devam ederken kapını açıldığında başını kaldırıp çıkan doktora baktı.
"Siz... bayan Karadağlı'nın yakınızınız değil mi?" Ali ayağa kalktı.
"Evet..."
"Şekeri düşmüş hastamızın. Diabet hastası mıydı?"
"Bilmiyorum..." dedi düşünerek "yani emin değilim."
"Tahlilleri yapıyoruz. Size şunu söyleyebilirim. Ölmek üzereyken gelmiş. Birazdan kendisini odaya alacağız. Şekeri normal seviyeye gelince de başını çarpmasıyla ilgili tetkikler yapılacak. Kendine gelince kullandığı ilaçlar hakkında bilgi alabiliriz."
"Onu görebilir miyim?"
"Ali siz misiniz?" Dediğinde Ali başı ile onayladı. "O zaman kısacık görebilirsiniz. Şuan pek iyi değil. Ama sizin adınız dilinde..." dedi gülerek bayan doktor.
"Teşekkür ederim."
"Onu üzme... bu arada üçüncü kısımda..."
"Üzmem." Dedi Ali sevdiği kızın yanına girerken. Ali sevdiğinin kaldığı yere gelince etrafına bakındı. Konuştuğu doktor hemen arkasındaydı.
"Girin..."
"Kıyafeti... yani biz Müslümanız... örtü..." aslında nasıl açıklayacağını bilemeden anahtar kelimeleri sayıyordu doktora.
"Ben üzerine çarşaf örterim..." dedi gülümseyerek.
"Başını da..."
"Anladım..."diyerek üçüncü odaya girdi.
"Nasıl?"
"Şeker 80 oldu. Ama... gözlerini açmıyor."
"Sanırım açmak istemiyor. Bu arada tansiyonu nasılmış? Hımmm iyi... düşmüş..." diyen doktorun sesi geliyordu Ali'ye. Perdeyi açıp; "Girebilirsiniz..." Ali araladığı perdeden Aslı'nın yanına girdi. "Meri... sen çıkabilirsin. Ancak her şey normal olana kadar takibe devam..."
Aslı'nın yüzü bembeyazdı. Yatağın yanında diz çöktü.
"Orman gözlüm, aç o güzel gözlerini bu adamı daha fazla öldürme. Yerden yere vurma. Dayanacak gücüm kalmadı. Senin gibi ben de tükenmeyeyim. Tükenmiş senin ayakları olayım ben. Seni başına taç yapayım" derken gözlerinden dökülen yaşlara izin vermişti.
"Ali'm" dedi kız fısıltıyla.
"Uyandın..." dedi sevdiğinin gözlerine bakarken. Kızın gözlerinden akan yaşı görünce;
"Ne olur ağlama... yanındayım, sen git desende gitmeyeceğim."
"Gitme..." diyebildi sadece.
"Gitmem..." derken odaya görevliler sedyeyle geldiler.
"Hastayı odaya götürmemiz gerekiyor." Dediklerinde Ali ayağa kalktı.
"Uyanmışsın... iyisin değil mi?" Diye sordu doktor.
"İyi... iyiyim..."
"Bir süre misafirimizsin." Dediğinde Aslı, Ali'ye baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyahın Karası
Ficción General06.02.2023 sabaha karşı yurdumun güneydoğusu sallandı. büyük acı çöreklendi yüreğimize. Bu acının tarifi asla yok. Yıkılan binlerce binanın molozlarının altında kaldı binlerce canımız. Saatler birbiri ile yarışırken, her gelen kurtulma haberi ile y...