Ali, Şamil ve Hasan Dayısını karşılamak üzere Medine Havaalanına gitti. Saat 21.00 de iniş yapacaklardı. Kısa bir süre sonra pasaport kontrole geldiklerinde Ali yanlarına geldi. Oldukça sıcak bir şekilde Ali ve Şamil birbirlerine sarıldılar. Hasan Basir yeğeninin gergin halini görünce;
"Ali eve gitmeden önce bir yerlerde oturup konuşalım. Sonra eve gideriz. Sen neler olduğunu önce bize dışarıdan müdahale olmadan anlat. Anlat ki sağlıklı karar verelim." Dedi. Şamilin bunu onayladığını görünce.
"Annem yemek hazırladı ama ben sizi yemeğe götüreyim."
"Yemek mi? Yiyecegimizi söylemiştik." Dedi Şamil.
"Gidelim mi? Yemek yiyeceğiz de evde değil, gittiğimiz yerde." Diyerek yolu işaret etti Ali.
Hava akşam olmasına rağmen sıcaktı. Tamamen Arap yemekleri yapılan şık bir lokantaya geldiler. Yemek siparişleri geldi.
"Ali anlat bakalım neler oluyor?" Diyerek söze Hasan Basir başladı. Ali arkasına yaslandı.
"Gece eve gelmiştim. Hemen hazırlanıp yattım. Uyumuşum. Aslında... Son zamanlar da pek uyuyamıyordum. O gece nasıl olduysa uyumuşum. Hatta sabah namaz için de kalkamamışım. Bir çığlık sesiyle uyandım. Annem bağırıyordu. Gözlerimi zorla açtığımda... O... Gamze'nin göğsüme" başını aşağıya eğdi. Utandığı çok belliydi. "Ç.. ç...çıplak olarak sarıldığını gördüm. Aceleyle yataktan çıkmaya çalıştığında... kendimde aynı durumdaydım." Şamil hayretle dinliyordu Ali'yi. "Benim bu konu ile ilgili bildiklerim sadece bunlar. O kız oraya nasıl geldi? Neden yattı bılmiyorum. O farklı şeyler anlatıyor."
"Ali, belleğini iyice zorladın mı?
"Ben o geceye ait rüya bile hatırlamıyorum. Delirmemek içten değil. Ama yok ınanın hiç bir kare yok bende."
"Pekala. Gamze'yi o akşam gördün mü?" Ali kafası ile 'hayır' derken.
"Görmedim. Zaten bir önceki gün gelmişti ve Şamil seninle alakası yok inan... sırf iftira alabildiği için Şeyma'ya 'bu kız bu evden hemen gidecek' demiştim. Şeyma da o gece ben eve gelince 'yarın gidecekmiş' diye haber verdi. Yani ben zaten onun sadece geldiğini gördüm."
"Gamze... kime ne iftira attı?" Şamil'in aklına Zülal'in kendine yaptıkları geldi.
"Şey..." derken ellerinin titrediği belli olacak diye korktu. "As... ablasının hamile olduğunu söylemiş Şeyma ve anneme." Şamil kaşlarını çattı.
"Ne...neden?"
"Onu değersiz kılmak için."
"Allah'ım... bu kız o ikisinden neler çekti. Duydu mu acaba bunu?"
"Duydu..." Derken Şamil adama baktı. "Şeyma... helallik almak istediği için anlatmış Aslı'ya..."
"Zavallıcık..." dedi şevkatle... Ali... sana bir şey içirmiş olabilir mi?"
"Mümkün değil... Onu görmedim. Zaten ece geldim hemen yattım."
"İlginç... hiç bir şey yemedin içmedin?"
"Yatarken su içmiş... olmalıyım... mutlaka... evet... evet içtim. Her gece su içerim mutlaka... içtim su... hem de iki koca bardak içtim. Ama... onunla ne alakası olabilir ki?" Diye sordu Şamil'e?
"Senin odandaki su ile alakası olamaz... Daha önce benim başıma gelen bir olay var da... acaba mı? Diyecektim... Üfff... çok karışık. Gamze'yi konuşturmak lazım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyahın Karası
General Fiction06.02.2023 sabaha karşı yurdumun güneydoğusu sallandı. büyük acı çöreklendi yüreğimize. Bu acının tarifi asla yok. Yıkılan binlerce binanın molozlarının altında kaldı binlerce canımız. Saatler birbiri ile yarışırken, her gelen kurtulma haberi ile y...