Emin Bey artık Amina Sare ve onunla evlendirdiği torunu Şamil'i ziyaret etmek istiyordu. Birbirlerini biraz da olsa tanımaya başladıklarını düşünüyordu. Nikahın üzerinden onbeş gün geçmişti neredeyse. Ama oraya kızları ve gelini ile gitmeliydi. Onlarda yanında olmalıydı ki amacına ulaşsın. Ateşle barut birarada durmazdı. Kızı Leyla'yı aradı.
"Leyla..."
"Baba... Nasılsın?"
"Boş ver şimdi bunları... Yarın Şamil'in evine gideceğim. Hepimiz orada toplanalım. Aile olarak bir hafta geçirelim orada. Şamil'in kızı aile görsün." Leyla bunu kabul etmel zorundaydı. Şirket babasına aitti ve o ne derse emirdi. Hem Leyla babasının amacını da öğrenmek istiyordu.
"Baba... O kadın ve kızı oradayken... Nasıl olur ki?"
"Boş ver o kadını... Sıkılırsa defolsun..." dedi kesin bir dille Emin Dede.
"Baba, Sare de orada olacak mı?" diye sordu.
"Elbette... Dedim ya hepimiz orada olalım diye..."
"Tamam o zaman... yarın..."
"Sizi bekleyeceğim." Diyerek telefonu kapattı Emin Dede. Daha sonra diğer kızı Şermin'i aradı. Daha sonra da Şamil'in annesi Fikriye'yi aradı. Artık hazırdı. Sıra Şamil'e haber vermeye gelmişti. En son torununu aradı.
"Dede..."
"Şamil, yarın tüm aile senin eve geliyoruz. Artık evliliğinizi herkesin öğrenme zamanı geldi. Ama ben gelmeden kimseye bir laf etme. Bu haberi ben vereceğim."
"Baba bu oyun için bu kadar gizlilik neden?"
"Sen benim dediğimi yap." Şamil dedesinin ne yaptığını anlamak da zorlanıyordu. "Halanlar bu evliliğin gerçek olmadığını anlamamalı."
"Nasıl olacak bu?" diye sordu Şamil.
"Kolay... İkiniz... aynı odada kalıyorsunuz değil mi?"
"Elbette hayır" diye cevap verdi Şamil. "Elbette aynı odada kalmıyoruz dede. Seninle bu evliliğin usulen olduğu konusunda anlaşmıştık. Unutmuş olamazsın."
"Unutmadım elbette ama bunu halanlar bilmemeli. Malum, Amina'ya Sarp talip oldu. Bu evliliğin bozulması için her şeyi yapabilir. Ve Sarp'ın..."
"Dede sen dediğinin anlamını biliyor musun? Bu kız şuan benim nikahım altında ne demek Sarp talip oldu."
"Şamil ben olanı söylüyorum. Halanlar bu evliliğin gerçek olduğuna inanması lazım."
"Dede başıma ne sardın böyle?"
"Bela değil oğlum... Sana neden olduğunu anlattım. Bu evlilik olmalıydı. Doğrusu buydu."
"Dede, en kısa zamanda beni bu beladan kurtar. Kızım olmasa hayatta kimse için girmezdim bu saçma olaya."
"Babası kızı almaya gelene kadar sabırlı ol. Babasının mutlaka malı vardır."
"Dede ya babası dönmezse?" diye sordu Şamil.
"O zaman... Zaman ne gösterirse o..." Emin dede planlarını saklamak zorundaydı. Herşeyi açıklayan bir insan olmadığına sevindi.
"Haaa... Dede ya bu kız babasından haber alamıyormuş. Nasıl buluruz babasını?"
"Ben de ulaşamıyorum epeydir. Sana birkaç isim vereyim soruştur bakalım."
"Dede sen arasan..."
"Ben mi? Ben de arayacağım. Sen elinden geleni yap, bende bir yandan soruşturayım. Daha çabuk oluruz." Dedi Emin Dede.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyahın Karası
Ficción General06.02.2023 sabaha karşı yurdumun güneydoğusu sallandı. büyük acı çöreklendi yüreğimize. Bu acının tarifi asla yok. Yıkılan binlerce binanın molozlarının altında kaldı binlerce canımız. Saatler birbiri ile yarışırken, her gelen kurtulma haberi ile y...