1.Bölüm

8.9K 301 32
                                    

Her istediğini kolayca elde edebilmek sanırım çoğu kişinin hayaliydi. Her yaptığınızı onaylayan ve destekleyen ebeveyne sahip olmak ve diğerininse her zaman gölgeniz kadar yakın olduğunu bilmek..

Bunun beni rahat hissettirmesi mi gerekiyordu? Kesinlikle rahat hissetmekten çok uzaktım. Daha çok sorumluluk hissediyordum. Baskı altında olduğumdan değildi fakat sanki hep daha fazla iyi olmalıymış gibi geliyordu.

Okulun ilk döneminin ikinci günüydü. Son iki ders bedendi. Bu sene yüzme sporlarıyla ilgili eğitim alacağımız için ders havuzda işlenecekti. Soyunma odasında herkes formalarını mayoyla değiştirirken ben içeri girdiğimde kısa bir sessizlik olmuştu. Arkamdan gelen Utku, neden duraksadığıma bakıp kolunu omzuma atarak "Hadi beyler, acele boşaltın." diyerek herkesi ben istemeden kovduğunda yutkundum.

Bunu yapmasını istemiyordum ama bu yazılı olmayan bir kural gibiydi.

Kimsenin yanında çıplak kalmayı sevmediğimi daha doğrusu bunun panik atağımı tetiklediğini biliyordu.
Bu sebeple benim için kabalaşmayı sorun etmiyordu.

"Ne alaka?" Diyen yabancı sesi duyduğumda başımı eğğim yerden çekip direkt karşımdaki yeni gelen çocuğa baktım.

Kuralları henüz bilmiyor olduğu açıktı. Bakışlarımı çekip ona cevap vermeksizin kapı önünden çekilerek dolabıma doğru yürüdüm. Utku kolu omzumdan düştüğü için arkamda kalmıştı.

Yeni çocuğu yanındaki Ersin'in dürttüğünü ve fısıltıyla mırıldandığını duydum. Yeterince kısık sessliydi fakat aldığım tüm özel savunma eğitimleri sonucunda kulaklarım bir yırtıcı kadar keskindi. Bu yüzden duydum.

"Onun kim olduğunu bilmiyor musun?" demişti. "Bulaşmak istemezsin dostum, hadi gidelim."

Evet, benim kim olduğum önemliydi. Kimin oğlu olduğum, önemliydi. Kimse bana bulaşmak istemezdi. Kimse bana yaklaşmak istemezdi.

Nasıl biri olduğumdan habersiz onlarca kişi benden çekiniyordu. Veya nefret ediyordu. Veya hayrandı. Her sene maraz çıkaranlar olurdu ve sonunda bu üç gruptan birine katılırdı. Beni gerçekten tanımayı tercih eden, buna cesaret edebilen sadece Utkuydu.

Dolabımdan eşyalarımı çıkarırken Utku bir kaç kişiyle bir şeyler hakkında konuşup gülüştü. Üzerini değiştiriyordu aynı zamanda. Ardından onlardan ayrılıp yanıma gelerek. "Giyin hadi, çıkıyoruz." diyerek belime dostça dokup gülümseyerek diğerleriyle birlikte çıktı. Fakat kapıda beni bekleyeceğini biliyordum.

Onların ardından boş odada bakışlarımı gezdirip elime aldığım yüzücü mayosunun taytını bacaklarımdan geçirdim. Tamamen giyindikten sonra eşyalarımı doalba geri koyup telefonumu kontrol ederek odadan çıktım. Beklediğim gibi Utku kapıdaydı.

"Sağ ol." dedim gülümseyerek. Gülümsemem karşılık alışkanlık olarak tekrar kolunu omzuma atıp beni kendine çekerek dip dibe yürümemizi sağladı.

Hala telefonuma bakıyor mesajları ayıklıyordum ki Yaman babamdan mesaj geldiğini görmemle kısaca duraksayıp tıkladım hemen.

"okul çıkışında on beş dakika bekle, sana bir sürpriz var."

Yazan mesajla kaşlarımı kaldırıp kısa bir "Tamam," yazdım.

"İnsan biraz merak eder. Buzdolabı." diye hayıflandı Utku. Mesajı okuduğunu anlayıp göz devirdim ve şaka yollu onu kendimden iterek "Kırcam kafanı, göreceksin buzluğu." dedim.

İtişe kakışa derse girdik. Derste herkes havuza girse de hoca zorunlu tutmadığı için ben köşede oturmayı seçmiştim. Utku tabii ki gayet enerjik bir şekilde havuzdan kafasını çıkarmamıştı. Ona olmak istediğim kişiyi yansıttığı için imrenerek baktım. Belki de bu yüzden bu kadar iyi anlaşıyorduk. Çünkü Utku, kendimi baskılamasam, olmak istediğim kişiydi.

Son ders de bittiğinde çoğunluk soyunma odasına ilerledi. Tekrar insanları germek istemediğim için ben bu fikirden çoktan vazgeçmiştim. Bu yüzden Utku'ya üzerimi değiştirmeden çıkacağımı söyleyerek mayomla otopark alanına doğru yürüdüm. Okul hızla boşalsa da servisler ön kapıda olduğu için otopark kısmı kalabalık değildi.

Gözlerimi etrafta gezdirip arabayı aradım. Fakat babamlar veya her zamanki şoförümüzü göremediğim için babamın dediğini hatırlayarak beklemeye başladım. Bu arada üzerini değiştirmiş olan Uttku yanıma gelip "Yok mu sizinkiler?" dedi. Bir yandan saçlarını kuruluyordu elinde havluyla ve omzunda spor çantası vardı. Aceleyle çıktığı çantaya alelade sıkıştırdığı formanın sarkan parçasından belli oluyordu.

"Sürpriz, herhalde." dedim.

Utku cebinden kendi arabasının anahtarını çıkardı. Yeni on sekiz olmuş ve olur olmaz da bir arabaya sahip olmuştu. Bense daha 17 sayılırdım. Fakat 18 olsam bile ilk yapacağım şey araba almak olmazdı büyük ihtimalle. Ki bu daha büyük bir yük olurdu. Babamın korumayla gidip gelmemden daha çok memnun olduğunu biliyordum.

Utku havluyu omzuna asıp telefonunu cebinden çıkararak "İstersen, gel bırakayım seni." dedi.

"Babam, gelecek büyük ihtimal. Git sen." dedim. Fakat o sırada otoparka ani bir hızla giren siyah araçla birlikte ikimiz de duraksayıp arabaya baktık.

"Oğlum," dedi Utku refleksle. Dibi düşmüş gibi son model ve aşırı lüks araca bakarken gerçekten dibinin düşeceğinden endişelendim. "Yaman abi, ne yapmış öyle."

Gözlerimi devirip bunun babamın arabası olduğunu düşünen arkadaşımın açık kalan ağzını çenesinden ittirerek kapattım.

"Abartma yavrum," dedim. Çünkü lüks içinde boğuluyordum ve alışıktım. "Ağzın açık kaldı."

Kafamı çevirip Utku'nun gözlerinin olduğu yere baktığımda arabaya değilse bile benim de dibimin düştüğü başka bir şeyle karşılaşmıştım.

Uzun boylu oldukça iri yapılı ve simsiyah giyimli bir adam duruyordu. Adamın jilet takımı yetmiyormuş gibi düzgün çehresi kalın kaşları hafif kirli sakalları vardı. Bu mesafeden bile yamuk burnunu görebiliyorum ki bu benim zaafımdı.

Çenemde Utkunun elini hissettim. Benim ona yaptığım gibi açık kalan ağzımı kapatırken sırıtyordu gevşekçe. "Ağzını kapa yavrum." diye dalga geçti.

"Utku," dedim büyülenmiş gibi. "Onu istiyorum."

Adam telefonundan çektiği bakışlarını etrafta gezdirip ikimizin üzerinde durduğunda hızlanan kalbim içimde kuş gibi çırpındı. Evet, şıpsevdiydim. Ve çoktan aşık olmuştum.

Belli etmesem bile, Yaman gibi bir babayla büyümek beni de otomatik olarak çapkın yapıyordu. Yiğit babama özensem bile çoğunlukla Yaman babam gibiydim ne yazık ki.

"Şşt,"dedi Utku heyecandan çarpıldığımı fark etmiş gibi ama adam bize doğru yürümeye başladığında onun yaklaşan çehresinin bir yerlerden tanıdık geldiğini düşünmekle meşguldüm.

" Sanki bize doğru geliyor, "dedi Utku." Bu nasıl sürpriz lan. "

O an sürpriz kelimesi ve adamın tanıdık suratı kafamda birbirine tam oturan iki yapboz varçası gibi birleşiversi.

" Onu tanıyorum, "dedim ne hissedeceğim bilmeyerek. Olanları kavrama hzılı olmuştu ne yazık ki. Ve bununla ne yapacağımı bilmeyerek bocalamıştım.

Utku'nun kaşlarını kaldırıp yandan bana baktığını gördüm fakat sönmüş heyecanım sebebiyle ona bakmadım.

" Umut, "dedi tam önümüzde durak adam derinden gelen kalın sesiyle. Beni tanımak ister gibi dikkatle bakıyordu. Hakkıydı, yıllar olmuştu.

Başımla onayladım onu sessizce. Boğazımın kurulduğunu hissettiğim için yutkundum. Dışarıdan donmuş gibi görünüyor olmalıydım fakat içimde büyük bir kargaşa vardı.

Onu istediğime emindim ama bunun çok büyük bir yanlış olduğu yüzüme ani bir tokat gibi patlamıştı.

"Sedat abi," dedim sesim titreyerek.

Gözlerinin içine kadar gülümseyerek, başlı başına bir manzara oluşundan habersiz bir anda gelip bana sarıldı. Bu sefer gerçekten donmuştum.

"Gerçekten kocaman olmuşsun," dedi saçıma doğru nefesini üfleyerek. "Özledim seni."

***

Ayy bunu yapmıycaktım dayanamadım.
Salak ben :'/

KORUMA bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin