28.Bölüm

1.8K 109 12
                                    

"Her öpücükten sonra böyle kaçıp, olmamış gibi mi yapacağız?" Sesindeki muzip alayı gizlemeden kapının arkasından konuşan Sedatla kafamı bir kez daha duvara vurdum.

Aptal Umut, aptal çocuk. Gidip şıp diye yapış adamın dudaklarına. Tebrikler. Sonra yüzüne nasıl bakacağını filan hiç düşünme zaten.

" Öpücük bile sayılmazdı!" diye bağırdım. "Dudaklarımız çarpışmış gibi düşün!"

Kahkaha attı. Zaten bi komedi filminden halliceydi durum. Gül ekte öyle haklıydı ki ona kızamadım bu yüzden. Sadece yüzümü buruşturup bir kez daha kafamı vurdum.

"Öyle düşünmek için çok geç." dedi. "İki kere çarpışma biraz kader işi olurdu çünkü. "

" Sen hiç k-drama izlemedin mi? Milyon kez dudaklar çarpışabilir, izlesen bilirdin."

"Umut," dedi saçmalamamı kesmemi ister gibi. Evet, utanç vericiydi zaten ben de devam etmek istemiyordum. "Kapıyı açar mısın?"

"Hayır, git git." dedim ağlamaklı bir sesle. Adam benden kaçmak ve aramızdaki şeyi başlamadan bitirmek istemiş ama ben gidip onu öpüvermiştim. Hem erkeklerden de hoşlanmadığını söylüyordu. Belki de iğrenç hissettirmiştim ve bunu yüzüme söylemek istiyordu.

Ah, korkunç. Onu izinsiz öpmemeliydim. Berbat hissediyor olmalıydı.

Kapıyı açıp üzgün gözlerle ona baktım. Gözlerine bakamıyorum. Bakışlarım ancak omuzlarına kadar tırmanabiliyor ama göğüs kafesinde tutmayı tercih ediyordum.

"Özür dilerim." dedim kısık bir sesle.

"Neden özür diliyorsun şimdi?"

"Seni öyle öpmemeliydim." diyerek başımı tamamen eğdim. "İstemediğin bir şeyi yapmak değildi amacım. Ben sadece.."

Büyük avuçlarıyla yanaklarımdan tutup başımı kaldırdıktan hemen sonra dudaklarıma kapanmasını beklemiyordum. Gözlerim kocaman açıldı.

Beni öpüyordu.

Sedat. Beni. Öpüyordu.

İlk bir kaç saniye hareket etmeyen dudakları, benim dokun çek öpücüğü ün aksine uzunca bir süre dudaklarımın üzerinde kalacak gibiydi. Öyle ki yavaşça kendine çektiği alt dudağımı emdiğinde burnumdan derin bir nefes aldım. Traş losyonunun kokusu ciğerlerime dolmuştu böylece.

Hala açık olan gözlerim şu anı hayal edip etmediğimi ayırt edebilmek adına pür dikkat çehresini izliyordu. Gözlerimi kapatsam kaybolacak gibi geldiğinden buna cesaret edemiyordum. Kalbim patlayacakmış gibi deli bir hızda çarparken güç alabilmek adına yanaklarıma uzanan kollarına parmaklarımı sardım sıkı sıkı.

Beni daha derin öptü. Hiçbir şey yapamıyordum. Taş kesilmiş gibiydim ama o bu anın tadını çıkarıyormuş gibi oldukça yavaş bir şekilde bir alt bir üst dudağımı öpüyordu. Dilini hissedene kadar kendime hakimdi aslında, ya da öyle sanıyordum ama ıslak dilinin baskısını ağzımda hissettiğim an dizlerim titredi ve kanın malum bölgemde akmaya başlaması da o saniye oldu.

İnkar edilemez bir ergen bedenine sahiptim hala. Bunun için yapabileceğim bir şey yoktu ama inlememi tutabilmeliydim değil mi? Tutamamıştım.. Boğuk ama tiz sesli inlemem ikimizin de kulaklarına oldukça net bir şekilde ulaşmıştı. Sedat beni daha çok kendine çekti.

Şiddetle Sedat kendimden ittim aniden. Yüzüm yanıyordu utançtan. Dizlerim ve ellerim titriyordu aynı zamanda. Kalbime bağımlılığını filan ilan ediyordu herhalde. Ve dudaklarım, uyuşmuş gibilerdi.

"Sanırım artık, çarpışma bahanesini kullanamayız." dedi onda ilk defa duyduğum boğuk sesiyle. Sanırım benim kadar olmasa bile o da etkilenmişti.

***

"Çüş!" diye bağırdı kendini kontrol edemeden tüm kantinin ortasında Utku. Bütün kafaların bir süre de olsa bize dönmesine neden olduğunda ona kötü kötü baktım. Sedatla yaşadığım her şeyi baştan sona ona anlatıp bundan sonra ne olacağı hakkında konuşmak istemiştim ama sevgili arkadaşım onca sözcük varken duygularını bu kelimeyle ifade etmeyi tercih etmişti.

"İstersen tüm kantine canlı yayın yapayım Utku," dedim gözlerimi kısarak. "Biraz alçak tepki verir misin?"

"Bir müddet şoktayım, ben bu evreyi biraz zor atlatırım." diyerek iri iri açtığı gözleriyle beni savuşturdu. "Duyduklarımın doğru olduğuna inanamıyorum. Yani sen şimdi, babanların en yakın arkadaşı ve yakın korumanla baya baya öpüştüğünü mü söylüyorsun? Ayrıca adam hetero olduğunu söyleyip seni aşağıladıktan sonra gelip seni öptü mü? İmkansız aşklarından biri sanmıştım. Harbi çüş."

Onu onaylayacağım sırada önüme bırakılan kahve bardağıyla dikkatim dağıldı ve gözlerimi kırpıştırarak başımda dikilen Oğulcan'a baktım. Yüzünde bir gülümsemeyle hemen sağımdan gelip önüme kahve bırakmıştı. Ne zaman gelmişti ki, duymamıştım bile.

"Kendime kahve alıyordum, sana da almak istedim. Geçen gün çikolata almıştın bana." diyerek gülümsemeye devam etti.

Aynı şekilde ona gülümsemeye çalışarak, Utku'ya sadece onun anlayabileceği, sence duymuş mudur, bakışımı attım. Utku ters ters Oğulcan'a bakıyordu.

" Teşekkür ederim. Geldiğini fark etmedim. "dedim gergince. Aslında ondan çekinmiyorum ama düşününce, bu sadece beni ilgilendiren bir mevzu değildi artık. Ve  yanlışlıkla bile olsa Sedat'a zarar verebilecek küçücük bir ihtimale dahi tahammülüm yoktu. Henüz babamlara söylemeyi, en azından doğru an gelene kadar söylememeyi düşündüğümüz garip bir ilişkimiz varken üçüncü bir kişinin herhangi bir şeyi mahvetmesine katlanamazdım.

"Şimdi geldim aslında. Sizi fark etmemiştim. Tam sana mesaj atmak için geçip gidiyordum ki son anda fark ettim." diyerek elimdeki diğer kahveyi işaret edip "Arka bahçede film izleyerek içecektim. Derste görüşürüz." dedi ve geldiği gibi hızla uzaklaştı.

Arkasından şüpheli bakışlarımı atarken "Duymamış." Diye bir varsayımda bulundu Utku.

"Emin değilim, ama duysa benimle uğraşırdı herhalde." dedim. "Artık arkadaşız ama. Eskisi gibi değiliz."

"Ona güvenme safoz." dedi Utku ters bir sesle uzanıp alnıma fiske atarak.

Acıyan alnımı ovalayıp "Şunu yapma demiyor muyum?" diye söylendim.

"Sen de saf saf davranma karşımda. Bir de kendine sinsi diyorsun. Şu haline bak. Yılanlarla kanka olmuşsun."

"Kendine haksızlık etme arkadaşım, sen yılan değil kertenkelesin." diyerek ona takıldım.

Bir an beni gerçekten dövecek gibi baktığını gördüğümde anında masadan kalkıp beni kovalarken gülerek sınıfa doğru koşturdum. Arkamdan söylenip duruyordu. Evet, bazen böyle gereksiz anlarda alıngan olası tutuyordu.

KORUMA bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin