18.Bölüm

2.1K 150 13
                                    

"Sonuç olarak öyle yani Utkucum." dedim yüzümü yatağa yasladığım dirseklerimin üzerine koyarak görüntülü görüştüğüm arkadaşıma hayatımda olan yeni gelişmeleri aktarırken.

Utku kıyafetlerini askılara asıp dolabına yerleştiriyordu tam bu sırada. "Peki diğer olaydan var mı bi gelişme? Ne yaptın ettin adamın evine de yerleştin artık. Kedi kılıklı seni. Hep dört ayak üstüne düş." diyerek imalı bir bakış attığında kıkırdadım.

"Ya sus, duyar filan şimdi." dedim.

"Misafiri var demedin mi?"

"Olsun, onun kulakları tilki gibi." diyerek dudaklarımı büzdüm. Geçen gün babamla telefonda konuştuğum her şeyi salondan duymuştu.

"Bunları duymasından korkmuyorsun herhalde?"diyerek güldü ve son gömleğini dolaba koyup kapağı kapattı. Ayakta olduğu için üzerinde basket şortu ve aynı şekilde kolsuz bir tişört olduğunu görebiliyordum. Utku yaşıtlarım içinde, aşırı sporla ilgilenmeyen her erkeğin sahip olabileceğinden daha fit bir vücuda sahipti. Okulda onun gibi bir kaç kişi daha olduğunu biliyordum çünkü bir çoğu ilgimi çekmişti. Utkunun ayran gönüllü olduğumu söylemesi de bundandı herhalde.

Sedatsa yaşıtlarımın çok daha ötesinde müthiş bir vücuda sahipti. Neden diğerlerinin artık ilgimi çekmediğini anlayabiliyordum. Adam ideal tipim gibi bir şeydi. Keşke ben de onun ideal tipi olabilseydim.

"Daldın yine aşık çocuk." diye alay ettiğinde Utku, Düşüncelerimi bir kenara süpürdüm ve gerçek dünyaya hızla geri döndüm. "Napcaz senin bu Leyla halleri." diyerek güldü.

"Bilmiyorum." dedim masumca dudak bükerek. Sadece onu düşünerek bile kalp atışlarımın hızlandığını hissediyordum. Bu nasıl mümkün olabilirdi ki? Utkunun bana hala imalı bakışlarla baktığını gördüğümde yatağa bıraktığım telefonu elime alıp doğruldum ve bağdaş durarak oturdum. "Sen de aşık ol da görelim. Bütün gün dalga geçmeyene Umut demesinler." diyerek burnumu havaya kaldırdım.

Dudağının köşesi hafifçe kıvrıldı havalı bir şekilde. Göz kırpıp "Olmadığımı nerden biliyorsun?" dediğinde ciddi mi diye melül melül baktım suratına.

"Olsa bilirdim!" diye çıkıştım hemen. Istemsizce telefonun dibine girmiştim ki şuan burun deliklerimden beynimi gördüğünden olmalı, kahkaha attı.

"Uzaklaş, çirkin şey." dedi. "Ördek suratını bu kadar yakından görmek istemiyorum."

"Bakma o zaman, ucube." dedim. "Kapatıyorum sinirimi bozdun."

Tekrar gülüp "Görüşürüz okulda, öptüm seni. Bayy," diyerek el salladı.

Ben de şapşalca el sallayıp "Kapat, gerizekalı. Ben öpmüyorum." dedim ve ona söylememe rağmen kırmızı tuşa kendim basıp aramayı sonlandırdım.

Tekrar sessizleşen odaya sıkıntıyla baktım. Canım ödev yapmak istemiyordu. Aşağıdaki sohbet daha çok ilgimi çekmişti. Sedat'ın ders çalıştığımı düşüneceği kadar uzun bir süre yukarıda kaldığımı düşünerek sessizce merdivenlerden inmeye karar verdim. Fakat takdir edersiniz ki mümkün değildi. Ayaklarımın altındaki her bir tahta ses çıkararak aşağı inmekte olan biri olduğunu hala salonda oturan ikiliye haber vermişti. Mecburen kafamı içeri uzatıp Sedat'a şirine gülümsedim.

"İyi misin?" dedim sanki kontrole gelmişim gibi. Özgür'ün sırtı bana dönüktü ama konuştuğumu duyunca omzunun üzerinden bakmıştı. Sedat göz ucuyla ona bakıp tekrar bana döndü.

"İyiyim," dedi kısaca.

"Ağrı kesici filan getirebilirim?" dedim kaşlarımı kaldırarak. "Sabah da içmedin."

"Aynı inatçı herifsin." diyerek kafa salladı Özgür Sedat'a dönerek.

"Sen de bugün hemşireliğe merak saldın herhalde." diyerek homurdanır gibi karşılık verdiğinde Sedat aldırmadan şirince gülümsemeye devam ettim. "Bitti mi ödevin?" diye sordu.

"Hmm," dedim yalan söyleyerek. "Zaten çok yoktu ki."

"Telefonda konuşarak daha uzun sürer sanmıştım." dediğinde afalladım ve sıtırmam yüzümde soldu.

Gözlerimi kıstım ve o da aynı şekilde bakıyordu. Özgür bey de teniz maçı izler gibi ikimizin çatışmasını izliyordu bu arada.

Kulakları tilki gibi demiştim. Umarım ki ne konuştuğumuzu duymamış olsundu.

"Ay, her şeyi de bil." diye trip atıp üste çıkmaya çalışarak yalanım ortaya çıktığından kızaran yanaklarımı gizlemek amaçlı arkamı döndüm ve mutfağa yürüdüm.

Ares kapı girişine iki seksen yayılmış ölü gibi yatıyordu. Ölü gibi demişken.. Ölmüş müydü acaba sahiden ya? Biraz eğilip neyi var diye yakından bakarken aniden başını kaldırmasıyla ölüm kokan nefesi yüzüme çarptı.

"Aiy," diye yerimde şıçrayıp dengemi kaybettiğimde mükemmel zamanlamayla biri beni yere düşmeden yakalamıştı. Hemen beraberinde yere düşen koltuk değneği büyük bir gürültü çıkardı ve çıkan sesle birlikte Ares de ürkerek havladı. Başımı çevirip beni tutan Sedat'ın göğsüne doğru ürktüğüö için daha çok geri çekildim. Bu hayvan beni korkutuyordu.

Hemen yanımızda duran Özgür'ü görmesiyle birlikte daha çok havlayan Ares, sinirlerimi bozmuştu.

Sedat beni belimden sıkıca tutup "Sakin ol Ares," dedi. "Yok bir şey oğlum." Onun sesiyle birlikte komut almış gibi sakinleşen köpek oturduğu yerden bizi izliyordu şimdi.

"Ölmüş sandım," dedim ağzımın içinden bi açıklama yapma gereği duyarak. "Bakıyordum sadece, sonra bi anda kalktı. Yüzümü yemeye çalıştı, Sedat." diyerek gözlerimi irice açarak benden uzun olan adama baktım alttan alttan.

Sedat kaşlarını çatıyordu ama bir an için gülecek sandım. Yine de kaşlarını gevşetip bıkkın bir nefes vererek." Özgür'ü geçireyim geliyorum. "dedi ve beni bıraktı. Eğilip yerden değneği alarak ona verdim ve kapıya giden ikilinin arkasından Aresle birlikte baktık.

Özgür, çıkmadan önce omzunun üzerinden bana bakarak "Bi ara da siz gelin bana. Kardeşimle iyi anlaşırsınız." dedi.

Ne diyeceğimi bilmeyerek başımla onayladım ve Sedat'la vedalaşıp ayrıldılar. Kapı kapandı ve Sedat bana döndüğü an yerimde dikleştim. Ares'in de garip bir şekilde dikleştiğini hissetmiştim.

"Demek yüzünü yemeye çalıştı?" diye garip bir ses tonuyla sorduğunda yutkunma ihtiyacı hissettim. Neden böyle davrandığını anlamıyordum.

Başımla onayladım ikinci kez.

"Ve yalan söyledin." dedi. "Ve arkadaşıma şirinlik yaptın. Ve köpeğime iftira attın. Ve hiçbir dediğimi yapmıyorsun. Ve.." Derince soluklandı. Tüm bunları epeydir içinde tutuyor gibiydi.

***

Peki Sedat pov bölümü gelir mi bunun üzerine?
Bir gün belki..
Hayattan bir teselli ararsın. Bak o zaman
Resmime..

İyi değilim arkadaşlar bugünlerde
karnım burnumda bölüm yazıyorum kan şekerim 400'lerde. Yaşadığım mucize ksnzmzm

KORUMA bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin