30.Bölüm

1.6K 118 6
                                    

(temsili)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(temsili)

***

Elim ayağım titrese de metanetimi toplayarak babamı aramayı düşündüm. Yüzyüze görüşmeden önce sorunun ne olduğunu öğrenebilirdim bence. Bu daha mantıklıydı. Babamı aramak için uygulamaya gireceğim sırada telefonumun kapanması ise hayatın bana kıçıyla gülme şekliydi sanırım.

Sinirle oflayıp "Sedatcım telefonunu kullanabilir miyim?" dedim. Tereddütsüzce cebinden çıkarıp uzattığım elime bıraktı.

"Yine ne oldu? Bugün de mi ders varmış?" diye sordu. Diğer yandan arabayı çalıştırıyordu. Trafiğe girdiğimizde bana bir bakış atıp "Kemerini bağla." dedi.

Tek elimle kemeri çekip takması için ona uzatırken "Şifren ne?" diye sordum.

"8688" dedi. Fakat söylediği an aklına bir şey gelmiş gibi duraksadı ve yutkundu. "Bekle.."

Kaşlarımı çattım. Tek eliyle uzamaya çalıştığı telefonunu kendime çekerek kaçırdım. Şifreyi girmeye çalışırken bana zorluk çıkarıyordu. Neden aniden böyle yaptığını anlayamamıştım. Diğer yandan arabayı kullanması gerektiği için elinden zor kurtulmuştum.

Neyseki yeşil ışık yandığında arkadaki insanlar kornalarına asılmışlardı da benimle uğraşmasına vakit kalmamıştı ama sessizce küfür ediyordu şimdi.

Bakışlarımı ondan çekip telefona çevirdiğim an ekrandaki habersiz çekilmiş fotoğrafımla karşılaşmak beni şok etmişti. Uyurken öylesine çekilmiş gibi duruyordu. Dudaklarım şaşkınlıkla aralandığında bakışlarımı Sedat'a çevirdim. Bir de duvar kağıdı yapmıştı.

"Bu,"

"Tek kelime etme." diyerek beni susturdu. Ama kahkaha atmama engel değildi. Deli gibi sırıttım ardından. Çünküsü yoktu, adam habersiz çekilen fotoğrafımı duvar kağıdı yapmıştı!

Telefonumun şarjı bitmemiş olsaydı onun şuan fotoğrafını çekip aynısı yapabilirdim ama bir ara mutlaka yapmayı aklıma not ettim sadece. Bu durumdan böylesine hoşlanmam muhtemelen saçmaydı ama midem kelebek yuvası olmuş gibiydi.

Sırıtışımı nastırbikemk adına dudaklarımı birbirine yaslayıp rehberine girerek az önceki gerginliği ne yazık kı tekrar hatırlayarak babamı aradım. Bir kaç defa uzun uzun çalsa da açan olmadı. Bu, endişemi daha da artırırken dudaklarımı bu defa kemirme işlemine geçerek rahatsızca kıpırdandım.

"Açmıyor." diye mırıldanarak kulağıma yaslandığım telefonu elimden bırakarak bana açıklamamı ister gibi bakan Sedat'a döndüm. "Babam, konuşmamız gerek diye mesaj atmış, ciddi olmasa yazmazdı."

O da biraz gerilmişe benziyordu ama belli etmemek için elinden geleni yaptı. Direkt olarak beni eve götürürken ikimiz de sessiz kaldık. Ben bir yandan kendimi her olasılığa hazırlıyordum. Çok iyi bir tepki beklemiyordum tabii ki illa ki başta anlamakta zorlanacaklardı eğer öğrendilerse ama babamlar kötü biri değillerdi. Öyle ya da böyle bana olan sevgilerinin ağır basacağına emindim.

KORUMA bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin