39.Bölüm

655 60 2
                                    

Babam hiçbir şey yapmamamı söylemişti. Ama gerçekten hiçbir şey yapmadan durabilecek gibi hissetmiyordum. Sedat ne durumdaydı bilmem gerekiyordu. Babam ona kırıcı konuşmuş olmalıydı. Çünkü benim dağ ayım, dayak yese gam yemezdi ama babam onu üzmüş olmalıydı ki içine çekilmişti. Yavru ayıcığım..

Ona milyonuncu kez bıraktığım sesli mesaja düşen hattan  boş boş konuştuğum mesajlardan birini daha az önce yollamıştım. Telefon ekranına sıkıntıyla bakarken artık telefonlarımı açmasını ummaktan fazlasını yapamadım.

Çünkü ona zaman vermem gerektiğini biliyordum. Sedat, bu yaşına kadar bir ilişki bile yaşamamış biriydi öğrendiğim kadarıyla ve ben onu olabilecek en kaotik ilişkinin içerisine sokmuştum. Biraz mesafeyi hak ediyordu bu durumda.

Ama onu özlüyordum. O beni özlememiş miydi?

Hüzünle iç çekip Utku'yu aradım. İkinci çalışta telefonu neşeyle cevapladı arkadaşım.

"Kanka,"dedi gevşekçe. Sarhoş muydu? Kaşlarım çatıldı çünkü biz bar bar dolaşıp ayık gezmeyen ergenler değildik bildiğim kadarıyla. Utku sarhoş olmazdı. Nadiren..

" Utku, sarhoş musun?"diye sordum şaşkınca.

" Hayır, "dedi ama dili dolanıyordu." Bir tane içtim. "

" Bir bardakla mı bu hale geldin? "

" Bir şişe. "diyip güldü.

Gözlerimi devirdim ama tavrı sinirlerimi bozmuştu. Ya da belki benden habersiz böyle şeyler yapmasına öfkelenmiştim. Ben ona her şeyi anlatıyordum çünkü. Ama o bensiz içip sarhoş oluyordu. Bana dünyanın en kötü arkadaşı gibi hissettirmeye hakkı yoktu.

"Nerdesin? Gelip seni alacağım." dedim.

"Vaov." dedi büyük bir kahkaha patlatarak." Sen beni düşünür müydün ya? Sedatcığın kıskanmasın?"

Şok olmuştum. Hatta doğru duymadığım, Utkunun az önce bu cümleleri kurmadığına yemin edebilirdim. Dilim tutulmuş gibi öylece kalakaldım hattın bir ucunda. Sonra da telefon yüzüme kapatıldı. Çünkü sarhoş da olsa belli ki bunları söylememesi gerektiğini düşünüp kapatmıştı. Kapatırken ettiği sinirli ufak küfrü zor seçebilmiştim.

Telefonumu cebime koyup askıda duran ceketlerden rastgele bir tane pijamalarımın üzerine geçirdim. Babamın beni durdurup sorguya çekmesini istemediğim için onlara görünmemeye dikkat ederek evden çıktım hızlıca. Kapıda Mahmut abiyi gördüğüm an arabayı işaret ettim başımla. Bana şaşkınca bakıp kaşlarını çatsa da sessizce peşimden gelip sürücü koltuğuna binmişti.

"Mahmut abi, lütfen soru sorma." dedim beni uyarmak için ağzını açtığını bildiğim adama bakmadan. "Benim Utku'ya gitmem lazım. Yerini bulabilir misin?"

"Pijamalarla çıktığınıza göre önemli olmalı." diye yorum yaptı beni süzerek. Ardından telefonda hızlı hızlı bir şeyler yazıp arabayı çalıştırdı. Umarım o hızla yaptığı şeyler arasında babama haber uçurmak yoktu. "Ve Yiğit bey beni bu kez kesin kovacak. Haberi varsa başka tabii?" diyerek bana kaşlarını kaldırınca başımı iki yana mahçupca salladım suçlu suçlu. Demek ki yapmamıştı. Rahatladım.

"Ben hallederim. Babam sorun değil." diye ortaya konuştum ama buna çok da emin değildim. Hele de son olanlardan sonra. Ama Utku önemliydi. "Sen sür abi. Bi delilik yapmasından endişeleniyorum. Başına bir şey gelmeden bulalım."

***

Utkuyu bulduğumuzu düşündüğümüz yer, daha önce takıldıklarımıza benzemeyen bir gece mekanıydı. Hatta Mahmut abi emin olmak için bir kaç kez kontrol etme gereği duydu.

Mekana şüpheyle bakıp inmek için arabanın koluna uzandım ama Mahmut abi beni durdurarak "Siz arabada kalın, ben kontrol ederim." dedi. Ama onu dinlemeyevektim tabii ki.

"Ben bakacağım tabii ki Mahmut abi. Eğer içine sinmiyorsa peşimden gelebilirsin." diyerek onu beklemeden arabadan inip mekana yürüdüm.

Kapıda güvenlik bile olmayan garip bir yerdi ama insanlar sanki garip olan benmişim gibi dönüp dönüp bakıyorlardı. Tabii gecelikle olmasaydım kendimi daha haklı bulabilirdim. Ya da arkamda neredeyse iki metre boyundaki adam, Mahmut abi, de dikkat çekiyor olabilirdi.

Leş gibi alkol, ter ve  muhtemelen eroin kokan mekana daha girer girmez kusmamak için direndim ama burası kusmuk da kokuyordu zaten. Ek olarak müzik diye dinledikleri şey muhtemelen saf gürültüydü sadece. Burada bunca insan ne yapıyordu tam olarak? Ve benim aptal arkadaşım Utku?

Gözlerimle burdan bir an önce çıkmak adına mekanı tarayıp onu bulmaya çalıştım. Bulacağımı düşündüğüm yer, herhangi bir köşeydi ama arkadaşım bar tezgahının üzerinde uyukluyordu ve yanındaki kırk yaş üstü olduğunu tahmin ettiğim bir kadın üzerine eğilmiş bir şeyler söylüyordu. Utku'nun hiçbirini duymadığın emindim. Ve kadının eli kolu rahat duruyor gibi görünmüyordu.

Hızlıca önüme çıkan herkesi Mahmut abi yardımıyla aralayarak arkadaşımın yanına gittim. Sırtına elimi koyduğumda kadın göz ucuyla bana baktı. Onu umursamadan Mahmut abiye gözümle uzaklaştırmasını işaret ettiğimde zaten bu sorun da ortadan kalkmıştı. Mahmut abi bir şeyler söyleyerek kadını tutup uzaklaştırdı. Kadının da söylendiğini duydum ama dinlemedim.

"Utku," dedim sarhoş arkadaşımın kulağına eğilerek. Beni görmesi için yaklaştım. "Hadi çıkalım burdan. İyi değilsin."

"Umut," dedi gözlerini karalamadan adımı sayılar gibi. En azından beni tanımıştı, bu da bir şeydi. "Geldin mi?"

"Geldim tabii." dedim elini tutup kolunu omzuma alırken. Hafifçe doğrulup bana yandan baktığında Mahmut abi de bize doğru geliyordu. "Dikkatlice kalk bakalım." dedim arkadaşıma dönerek.

Utku komik bir şey söylemişim gibi güldü. Omzuma aldığım elini saçlarımın arasına koyarak zaten günlerdir dağınık olan saçlarımı daha çok dağıttı. "Taramamışsın."dedi gülerek. Bu kadar sarhoşken bunu fark etmiş olmasına şaşırarak ona baktım. Onun da yüzü bana dönük ve saçlarıma bakıyordu. Bu yüzden bir an alkol kokan nefesi yüzüme dağıldı.

Onu ayağa kaldırmak için belinden tutuyordum. Ama arkadaşım oldukça yapılıydı yanında ufak kalıyordum. Bana yardım etmediği için de şuan bu pozisyonda sıkışmıştım.

"Utku," dedim isyan eder gibi.

"Hmm," dedi yine sarhoş gülümsemesini dudaklarına yayarak.

"Hadi." dedim ve önüme dönmek için hamle yaptım ama Utku saçlarımın arasındaki eliyle beni kendine çekerek buna engel oldu. Ve beni şok edecek diğer şeyi yaptı.

Sarhoştu anlayabiliyorum ama kendisine çekerek zorla öptüğü kişinin ben olduğumun farkındaysa bu bile onu kurtaramayacaktı biliyordum.

Şakınlıkla irice açtığım odaksız gözlerim onu itmeden önce maalesef burada ne aradığını bilmediğim bir diğer kişiyle kesişmişti. Sedatla.. Mahmut abinin hemen yanındaydı.

KORUMA bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin