“Hafta sonu dinlenirsin güzelce.” dedi tüm pozitifliğiyle. Cevap olarak kafamla onay verip gülümsedim
sadece. Yemeği bitirip odama geçtim. Ortalığın savaş alanına döndüğünü farkettim, etrafı biraz toparlamak
istedim ama nerden başlayacağımı bilmediğim için vazgeçip duş almak için banyoya gittim.
Üzerimdekileri hızlıca çıkartıp suyu açtım. Buz gibi suda duş almaya alıştığım için beklemeden suyun altına
girdim. Ne kombi var, ne şofben, ne de güneş enerjisi. Kendi içimde telkinlerle vücuduma sıcak suların
döküldüğünü hayal ederek banyo yaptım. Bu kendimi kandırma olayını çok iyi yapıyordum, bazen suyun
gerçekten sıcak geldiğini bile hissediyordum. Sanırım kendimi farkında olmadan manipüle ediyordum.
Bornoza sarılıp odama geçtim.
Aletimle göz göze geldim, mastürbasyon yapacaktım ama sonra vazgeçip kurulandım ve
dolabıma yöneldim.Bir şeyler seçip üstümü giyindim. Test kitaplarım ve ödevlerimle vakit
geçirmek için masaya oturdum. Kelimeler, sayılar, terimler, formüller, konular, yerler, olaylar...
Birçok şeyle kafamı doldurup işlerimi halletim. Yaren de odama yaptığı makarnayı getirmişti.
Yedikten sonra müzik dinleyerek uykuya daldım. Yaren’in“Abi kalk arkadaşın kapıda.” demesi ile
uyandım.
Uyku sersemi olduğumdan beni uyandırmak için yalan söylüyor dedim kendi kendime. Tekrar
gözlerimi kapattım odamın kapısının açılma sesi ile huzursuzbir ses tonu ve bakışlarla,
“Çık odamdan-“ diye bağırıyordum ki Şevval’i görmemle duraksadım.
“Böyle mi karşılıyorsun misafirlerini?” diyerek gülümsedi. Üstümdeki şoku atıp yataktan fırladım.
Kekeleyerek,
“Ho-hoş geldin ne işin var burada?” deyip üstümü toparladım.
“Seni merak ettim Atlas. Hiç haber vermedin hastaneden de kaçmışsın.”dedi.
“Şey, öyle gerekt kusura bakma.” dedim.
“İyi misin? Burnun nasıl?” dedi.
“İyiyim, sağ ol sorduğun için.” dedim.
“Rica ederim. Rüzgar okuldan uzaklaştırıldı bu arada.” dedi.
“Uzaklaştırmalar onu durdurmuyor. Dönünce zorbalıklarına devam eder.”dedim.
“Boşver şimdi. Acıyor mu?” diyerek yatağıma oturup elini yanağıma koydu.
Yüzümdeki sargıyı kontrol ederken nefesini dudaklarımda hissetmemle ereksiyon olmam bir oldu. Penisim
pijamalarımı delip dışarı çıkacak diye çok korkup yatağın üstündeki yastığı alıp kucağıma koydum.
“İyiyim ben, düşündüğün için teşekkür ederim.” dedim. Elini yüzümden çekip, bakışlarını odama
çevirdi.
“Demek odan burası.” diyip ayağa kalktı.
Dikkatini çeken ilk şey, yatağımın yerde olmuş olması olacak ki bana dönüp,
“Neden bazan veya yatak altlığın yok?” dedi.Şevval’e hızlı bir bakış atarak yüzümde buruk bir
gülümsemeyle,
“Yere yakın olunca tavan daha uzak oluyor, böylelikle tavana bakıp hayal kurmak daha zevkli bir hale
geliyor.” dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜL
Non-Fictionbu hikâye yer altı edebiyatının ve sapyoseksüel bakış açısını ve manipülasyon sanatını nasıl genç bir beyne enjekte edildiğini anlatıyor atlas henüz yolun başında .