‘’Evet çocuklar 1 ders sonra büyük ödüllü yarışmamız başlıyacak. Gelmeyen var mı aranızda?’’
Toplu bir sesle hayır dedik.
‘’Öyleyse şanslı olan değil, zeki olan kazansın.’’ dedi. Ardında sinsi bir gülüşle arkasını dönüp koltuğuna
oturdu. Tam 12 kişi odada öylece durmuş okul müdürümüzün diyiceklerine bakarken oturduğu koltuğun
arkasındaki büyük camların ardından okul girişinde siyah arabaların içeriye girişini gördük ve hocam
diyerek elimizle okulun giriş kapısını gösterdik.
‘’Demek geldiler.’’
‘’Hocam bunlar kim?’’
‘’Özel misafirlerimiz çocuklar. Bu seneki kazananı çok büyük ödüller bekliyor.’’
Şaşkın bir şekilde arabaların içeriye girmesini izlerken siyah bi Hummer gözüme çarptı. Arka sağ ve sol
kapılarında x) sembolü vardı. Ardından deri ceketleri üstünde olan her birinin de sırtında yine o sembol
olan 11 kişilik bir motor grubu da Hummer’a eşlik ediyordu. Bu sınav zaten stresli geçecekti ama bu özel
misafirlerinde okula giriş yapması beni iyice heyecanlandırdı.
‘’Pekala çocuklar, kürsünün olduğu salona geçin geliyorum.’’
Sıra halinde kapıdan çıkarken kalp ritimlerime ayak uyduran tek şey heyecan, stres ve anksiyetenin yan
etkisi olan mide ağrılarıydı. Garip garip gaz sıkışmalarıydı. Yarışma başlamadan önce midemi rahatlatmak
ve üstümdeki bu panik ataklarını atmak için salona giden koridordan ayrılıp alt kattaki tuvaletlere
yöneldim. Tuvalete girmeden önce gözümü tuvaletin bulunduğu koridorun sonuna dikerken bir diğer alt
kattaki insanların merdivenlerden yukarıya çıkarkenki gölgeleri ile baş başa kaldım. Sanırım Hira Hanım’ın
bahsettigi o özel misafirlerdi iyice heyecanlanıp kimler olduğunu anlamak için tuvaletin girişinden
merdivenleri göz ucuyla kesmeye başladım. Her türlü insan tipleri vardı. Sanki her topluluğa, her işe, her
görüşe, her dine, her renge ait insanlardan seçilmiş özel bir insanlık kadrosu gibiydi. Bu heyecanla birlikte
altıma kaçıracağımı fark edip tuvalete girdim. Pantolonumu indirmemle bütün paniğin stresin bir anda yok
olması en az boşalmak yada birinin sana tapması kadar güzel bir olaydı. Yüzümde rahatlığın verdiği hatta
sıçmanın verdiği özgüvenle yarışmanın düzenlendiği kata çıktım. Heyecanlı adımlarla salona girerken salon
kapısında iri yarı iki dericeketli adamın durduğunu gördüm, okul güvenliğinden değillerdi. Üstümü
aramaları için kollarımı açtığım sırada ellerindeki o sembolü fark ettim. İçimden, vay be burda neler
dönüyor dedim. Aramaları bittikten sonra ismimin yazılı olduğu koltuğa oturdum. Salon nerdeyse
dolmuştu, hiç görmediğim yüzlerle doluydu salon. Okuldan nerdeyse yok denebilecek kadar az öğrenci
gelmişti. Etrafı süzerken sorgulayışlarımı bir kenera bırakıp sahneye baktım, kırmızı perdelerin kıpırdadığını
arka planda bir şeylerin olduğunu fark ettim ve ışıklar kapatıldı. Perde yavaşça açılmaya başladı, sahnenin
tam ortasında okulun giriş kapısında bulunan bu yarışmanın önceki birincilerinin olduğu panonun biraz
daha abartılmış büyüklükteki hali vardı. Sahnenin tam ortasında beyaz bir ışık ve ardından bitkisel hayata
girmiş birini bile ereksiyona sokacak derecede seksi olan Hira Hanım mikrofonunu kontrol ettikten sonra
konuşmaya başlamak için etrafa bakışlar atıp selamlayıp,
‘’Değerli gelceğe ışık tutan misafirlerimiz ve ışık olacak öğrenciler, hepiniz hoş geldiniz!’’
Uzunca bir alkıştan sonra,
‘’2021 yılının zeka yarışmasına başlamadan önce her yıl olduğu gibi yarışmadan bahsetmek istiyorum. Bu
yarışmayı günümüzün diğer yarışmalarından ayrı kılan şey birinci olan öğrencinin alacağı para ödülünün
aksine burda kazandığı plaket ve özel misafirlerimizin istekleri doğrultusunda, yeteneği ve zekasının doğru
kullanılması için burs verilecektir.’’
Tüm dikkatimi dediklerini anlamaya vermeye çalışırken yeni bir şeyler söylüyordu.
Kafamda binlerce görüntü ve düşünce ile odaklanmaya çalıştım. Burs nerden çıktı, nasıl sorular
sorulacak-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜL
Não Ficçãobu hikâye yer altı edebiyatının ve sapyoseksüel bakış açısını ve manipülasyon sanatını nasıl genç bir beyne enjekte edildiğini anlatıyor atlas henüz yolun başında .