İyi misin Atlas?

3 0 0
                                        

“Hep böyle geç mi kalıyorsunuz?” dedi yüksek sesle. Yüzüne boş boş bakıp, “Anlamadım.” dedim.


Adam arkadaşlarına doğru dönüp anırırcasına güldü.


“Anlamamış yazık.” deyip geri bakışlarını bana çevirdi.


“Kaç saattir 5 tane kahve bekliyoruz kardeşim.”


“Kusura bakmayın, buyrun kahveniz.” deyip kahveyi masaya koyup arkamı dönmüştüm ki aynı
adam,


“Ben bu kahveyi istemedim ne biçim iş yapıyorsunuz siz?!” diye bağırdı. Geri masaya dönerken giriş
kapısından giren bir grup deri ceketli adamlar dikkatimiçekince durup onlara baktım. Onlar da bana
bakıyorlardı.


“Hop çocuk kime diyorum?” sesiyle bakışlarımı geri adama çevirip, kahveyi tepsiye geri aldım.


“Bir yanlışlık olmuş efendim hemen değiştiriyorum.” deyip mutfağa gitmek için arkama dönünce az
önce kapıdaki adamların çapraz masaya oturduğunu gördüm. Hızlıca mutfağa yürümeye devam edip
kahveyi değiştirdim. ‘Sabah sabah nerden çıktı bu dingil?’ diye içimden geçirdim. Kahve hazır sesiyle
tepsiye geri koyup masaya doğru ilerledim. Yenilediğim kahveyi önüne koyup,


“Afiyet olsun.” diyerek içeri geçtim ve önlüğümü taktım. Ardından masaların yakınına geçip etrafa
bakınırken bir kadının beni eliyle çağırdığını gördüm. Ben masaya yürürken adam hala bağıra bağıra
konuşuyordu, çevresindeki çoğu masa boşalmıştı. Kadının yanına gittim ve,


“Buyrun efendim.” dedim. Kadın güneş gözlüklerinin üstünden önce bana sonrada bağıran adama bir
bakış atıp,


“Lütfen şu adamı uyarır mısın? Çok rahatsız oluyorum.” Adama bi bakış atıp içimden ‘hay sikeyim
böyle işi’ diye geçirip kadına döndüm.


“Tabi uyarıyorum şimdi.” deyip adamın yanına doğru ilerledim.


“Beyfendi müşterilerimiz rahatsız oluyorlar. Lütfen biraz daha alçak sesle konuşur musunuz?”


adam durup gözlerini bana dikti.

“Kim rahatsız oluyormuş lan! Atma götünden.” deyip gülmeye başladı. Artık sabrımın son
demlerindeydim.


“Bağırıp durmanızdan rahatsız oluyorlar, eğer devam ederseniz patronumu çağırmak zorunda
kalacağım.”


Dememle gülüşü kesilip ayağa fırlamasıyla, oturduğu sandalye büyük bir gürültüyle yere yıkılıp kazağımın
yakasını kavraması bir oldu. Ne olduğunu bileanlamamıştım.


“Düzgün konuş lan benimle.” deyip yumruğunu kaldırdı. O yumruğu yiyeceğimi anladığım için öylece
durdum ama öyle olmadı. Yumruğunu tam yüzüme geçiriyordu ki yumrukla yüzüm arasında başka bir el
gördüm. Bana gelen yumruğu tutup savurmasıyla elindeki dövmeyi görmem bir oldu, ‘×)’. Bir anda
etrafımız kalabalıklaşmaya başladı. Meraklı gözler üzerimizde dolaşıyordu. Bana zorbalık yapan adam
annesi tarafından terlikle kovalanan çocuk gibi kaçmaya başlayınca oluşan kargaşada benim de yere
düşmem uzun sürmemişti. İçimden lanetler okurken beni az önceki yumruktan kurtaran adam elini
uzattı.


“İyi misin Atlas?” uzattığı eli tutup kalkarken,


“İyiyim teşekkür ederim. Siz neden yardım ettiniz ki ben hallederdim.” dedim.

KÜLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin