43

231 26 21
                                    

Taeyong 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Taeyong 

Yatağa gitmeye bile yeltenmeyişim beni de şaşırtmıştı ancak dudaklarımı dudaklarından ayıramıyordum. Onu öpmek bardak bardak alev yutmak ama aynı zamanda çaresini de bulmak gibiydi.

Sadece hazır olduğunu bilmek istiyordum ve Ten hep olduğu gibi beni reddetmemişti. Geçen seferki araba farları sorununun tekrarlanmayacağını biliyordum ve şimdi birkaç adım ötemde duran o anı yakalamak için hazırdım. Ama ona doyamıyordum. Doyamayacaktım da.

Hareket etmeden sabaha kadar onu burada öpebilirdim. Benim için sınır denen o şey Ten'i gördüğüm ve onu hissettiğim zaman kayboluyordu. Fakat onunla ilgili ulaşabileceğim her şeye o kadar açtım ki ikimizin de iyiliği için onu evin içine taşımıştım. Sonu gelmeyecekmiş gibi görünen sayısız işe yaramaz odadan geçmek sinir bozucuydu ve muhtemelen küçük bir servet değerinde olan eşyalardan birine çarptığımızda bacaklarını endişeyle sıkmış ama sonra da kıkırdamıştı. Sesini ne kadar sevdiğimi bilseydi böyle şeyler yapmaya cesaret bile edemezdi. 

Merdivenleri bulup, basamakları ikimizin de boynunu kırmadan tamamladığımda daha önce eşyalarımızı bıraktığımız odayı bulmuştum. Onu öperken tüm bunları yapmak bir insan olsaydım zor olabilirdi ama insan olmayan o yanımın bana kazandırdığı avantajları kullanıyordum. Ve Ten uzanıp, el yordamıyla kapının kenarını bulduktan sonra arkamızdan kapattığında dudaklarımı dudaklarından ayırarak boynuna yaklaşmıştım. 

O kadar güzel kokuyordu ki, ona ne zaman yaklaşsam aklımın karman çorman olmasına engel olamıyordum. Onu öpmek, ona dokunmak ve kendimi tutmak arasında dönüp duruyordum. Ama bu gece sınırlarım yoktu. Onu, yumuşacık tenini öpünce aldığı derin nefes, saçlarımda dolaşan ince parmakları.. kesinlikle Ten başlı başına gözümü döndürmek için vardı. Daha soyunmamıştık bile ama ben tutuşacaktım.

Yatağa doğru dönüp ilerlerken o yatak örtüsünü fırlatıp atmak ve yalnızca benim sevgilime layık olabilecek daha kaliteli örtüler bulmak istiyordum. Her zaman, her an Ten için en iyi şeyleri istiyordum. Ama Ten şefkatli bir tavırla yüzümü kavrayıp beni öperken daha iyi örtülerin canı cehennemeydi çünkü sabırlı olmak konusunda her zaman biraz eksiktim.

Beni o kadar arada bırakıyor ki hangi yanımı dinlemem gerektiğini bile bilmiyordum. Bir yanım onu yatağa fırlatmak istiyordu. Bana karşı koyamayacağını bilen yanım onunla kesinlikle sert oynamak istiyordu ama diğer yanım başkaydı. Onun duygularıyla sarmalanmış yanım sadece onu düşünüyordu. Ten için her şeyi yapabilirdim. Ona dünyanın en narin varlığıymış gibi yaklaşabilirdim. Bu yüzden içgüdülerime direnerek vücudunu yatağa kibarca bırakırken bana yapışan ve uzaklaşmamak için boynuma sarılan kollarının arasına girmiştim. Hoş, arasına girdiğim tek şey kolları değildi ama bunu şimdilik düşünmemeye çalışıyordum.

Akis-μός - taetenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin