5

90 8 28
                                    

Merhabalar, hoşunuza gitmesini dilediğim bir bölümle karşınızdayım yeniden. İyi okumalar~

***

Sıla, Arık'ın elindeki peluş civcive sabitlemişti gözlerini. Yavaş adımlarla ilerleyen adamın neden onu da alıp öyle geldiğini çözememişti. Arık, hiçbir zaman beklendik hareket yapan biri değildi Sıla için. Evet, Sıla onu çok iyi tanıdığını düşünüyordu ama bir yandan da çok yabancıydı Arık onun için. Bazen bazı şeyleri sorgulamamak gerektiğini düşündü, ayak ucuna oturan adamın ona uzattığı oyuncağı alıp yanındaki boşluğa bıraktı.

"Seni mutlu etmek için geldiğim yerden seni paramparça edip ayrılmak doğru gelmedi. Ben bunu yapacak biri değilim-" Arık duraksadı, birkaç saniye düşünüp devamını getirdi, "Ha öyle olabilirim bazen ama sana karşı olmaz bu."

"Yani?"

Sıla onun şu an kendisini de Sıla'yı da daha yumuşak ve sakin hissettirmek adına konuya romantik sayılabilecek şekilde girdiğinin farkındaydı ancak şu anda kalbi buna izin verecek bir durumda değildi. Eğer onun istediği gibi yumuşayacaksa bile duyduğu gerçeklerle olacaktı bu. Acı olsalar da olmasalar da. Kendi istediği şekilde.

"Yani..." Arık bu karşılığı beklememişti, ne diyeceğini bilemez şekilde bir süre bekledi. "Yani ne istiyorsan sorabilirsin, cevaplayacağım dediğim gibi."

"Buna gerek kalmasına ne gerek vardı peki? Melih bahsetmiş olmasaydı diyelim... Ne zaman öğrenecektim ben? İlla ki çok geç olmasını beklemek zorunda mısın?"

Sıla derin bir nefes aldı, konuşmaya devam edeceği sırada Arık araya girdi.

"Sıla-"

"Bekle, bitirmedim."

"Dinliyorum."

"Benimle her şeyini paylaşacak kadar bana güvenmiyorsan ne arıyorsun bu saatte evimde? Ben sana neden güveneyim?"

"Konu hiçbir zaman güven olmadı, ben sana olan güvenimi sorgulamadım bile hiçbir zaman. Sadece bazı detaylar kıyafet rengi gibi geliyor bana, ha o ha bu. Fark etmez, göz önünde bulundurulması da gerekmez."

"Senin gardırobun siyahla dolu diye bu herkesinkinin öyle olduğu anlamına gelmez. Eğer hayatındaki bir insan için renkler önemliyse sen de onları dikkate almak zorundasın. İster beğen ister beğenme. O insanı önemli görüyorsan onun için önemli olan şeyler senin için de olmalı. Sence ben neden sana bir anımı ya da başımdan geçen güncel bir olayı anlatırken her detaya iniyorum?"

"Haklısın, sanırım bu konuda daha düşünceli davranmalıyım."

"Evet, öyle. Kimdi bu Beril?"

"Eskiden takıldığım bir ortamda tanıştığım biri."

Sıla, Arık'ın konuşmaya devam etmesini bekledi. O devam etmeyince iç çekti ve yanındaki civcive kısa bir bakış attı. Bakışları ona dönerken başka bir soru sordu:

"Neyin oluyor tam olarak? Ya da neyin oluyordu?"

"Tanıştığımız ilk gece kafam güzeldi, yanılmıyorsam Melih'in evindeydik. 5-6 kişi falan vardı. Beril de onlardan biri işte, dikkatimi çekmek adına akla gelebilecek her şeyi yapıyordu. Yani tam olarak ne yaptığımızı hatırlamıyorum ama o gece beraber olduğumuzdan eminim. Sonrasında o bana sülük gibi yapıştı, elinden gelen her şeyi yaptı benimle beraber olmak için ama pas verdim denilemez. Sadece işime geldiği zamanlarda onunla görüşüyordum, beraber kafayı buluyorduk. Sonrasında ise tanıştığımız ilk gece ne olduysa o oluyordu, yalan yok. Sonraki sabah yine hiç olmamış gibi devam ediyordum hayatıma, benim için önem arz eden biri değil o."

KUYTU (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin